İMAR YETKİLERİ BAKANLIĞA DEĞİL TEKRAR BELEDİYELERE VERİLMELİ
Bir kentte yerel yönetimleri en çok yıpratan ve şaibeler üreten konu imardır. Mevzii imar planları ve sürekli ranta dönük olarak sıklıkla değiştirilir Konut alanları ticari alanlara, ticari alanların ise konut alanlarına döndürülmesi artık sıradanlaşmış ve vatandaşlarca da kanıksanmıştır. Bu tür şaibeleri ortadan kaldırmak ve zan altında kalmamak için Belediye başkan ve başkan yardımcılarının 1.ve 2.derecede yakın akrabalarının imara açılan veya açılacak olan yerleşim birimlerinde herhangi bir faaliyette bulunmamasını sağlayacak düzenlemeler yapılmasıdır. Şaibelere en açık biçimde emanet usulü yapılan ihalelerdir. Bugünkü denetim şekline göre kağıt üzerinde usulüne uygun olarak yapıldığı iddia edilen ihalelerde yolsuzluklar tespit edilse de etkili yaptırımlar uygulanamamaktadır.İmar planı yetkilerini belediyelerden alınıp bakanlığa bağlanması Hukuka uygun olmayan imar planlarına STÖ'ler tarafından konu idari mahkemelere intikal ettirilebilmekte idi. Ancak imar yetkilerinin tamamen bakanlığa intikal ettirilmesi ile itiraz hakları tamamen yok olmaktadır
Belediyelerde etkin görevlerde bulanan kişi veya kişiler imara açılacak alanları en iyi bilenler olarak bu arazilerin imara açılacağını arazi sahipleri bilmediği için ucuz fiyatlardan bu yerleri ucuz fiyatlardan satın alırlar. Mevcut belediyelerce imara açılmış veya açılacak olan arazilerin de bir anket yapılacak olsa % 99 belediye başkan veya yardımcılarını bu tür arsaları 1.2.veya 3.derece akrabalarına veya yakın dostlarına veya parti yandaşlarınca satın alındığı ortaya çıkacaktır.Çünkü bize has bir mantalite vardır 'Paranın dini imanı olmaz. Yani işin içinde para varsa ne ideal ve nede 'vatan millet sevgisi muteber değerlerdir.
TOKİ'ye verilen imar yetkisi ise çok daha fazla rant ve suiistimale açık bir kapıyı açmaktadır. Çünkü siyasi iradenin yanında olan ve belirli bir güce sahip kişiler istedikleri alanları imara sokarak önemli rantlar sağlanabilmektedir.
Bir dönemler Galata kulesini ve boğaz köprüsünü saf vatandaşlara satan ünlü dolandırıcı 'Raki' adlı kişiye taş çıkartacak bir uygulama adeta bu kadarda olmaz' derecede dolandırıcılıkta ne kadar yol alındığını ortaya koymuştur. Belediye Hayali kamulaştırmalar ile hayati kişilere ödemeler yapılmış hayali belgeler üretilmiştir.Hatta kamulaştırılan bu alanların içine konut imarlı alanlar sokulması üzerine balon patlamış ve olay mahkemelere intikal ettirilmiştir. Bu görüşler çerçevesinde şimdi Samsun'u mercek altına alalım ve hangi yerleşim birimlerinde kimler ranta yönelik eylemler sergileyerek haksız kazançlar elde etmiş veya etmektedirler. Samsun sanıldığı kadar büyük değildir. Herkes birbirinin ayakkabı numarasına kadar tanır ve dünü ile bugünü iyi bilir. Her ne kadar belediyelerde de şaibeli imar uygulamaları olsa da bakanlığın kararlarına itiraz edilemediği için belediyelerin elinden alınan imar yetkileri tekrar belediyelere verilmelidir. Çünkü böylece haksız olarak yapılan imar değişikliklerine yasal yollar açılmış olacaktır