Bu sabah sokakta yürürken, karşımdan gelen hanımın başını öne eğdiğini gördüm. Bir şey saklıyordu belli,yanımdan geçerken farkettim, gözünün bir tanesi morarmıştı. Kadının kuvveti erkek karşısında nedir? O kadına baktığınızda, ona el kaldıran kişinin, normalde bastırılmış duygularının ve ezikliğinin, dışa vurumu görüyorsunuz. Kadına şiddet uygulayan o şahsiyet normal şartlar altında denk güce sahip kişi karşısında, kadına göstermiş olduğu cesareti sergilemekten uzak duracaktır. O kadın bir anne ve gelecekle ilgi, evinin huzuruyla alakalı hayallerini kurarken böylesi bir olumsuzluğu hiç düşünmemişti . Sen ne yapıyorsun, acizliğini yansıtıyorsun. Onun bir anne olarak kurduğu hayallerin kaçını gerçekleştirebiliyorsun,bu konuda erkekliğini göstersen daha onurlu olacaksın.
İnsanlar kurdukları iletişimde birbirini anlamak için caba sarfetmeliler.İnsanı anlamak için gereken tavırlardan bir tanesi empati yapmak,diğeri ise ''sen '' dili yerine ''ben'' dilini kullanmaktır. Kendimizi benli cümlelerle anlattığımız zaman karşımızdakini incitmemiş, fakat kendi mesajlarımızı da vermiş oluruz.Ben dili, savunmaya itmez,suçluluk hissettirmez, ben iletisi alan kişi başkalarını düşünmeyi de öğrenir.
Sen dili,Suçlama içerir ve karşımızdaki kişi doğal bir savunmaya geçer. Dolayısıyla sonuç anlaşılamama, tartışma, kavgaya kadar gidebilir.'Sen' dili: Sen hatalısın! Çok yanlış davranıyorsun! 'Ben' dili: Senin bu davranışın beni incitti, üzüldüm! Peki bunu uyguluyormuyuz. Uygulamamız için çevreninde bize yardımcı olması gerekmektedir
Şimdi sizinle bir mesajı paylaşmak istiyorum. Burada üç karekter var. Baba çocuğunu koruma iç güdüsünde, kız, haklı olduğu bir davada kendini ifade edememenin sıkıntısını yaşamakta, güvenlikçi, ona verilen görevi harfiyen yerine getirmenin uğraşında. Olayı baba sinirle başka yönlerede çekebilirdi, ama o en doğrusunu yapıyor. Mesajı olduğu gibi sizinle paylaşıyorum.
sayın müdürüm,4/3/2013 tarihinde saat 17.00 sıralarında,kızım dershanaden eve dönerken meydan durağında raylı sisteme binmek üzre samkart ını okutarak geçiyor. Oradaki güvenlikçi arkadaşlar kızımı çağırarak,samkartına bakıp bu sizin resminiz değil diyerek ceza makbuzunu verip, samkartına el koyuyorlar.Kızım,'' baba tek bir kelime dahi konuşmama fırsat vermeden , o kalabalığın içinde herkesin bakışları altında beni kenarı çektiler'' dedi.Makbuza baktım, samkartın ne sebeble alındığı ve ne kadar ceza yatıracağım da yazmıyor. Hasta yatağımdan kalkarak akşamın o vaktin de oraya gittim. ''Kızımın kartının ne sebeble alındığını bu makbuza yazarmısınız'' dediğimde resmin kızıma ait olmadığını ilköğretim öğrencisi resminin olduğunu söylediler.Bende, samkartı ortaokulda aldığımı şu an lise 4.sınıfa gittiğini sene başında vize yaptırmak için gittiğimde oradaki arkadaşların elimdeki resimlere bakarak, kızınız bunu bu senede kullanacak yalandan yere 7 lira para vermeyin diyerek benim isteğimi geri çevirdiğini anlattım,söyleyin siz benim yerimde olsanız ne yapardınız diyede sordum,onlarda haklısınız dediler.Peki kızımın açıklama yapmasına niye müsade etmediniz dediğimdede bocaladılar cevap veremediler.Sonra haklı çıkabilmek içinde o kartla kızımın 750 krş.yolculuk yaptığını iddia ettiler.Bende onlara bu kartı cihaza çekin 750krş. değil 1 lira dahi çekerse istediğinizi verecem dedim.Kartı cihaza tutunca ücret olarak kızımın kartından 1.750 krş.alınca şaşırdılar, kızımın öğrenci hakkından dahi yararlanmadığını onlara anlatamadığını söyleyincede şikayetçi olmamam için yalvarmaya başladılar.ben size bu mesajı yollamanın daha uygun olacağını düşündüm.amacım kimsenin ekmeğiyle oynamak değil,insanlara insan gibi davranılmasını sağlamak benim hayat felsefem KENDİNE NASIL DAVRANILMASINI İSTİYORSAN KARŞIDAKİNE ÖYLE DAVRAN dır.makbuzu yazan görevlinin adı .. makbuzun no su 182 dir. saygılarımla A.U bu konuyla ilgilenilmesini rica ederim.
Müdür anında, konuyla ilgileneceğini telefon numarası ve adresini yazmasını istiyor. Bir sonraki gün eve ziyarete geliyor, izleyecekleri yolu anlatıyor. Kız ertesi gün belirtilen samkart şubesine gidiyor. Kart teslim ediliyor,oradaki görevli,bunun değişmesine gerek yok diyerek tekrar olayı başa döndürüyor. Buyurun, sen dili, ben dili, o dili , bu dili,şu dili. Burası Türkiye,biraz daha tertip düzen için zamana ihtiyacımız var.