İnanmak
Dünyada üretilmiş ve üretilecek olan en korkunç silah ölümü göze almış insandır.Dört bir taraftan kuşatılmış toprak parçasına, teknoloji ve ekonomik üstünlüğü ile saldıran gözünü kan bürümüş bir devlet. Yok etme adına ne yapılması gerekiyorsa , uluslararası toplumun üç maymunu oynadığı arenada, şuursuzca Gazze'nin üzerine çullanıp tüm savaş kurallarını hiçe sayarak çoluk çocuk demeden hedef gözetmeksizin saldıran İsrail. Bu terörist devlet,kendi kontrollerinde olan dünya basının ve bir çok Avrupa devletinin desteğine rağmen hayal kırıklığını yaşamıştır.
2. dünya savaşı sırasında Adolf Hitler'in Yahudiler üzerindeki baskısının bu gün ki yaşanılanların başlangıç noktası olması, soykırım iddealarının asıl nedeninin bilinçli bir tahliye ve yerleşme üzerine kurulduğudur. Büyük bir senaryonun sonunda kurulan Yahudi devletinin sığındığı ve dünyaya mağdur olduğu mesajı verdiği soykırımın değişik boyutunu Filistin halkına uygulamaktadır. Her konuda yüz'e bir oranındaki üstünlüğü ile başlattığı güç gösterisi hüsran ile son bulmuştur. Dünyaya bir asker için her şeyi yaparım büyük devletim mesajını , sadece sokak savaşı yapabilecek Gazzeye karşı uygulayan ,tüm üstünlüğü ile saldırdığı Gazzede onlarca askerini kaybeden bu devletin güç gösterisi inancın karşısında ezilmiştir. Hangi silah sistemi olursa olsun, ardında onu kullanan bir insan vardır.
Orantısız savaşta bir haftada tüm tünelleri imha edeceğiz tezi ile yola çıkan İsrail, verdiği görüntü ile saygınlık ve prestij kaybına uğramıştır. Silahsız insanlar karşısında aslan kesilenler, sokak savaşlarında başarısızlığı ortaya çıkan bu devlet ve destekçileri olan Batı aynı zamanda Birleşmiş Milletler , Gazze karşısında ezilmiştir.
2006 yılında kaybolan iki askeri için başlattığı böylesi bir savaşta yine kayba uğramış, denizden ve havadan ablukaya aldığı Lübnan'da sokak savaşına girdiği Hizbullah karşısında sakladığı kayıplarına karşın aynı yenilgiyi almıştır. Kayıplarını 121 asker olarak belirten İsrail, Fransız bir haber kaynağına göre 1000, İran kaynaklarına göre ise 2300 asker ve onlarca zırhlı araç olarak dünya basınına servis edilmiş olup yine inançlı bir dik duruşun başarının arkasındaki güç olduğu görülmektedir.
Oysa sokak savaşlarında üstün teknolojisiyle kayıplar yaşayan İsrail, 1967 yılında Mısır, Suriye ve Ürdün'e karşı başlattığı ve 6 gün savaşları olarak adlandırılan İsrail Arap savaşına ,Suudi Arabistan, Sudan, Tunus, Fas ve Cezayir'in asker ve silah yardımı yapmasına karşın 6 gün içinde topraklarını dört katına çıkarmış, Arap devletleri İsrail'i yok edemeyeceğini anlamış ve politikalarını değiştirme yoluna gitmiştirler. Arap devletlerinin yüksek savaş kayıplarına karşın İsrail'in kayıpları daha düşük seviyede olması, Direk veya dolaylı savaştığı devletlere karşı psikolojik bir üstünlük sağlamıştır.
6 gün savaşlarının 1. Gününde Mısır'ın 17 hava üssüne baskın yapılmış, aynı gün Suriye ve Ürdün'ede baskınlar yapılarak hava kuvvetleri işlemez hale getirilmiştir. 2. Gün Mısır'ın elindeki Gazze ve Sina yarımadası ele geçirildi. Aynı günlerde Sina çölünde 11 bin civarı Mısır askeri susuzluktan öldü. 3. Gün Ürdün'e giren İsrail dört şehir ve Doğu Kudüsü ele geçirmiş, 5. Gün Suriye'ye bağlı Golan tepelerini almış, kendine inanmamış Araplar hezimeti yaşamıştılar.
Arap devletlerine karşı 6 günde büyük bir zafer kazanan İsrail'in imajı, Gazze'de son bulmuştur. 50 gün boyunca savaş suçu işlenerek bombalanan siviller, tesisler, tünellere karşın, Gazze yılmamış, çocuk ölümlerinin dahi önemsenmediği bir uluslararası ayrımcılığa rağmen, direnişten vazgeçmemiş ve düşmanını diz çöktürmüştür.
Toplumun birlikte hareket etmesi, inancı tüm yıkımlara karşın vermiş olduğu onurlu mücadelenin sonucunda ,varlıklarını korumuş , diğer İslam toplumlarına birlik ve beraberliğin önemi konusunda dersler vermiştir. Gazze'ye bombalar yağarken halk acıda birleşirken, onca İslam devletinin sesinin çıkmaması çok ilginçtir.