Zariyat suresi 56.ayette, Yüce Allah, Cinleri ve İnsanları kendisine kulluk etmeleri için yarattığını bildirmiştir. Mülk suresinin ilk ayetinde de, “ölümü ve hayatı insanları sınamak için yarattım” buyurmuştur. İmtihan dünyada yapılmakta, sonucu da ahirette görülmektedir. Bir çok imtihan sorusu, yani unsuru vardır. Ama temelde ya varlıkla ya da yoklukla imtihan edilir insan. Ya sabrı gerektiren olaylar ve hususlar imtihanın unsurudur ya da şükrü gerektiren hususlar.
Yoklukla imtihan edilmek varlıkla imtihan edilmekten daha hayırlı görülür. Varlık şükrü, yokluk sabrı gerektirir. Karşılaşılan her olay, sahip olunan her varlık imtihan unsurudur. Açlık, korku, mallardan ve evlatlardan eksiltme gibi hususların, imtihan unsuru olduğunu Yüce Allah bildirmiştir. Eş ve çocukların da imtihan vesilesi olduğu hatırlatılmıştır.
İnsanlara şehvet, şöhret ve servet gibi temel dünyevi unsurların güzel gösterildiği Kur’anda belirtilmiştir. En önemlisinin de, ahiret hayatı olduğu ve insanların ahireti hesaba katarak yaşamaları ve çalışmaları, önemle ve özenle hatırlatılmıştır, hatta bu konuda insanlar ikaz edilmiştir. Günümüz dünyasında varlıkla da yoklukla da imtihan edilen insanları görmekteyiz.
Hepimiz zaman zaman kendi çapımızda varlıkla ve yoklukla imtihan edilmekteyiz. Sel felaketi nedeniyle mahsullerimiz yok olur, ölüm nedeniyle evladımızı veya eşimizi kaybederiz, yangın veya kaza nedeniyle malımız ve sahip olduklarımız gider. Bazen de az bir sermaye ile çok iş yapar, varlığımıza varlık katarız. Bazıları hastalıklara uğraşırken, sağlıklı bir hayat süreriz. Elimize aldığımız değer kazanır. Bunlara benzer örnekleri çoğaltabiliriz. Ancak asl olanın imtihan olduğunu bilmeliyiz.
Varlıkla imtihanı kazanmak yoklukla kazanmaktan zordur. Zira zaman zaman varlık, o varlığın gerçek sahibini unutturur. Aksine yokluk da, verenin ve alanın kim olduğunu hatırlatır. Bu yaklaşıma insanlık ve islam tarihinden örnekler çoktur. Hz. Eyüp Peygamber hem varlıkla hem yoklukla imtihan edilmiş, her iki durumda da imtihanı kazandığı görülmüştür.
Karun, varlıkla imtihan edilmiş ama imtihanı kaybetmiş, çünkü servetinin gerçek sahibi olan Rabbını unutmuş, hatta şirke varacak bir şekilde malı nedeniyle en’aniyet göstermiştir. Dünyada malı kendisine hiçbir fayda sağlamadığı gibi ahiretini de bitirmiştir. Yokluğu zamanında Peygamberimizin yanından ayrılmayan, yaşamı ve davranışları nedeniyle takdir edilen Salebe, sonradan sahip olduğu malları nedeniyle zekat konusunda Rabbına kafa tutarak şımarık bir insan olmuş, Peygamberimizin muhabbetini ve Allah c.c. rızasını kaybederek ahiretini yitirmiştir.
Varlıkla imtihan olmak, süreci zor ama sonucu mükemmel bir imtihan şeklidir. Zira sahip olduklarını başkalarıyla paylaşmak, bunların gerçek sahibinin Allah c.c. olduğunu bilerek yaşamak, büyüdükçe küçülmek zor ama en mutluluk verici bir haldir. Bir süreç ne kadar zorsa da, başarıldığında sonucu o kadar mükemmeldir.
Varlık sahibi isek, bu bizim kerametimizden değil Rabbımızın merhametindendir. Yokluk sahibi isek, bu bizim eksikliğimizden değil, Rabbımızın adaletindendir. Her halimiz şükrü gerektirir ama varlıklı olmak, eğer süreç iyi yönetilemezse Allah c.c.ı unutturan bir hale dönüşür ki, dünya da ahirette heba olur, gider.
Alimler; dünya malı ile imtihan edilmemek için dua ve niyazda bulunurlar, sıkıntı yaşamadıklarında da üzülürlermiş. İmkanlarla sınanmak zor bir sınavdır. Varlığı mutluluk veren her şeyin sınavı zordur. İmkan, makam, mekan gibi dünyalıkların varlığı gurur, elden çıkması da acı vericidir. Atalarımız; “Mal canın yongasıdır” derken bu hakikati ifade etmişlerdir.
Zor sorulara cevap vermek için kolay yol takip edilemez. Soru zorsa, cevap da zordur. Cevabı zor olan imtihanın kazanılması halinde sonucu da çok kıymetlidir.