Müslümanın en önemli özelliği iyi insan olmasıdır. Zararsız veya nötr olmak övünülecek bir durum değildir. Müslüman zaten hiçbir canlıya zarar veremez, tarafsız ve tavırsız kalamaz.
İyi insan olmak; diğer insanlara ve canlılara faydalı olmakla sağlanır. Faydanın ölçüsüne göre de iyi insanın kalitesi ve kalibresi oluşur. Başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere, okullarda verilen eğitim ve bazı sivil toplum kuruluşlarının insana dönük hizmetlerinde hedef; iyi insan yetiştirmektir.
Yirmi üç yıllık Peygamberlik döneminde Allah'ın Resulü, iyi insan modelini oluşturmak için gayret etmiştir. Bugün, saadet asrı diye isimlendirilen sahabe döneminde, iyi insan olmanın tüm unsurları hayata yansımış, örnek bir toplum oluşmuştur. Günümüz müslümanları örnek toplum olarak asrı saadeti görmektedir.
Peygamberimiz kendisine iyilikle ilgili olarak sorulan bir soruya; "Üç parmağını birleştirip, soruyu soran sahabenin göğsüne dokunarak; “İyilik, gönlünü huzura kavuşturan ve içine sinen şeydir. Kötülük ise insanlar sana fetva verseler bile, gönlünü huzursuz eden ve içinde kuşku bırakan şeydir” cevabını vermiştir.
İlahi kaynak olan Kur'an'da yüce Allah iyilik konusunu tarif ederken; "Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman etmektir. İmanına salih amelleri şahit kılmaktır. Sevdiği maldan yakınlarına, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, hasılı bütün ihtiyaç sahiplerine harcamaktır" buyurmuştur.
"Namaz kılmak, zekât vermek, verilen söze sadık kalmak, darlıkta, hastalıkta ve savaş zamanında sabretmek, bollukta ve sağlıkta şükretmek" de iyi insan olmanın özellikleri arasında sayılmıştır.
İyilik; dünya hayatının en güzel özelliği, ahiret için dünyada yapılacak en değerli ameldir. Ahiret sermaye olarak; dünyada yapılan iyilik yetecektir. İnsanlara ve canlılara hizmet ve hürmet; iyi insan olmanın yansımasıdır. Ekmeği, sevgiyi, duayı paylaşmak, külfetlere ortak olup, nimetleri dağıtmak; iyi insan olmaktır.
Kibir ve gurura kapılmadan, gösterişe kaçmadan, iyilik peşinde koşan insan, bu hâl ve davranışıyla diğer insanlara hizmet ederken, Rabbına da ibadet etmiş olur. Allah'ın verdiği nimetleri, Ona ulaşmak için, olmayanlarla paylaşmak; dünyevi güzellik, uhrevi sermayedir.
İyi insan, yüce Allah'ın; “İyilikle kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü iyilikle önle. O zaman göreceksin ki seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sımsıcak bir dost oluvermiş!” ilahi mesajının ne anlama geldiğini bilir ve günlük hayatını buna göre şekillendirmeye gayret eder.
Elbette iyi insan olmak zordur. Zor olduğu için de çok kıymetlidir. Sabır, şükür, sevgi, hoşgörü paylaşma, dayanışma, kardeşlik, ibadet, itaat, adalet, merhamet gibi bir çok güzel haslet iyi insan olmanın gereğidir. Bunları yerine getirirken fiziki zorlukluklar, zihni yorgunluklar oluşacaktır.
Her iyi hareketin Allah katında bir karşılığı, ameller arasında bir değeri vardır. Samimiyetle yapılan güzel işler, az bile olsa bereketi büyüktür. Bir zeytin tanesiyle yapılan paylaşma, bir dağ kadar berekete dönüşebilir. Bunu sağlayan; yapılan iyilikteki amaçtır.
Kişinin elinden geleni yapması; bir sorumluluktur. Peygamberimiz; “İçinizden biri bir kötülük görürse onu eliyle düzeltsin. Buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin. Buna da gücü yetmiyorsa kalbiyle buğzetsin. Bu ise imanın asgarî gereğidir” buyurmuştur.
Zor da olsa iyilik peşinde koşmak, dünyada karşılığı görünmüyorsa da iyilik yapmak; mü'min için en güzel ahiret sermayesidir. Allah c.c. iyilere ve iyilik yapanlara yardım edecek, onları yalnız bırakmayacaktır. İlahi vaad böyledir.
Müslüman; fitneden, fesattan, yalandan, haramdan kaçınarak ıslah edici bir sorumluluk almalıdır. Mü'min; mü'minin yanında olup, yardımında bulunmalı, tek millet olan küfre karşı müslümanlar ümmet bilincini hayata taşımalıdır.
Dünya; iyilerin güzellikleriyle anlamlı, kötülerin sorunlarıyla da problemlidir. İyi insan olmanın tadını, iyilikte yarışa girenler anlayacaktır.
İnsanın kalite ve kalibresini; o insanın davranışları belirlemektedir. İbadetinin kıvamda olup olmadığı davranışlarından anlaşılmaktadır.