Dünya İnsanoğlunun Hizmetinde İnsanoğlu Siyasetin hizmetinde birbirini tamamlayan vazgeçilmezimiz olmuş.
Dostluklar siyasi görüşle bağlantılı hale gelmiş. Oysaki çocukken mahallede misket oynayan, ilköğretimden itibaren birlikte aynı sırayı paylaşan, aynı sofrada ekmeğini suyunu paylaşan insanoğlu gün geliyor fiziksel olgunluğa ulaşıyor ve yaşamın bir parçası olmuş siyasette tarafını seçiyor. Yıllardır süre gelen dostluklar fikir ayrılığı yüzünden zedeleniyor hatta yıkılabiliyor.
Farklı düşüncelere sahip olduklarında bu güzel dostluklar yara alıyor. Hatta bazı insanlar bu fikirlerini karşı tarafa kabul ettirebilme uğruna çirkinleşebiliyor, dostlukları yıkabiliyor. Kimisinde ise BEN duygusu hâkim olmuş kendi düşüncelerini kabul ettirmek uğruna dostlarını kırmaktan hiç rahatsız olmuyor. Oysa artı olmadan eksi olmaz olsa bile anlamı olmaz. Zıt kutuplar karşıt düşünceler her zaman taraflara güç kazandırmış, rekabet hep başarıyı beraberinde getirmiştir, lakin yerinde, zamanında ve ölçülü yapıldığında.
Ama maalesef son zamanlarda ülkemizde özellikle küçük ilçelerde siyaset çok çirkin bir hale geldi.
Her insan desteklediği, sempati duyduğu partinin en iyisi olduğunu düşünür ve daha iyi olması için çaba gösterip emek verir. Bu doğal bir içgüdüdür. Aslında insanın doğasında var, benim olan ya da benim tabi olduğum, desteklediğim hep en iyisi olmalı.
Tüm Dünyada olduğu gibi benim ülkemde de siyasi rekabet hat safhada, tatlı sert sürtüşmeleri ve eleştirileri günlük medyadan izliyoruz. Bazen üslupları ağır olsa da politikacıların vizyon ve misyonu farklı fakat; amaçları aynı, İnsana hizmet...
Benim ilçemde ise bu çok farklı yapılıyor. Karşı tarafı aşağılamak, karalamak, iftira atmak ve tüm bunların üzerinden destek olduğu partiye prim yaptırmak işin kolay ve çirkin tarafıdır. Bu tür davranışlar içerisindeki arkadaşların siyasetin anlamını bildiklerinden şüphem var doğrusu, çünkü; bu tür davranışlar partinize ve kişiliğinize zarar vermekten başka bir işe yaramaz.
Günümüzde siyaset devlet, millet refahı için değil çıkar için yapılıyor.
Son zamanlarda ilçemdeki siyasetçiler amaçlarına ulaşmak koltuğu sağlama almak adına her türlü alavereyi mübah sayıp, delegelerine güzel vaatler verip, şirin görünüp sahte gülücükler atıp koltuk sevdalısı değil hizmet aşkıyla bu göreve talibim diyerek koltuğu sağlama alıyor sonrası ise malum.
Beylerin hizmet aşkları koltuğa oturana kadar, sonrasında nereden nasıl çıkar elde ederim, cebimi nasıl doldururum hangi ihaleyi nasıl alırım derdine düşüyorlar.
Nede olsa arkalarında koskoca iktidar var. Fırsat bu fırsat kurum ve kuruluşların ihaleleri başka kim alabilir ki hükümetin temsilcisi dururken.
Yatılı kuran kursları, hastane, kayak tesisi, okullar vs. gözüm yok gözü olanında gözü çıksın. Ama dürüstçe mertçe adabına uygun ihale kurallarını ihlal etmeden alabiliyorsan ve helali ile işi yapabiliyorsan ne ala Allah bol kazanç versin ama yok işin içinde işler varsa ki görünen maalesef öyle, çok yazık.
Allah sorar bunların hesabını haberiniz olsun.
Geçtiğimiz günlerde Ladik devlet hastanesinin yemek ihalesi yapıldı.
İhaleyi alan firma iktidarın temsilcisi malum şirket
Fakat ihalenin alınışı ve hizmet vermesi ile alakalı sorunlar var ki ihaleye teklif veren diğer iştirakçilerin kamu ihale kurumuna itirazı olmuş ve bunun üzerine (KİK) 06.02.2012 tarihinde inceleme yapıyor ve şikâyeti yerinde bularak ihaleyi alan firmanın sözleşmesini fes ediyor.
Şimdi değerli okurlarım hepimiz bir lokma ekmek kazanmak için çalışıyoruz.
Rahat yaşamak için çalışıyoruz ve hayatımızdan ödünler veriyoruz ama bu demek değildir ki usulsüzlük yaparak para kazanalım kul hakkı yiyerek zengin olalım.
Bilmeden veya bilerek bir kişinin hakkını yersiniz gün gelir o kişiden helallik istersiniz verirse Allahın karşısına kul hakkı ile çıkmazsınız. Ama helalleşeceğimiz bir kişi değil de yüz binler, milyonlar ise nasıl olacak?
Ekmeğimiz katıklı olmuş yavan olmuş çok önemli olmamalı önemli olan yastığa kafamızı koyduğumuzda huzur içerisinde uyuyabilmek hesabını veremeyeceğimiz hiçbir yanlış işi yapmamaktır.
Esen kalın