Muhtemel bir stand-by anlaşmasıyla Türkiye, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) son ek kaynak artışı kararıyla, özel bir anlaşmaya gerek olmadan asgari 6 milyar dolar kredi çekebilecek. Daha önceki kota artışı nedeniyle, Türkiye'nin fondan çekebileceği kredi miktarı 4,5 milyar doları bulurken, kredi maliyeti de 4'te 1 oranında azalacak. Türkiye'nin, son ek kaynak artışı kararıyla da IMF'den çekebileceği kredi miktarı 6 milyar doları bulabilecek.
100 MİLYAR DOLARLIK
KISIM TÜRKİYE GİBİ ÜLKELERE
28 Ağustos'ta IMF'nin kaynakları 250 milyar dolar düzeyinde artırılmıştı. Bu paranın 100 milyar dolarlık kısmı ise Türkiye'nin de içinde bulunduğu ülkelere tahsis edilmişti. Türkiye de bu yeni kredi imkanı çerçevesinde yaklaşık 1,5 milyar dolarlık ilave kredi imkanı elde etmişti. IMF'ye üye ülkelerin kotaları bu ülkelerin maksimum finansal yükümlülüklerini, oy haklarını ve IMF'nin finansal kaynaklarına olan erişimlerini belirliyor. Fon ile temel anlaşmazlık konularından birinin merkezi hükümetten belediyelere aktarılan kaynaklar konusu, diğer bir konuyu da Gelir İdaresi Başkanlığının özerkliği konusu oluşturuyordu. Türkiye'nin, vergi idareleri konusunda gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, vergi hukuku ve uygulamalarının net bir şekilde ortaya konduğu, kesin cezai yaptırımların belirlendiği, hiçbir tereddüte imkan vermeyecek geniş kapsamlı bir yasal sistemi uygulayacağını IMF tarafına bildirdiği ifade ediliyor. Vergide öncelikle herkesçe anlaşılabilir mevzuat düzenlemesi olacak. Ardından, vergi oranları adil ve şeffaf bir şekilde uygulanacak. Etkin ve geniş kapsamlı denetim ve yaptırım sistemi oturtulacak.
IMF'nin, uluslararası standartlara sahip bir vergi idaresi sistemini kabul ettiği kaydediliyor.
IMF KREDİSİ ÖZEL SEKTÖRE KAYNAK OLACAK
Fon ile anlaşmanın, düşük maliyeti nedeniyle iki yıllık stand-by düzenlemesi şeklinde alınacak kaynağın, 2010 ve 2011 yılında, özel sektöre dolaylı kaynak aktarmada kullanacağı belirtiliyor. Yetkililer, bütçe açığının, iç borçlanma açısından finansman ihtiyacını artıracağını, bu çerçevede de, IMF'den gelecek rezerv ile Hazine'nin, daha az borçlanarak, özel sektöre finansman imkanı bırakabileceğini vurguluyorlar. Türkiye'nin, cari açığının şimdilik sorun olmadığını vurgulayan yetkililer, bu nedenle dış finansman değil, iç finansmanın öne çıkacağını, bütçe açığının yüksek olacağı bir ortamda, iç borçlanma maliyetlerinin yükselmemesi ve ekonomik büyüme ile istihdamın artırılması amacıyla özel sektöre daha çok fon sağlama imkanının ön plana çıkacağını, bu çerçevede de IMF kaynağının önem kazanacağını ifade ediyorlar. ''Önden Yüklemeli Kredi'' çerçevesinde, toplam kredinin yarısı, 6-8 ay içinde alınabilecek.