05-11 Aralık tarihleri arasında “İnsan Hakları Haftası” kutlanmaktadır. Ayrıca ülkemizde, 5 Aralık 1934 tarihinde, kadınlara seçme ve seçilme haklarının verilmesinden hareketle, bu tarih “Kadın Hakları” olarak ilan edilmiştir. Her yıl 5 aralık tarihi “Kadın Hakları Günü” olarak kutlanmaktadır.
Kadınlar, her toplumda önemli olduğu gibi bizim toplumuzda da çok önemli bir yere sahiptirler ve anne olmaları bakımından toplumun inşasında birinci derecede rol sahibidirler. Dinimizin kadına vermiş olduğu değer, onun önemini ifade etmeye yetecektir. Cennetin, annelerin ayaklarının altında olduğunun, dinin Peygamberi tarafından hatırlatılması, kadının ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu anlatmaktadır.
Günümüz dünyasında medeniyet ülkeleri olarak isimlendirilen ülkelerde insan hakları, deneme yanılma yöntemleriyle belli bir düzene oturtulmuştur. Söz konusu tecrübelerden hareketle de “İnsan Hakları Beyannamesi” oluşturularak, insanların bu haklara sahip oldukları ifade edilmeye çalışılmıştır. Hukuk düzeni de bu beyannamedeki ilkeler dikkate alınarak hazırlanmıştır.
Oysa, İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v.) 632 yılında irad ettiği “Veda Hutbesi”nde, İslam’ın sunduğu, özelde kadın hakları, genelde de insan haklarını insanlığa ilan etmiş ve hutbesinde özetle şöyle buyurmuştur :
"Ey insanlar! Kanlarınız (hayatınız), mallarınız, haysiyet ve şerefleriniz, Rabbinizle buluşacağınız (güne) kadar, kutsal ve saygındır. Emânet olarak eli altında bir şey bulunduran kişi, onu kendisine emanet etmiş olan kimseye iâde etmelidir. Bundan böyle cahiliyyet döneminde ödünçler üzerinden alınan fâiz kaldırılmıştır; şu kadar var ki, (ödünç olarak verdiğiniz) sermayeleriniz sizindir; (bu suretle) ne zulmedecek ve ne de zulme uğrayacaksınız. Yine cahiliyyet devrinin kan davaları kaldırılmıştır.”
"Ey insanlar! Kadınlarınızın haklarına riayet etmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Sizin kadınlar üzerinde haklarınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Kadınlara en iyi şekilde davranıp muâmele ediniz. Çünkü onlar, sizin himaye ve muhafazanız altına girmiş kimselerdir. Kadınlar hususunda Allah'tan korkup çekinin."
"Ey insanlar! Müminler kardeştirler. Bu kimse için kardeşinin malını yemek, onun tam rızasını almadıkça helal olmaz. Allah, her hak sahibine hakkını (Kur'an'da) vermiştir. Benden sonra küfre sapıp birbirinizi boğazlar hale gelmeyin. Gerçekte ben size öyle bir şey bırakıyorum ki; siz ona sarıldıkça dalâlet ve sapıklığa düşmezsiniz: Bu Allah'ın kitabı ve Onun Nebisinin sünnetidir. Ey insanlar! Rabbiniz bir, ceddiniz birdir. Hepiniz, Âdem'den türemiş bulunuyorsunuz. Âdem ise topraktan yaratılmıştır. Allah katında en makbûl olanınız, Ondan en çok korkup çekineninizdir. Bir Arabın Arap olmayana, -takva hariç- üstünlüğü yoktur."
Kadın ve insan haklarına dinimizden daha fazla önem veren başka bir sistem yoktur. Bu konuda, dinimizin kuralları ve Peygamberimizin beyanları dikkate alındığında toplumun her kademesindeki insan hak ettiği değeri bulacak ve görecektir.