IMF raporunda işsizlik sorununa dikkat çekilirken enflasyon, cari açık, döviz kurları konularında da uyarılarda bulunuldu. Hazine'nin internet sitesinde yayımlanan değerlendirmede, "Türk ekonomisi, kapsamlı politika reformları ve daha güçlü siyasi istikrarla desteklenen altı yıllık bir büyüme sürecinin ardından, küresel finansal ve ekonomik krizle karşılaşmıştır. Mali disiplin, enflasyon hedeflemesine geçiş ve finansal sektör gözetiminin güçlendirilmesi başta olmak üzere geçmiş on yıldaki reformlar ile siyasi istikrar ve AB katılım müzakerelerinin açılmış olması, ekonomi yönetimine olan güveni önemli ölçüde artırmıştır. Bu etkenler yüksek düzeyli faiz dışı fazla verilmesine, kamu borcunun hızla azaltılmasına ve enflasyonun makul düzeylere inmesine katkı sağlamıştır" denildi. "Söz konusu politika reformları, kriz öncesi kırılganlıkları bölgedeki diğer ülkelere kıyasla daha sınırlı tutmuş ve Türkiye'nin krizle ortaya çıkan Uluslararası ekonomik ve finansal dalgalanmaları daha kolay atlatmasına imkan sağlamıştır" tespitinde bulunan IMF heyetinin değerlendirmesinde, küresel likidite bolluğu döneminde uygulanan iyi politikalar, yüksek miktarda dış sermayenin çekilmesini ve böylece finansman kısıtının rahatlamasını sağlamış belirtilerek, "İç talep öncülüğünde hızlı bir büyümeye imkan tanıdığı, bunun sonucunda özel kesim yatırımlarında yaşanan artış ve özel tasarruflardaki azalma, güçlü döviz kuru ortamında cari işlemler açığının genişlemesine yol açtığı, buna karşılık dış kaynakla finanse edilen kredi hacminin nispeten düşük olması, dönemsel ekonomik canlanmaların sınırlandırılmasına odaklı makroekonomik politikalar ve daha kısıtlayıcı ihtiyati düzenlemeler sayesinde Türkiye'nin iç ve dış ekonomik dengesizlikleri Avrupa'daki diğer yükselen piyasa ekonomilerine kıyasla daha sınırlı kaldığı" kaydedildi.
ZAMANLI POLİTİKA UYGULAMALARI
Heyet, büyümenin tekrar başladığını belirterek, ancak, büyümenin fazlasıyla tüketime bağlı olması riskinin bulunduğunu, bu durumun, özellikle mevcut küresel ortam altında dış kırılganlıkları besleyebileceği, güçlü sermaye girişi ortamında, özellikle bu akımlar kısa vadeli ise, enflasyonun artmasının ve cari açığın sürdürülemez bir şekilde genişlemesinin önlenmesinin, ihtiyatlı ve zamanlı politika uygulamalarını gerekli kıldığını vurguladı.
HABER MERKEZİ