İlkeli ve istikrarlı siyasetin gereği...

Adnan Bahadır

İlkeli ve istikrarlı siyasetin gereği dürüstlük ve aklı kiraya vermemektir

 

Gazetemizin kuruluş kokteylinin davetiyelerini dağıtırken, bir kısım protokol erbabına bizzat kendi elimle davetiyeleri ilettim. Bir kısmını telefonla aradım, bir kısmını arkadaşlarım dağıttı. Parlamenterlerin davetiyelerini  ise bizzat kendim Ankara'ya  giderek, kendilerini ziyaret ederek verdim. Bazılarını da davet etmedim.
Kendilerini sevip, yıllarca dostluk yaptığım, zor günlerimde ailemin yanına gelerek sıkıntısını paylaşan parlamenterimizin yanına gittiğimde iki saatten fazla kalmak zorunda kaldım. Zira vekilimiz hayli dertli idi... Bizim yaşadığımız süreçte kendisinin hayli yıpratıldığını, telefonlarına bizimle alakalı hayli mesajlar geldiğini, hatta bunlardan bir kısmının benim yakın arkadaşlarım olduğunu, kendisinin bizim yaşadıklarımızdan ötürü ağladığını ve bunu bazı basın kuruluşlarının çekip, kendisi ile dalga geçtiğini, bu nedenle adını 'ağlayan adam' koyduklarını, milletvekilliği sıralamasında beşinci sıraya konmasına sebep de bu olaylar olduğunu söylemişti. Sonra, kendini asıl üzen tarafın, büyük başkanın seçim çalışmalarında kendisine destek vermemesi ve ilçelerden gelen minibüslerin şehre sokulabilmesi için kendisinin defalarca bu işin çözümünü talep etmesine rağmen, başkanın 'olmaz' dediğini ancak başka bir milletvekilinin talebi doğrultusunda minibüslerin şehre sokulduğunu, bu yapılanlarla ilgili büyük başkanla konuştuğunda büyük Başkan"ın; "Demek ki yolumuz buraya kadardı, biz sana karşı görevimizi yapamadıysak,bu iş burada bitmiştir, herkes yoluna..." dediğini, bundan sonra asla büyük başkanla yan yana gelmeyeceğini, hatta gazetemizin de onun direktifleri doğrultusunda yayın yapacak bir gazete olacağından endişe ettiğini, kendi akrabasının gazetesi var iken neden böyle bir gazete kurulduğunu sorarak, sitemlerini ve düşüncelerini dile getirdiğinde ben kendisine olayların perde arkasında olup, bitenleri tüm samimiyetimle anlatarak, kendisi ile helalleşerek  yanından ayrıldım.
Cumartesi akşamı saat 20'deki Uluslararası Halk Dansları festivali yürüyüşünü gazetedeki ofisimden incelerken bir de ne göreyim!.. Benim sevgili dostum, vekil ağabeyim, bayramlık kostümlerini giymiş, çok kızıp, asla bir daha yanında durmam dediği kral hazretlerinin yanı başında, kol kola yürüyorlar!.. Daha sonra arkadaşlarım anlattı, şehir kulübünün önünde birlikte oyun oynamışlar... Bu kadarına da pes doğrusu... Ben kendisine "yapma vekilim, yaşanan süreçte hepimizin sinirleri gergindi, o gün yaşananlar arkadaşlık hukukuna halel getirmemeli" derken, kabul etmeyip, "olmaz öyle şey, ben ciddi ve dürüst adamım, bu yapılanları kabul etmem mümkün değil" diyen sayın vekil ne çabuk unutmuş konuştuklarını... Hayret ettim, kendisine olan sevgimden ötürü atmayı düşündüğüm başlıktan vaz geçtim. Hatta birkaç arkadaşımı arayıp, atacağım başlığı söylemiştim bile... Aslında bana göre vekil kendine kalsa idi o hatayı yapacağını sanmıyorum... Ancak burada yaşayan akrabalar var ya, işte bütün hezeyanlar oradan kaynaklanıyor. Daha önce yanından ayrılmadıkları kral hazretleri operasyon geçirip, siyasi hayatı biteceğini düşünüp, yanından uzaklaştılar. Vekile de uzaklaşması için baskı yaptılar, vekil de gereğini yaptı. Kral hazretleri yanından birilerini uzaklaştırıp yanı boşalınca, hemen yanına üşüşen bu "akbabalar" bizim vekili de ikna etmiş olmalı ki işe dans festivalinde dans yaparak başladılar...
Eh, ne diyelim hayırlı danslar, herkes kendine yakışanı yapıyor demek ki...
İyi haftalar!..    

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.