İNSANİ YARDIMLAŞMAYA İSLÂMİ BAKIŞ...

Sami Kesmen

İslam dini, insana ve insan haklarına büyük önem veren bir dindir. İnsani yardım, İslam’ın temel ilkeleri arasında yer alır ve yardımseverlik Müslümanlar için hem dini bir yükümlülük hem de sosyal bir sorumluluk olarak kabul edilir. İslam'da yardımlaşma ve dayanışma, toplumsal bağları güçlendirmenin, kardeşlik ve dostluğu geliştirmenin anahtarı olarak görülür. Bu bağlamda, Kur'an-ı Kerim'de ve Peygamber Efendimiz'in (sav) hadislerinde insani yardımların önemi çokça vurgulanmıştır.

İslam’da insani yardımların temelinde takva ve ihsan kavramları vardır. Takva, Allah’a karşı sorumluluk bilinciyle hareket etmek; ihsan ise her türlü iyiliği en güzel şekilde yapma gayretidir. Bu iki kavram, insani yardımın özünü oluşturur. Kur'an-ı Kerim'de Müslümanların birbirlerine yardım etmeleri gerektiği, toplumun refahı ve huzuru için olmazsa olmaz bir ilke olarak sunulmuştur:

Maide suresi 2.ayette; "İyilik ve takva üzere yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın" buyurulmuştur. Bu ayette, insani yardımın iyiliğe dayalı olması gerektiği belirtilir. Müslümanlar, insanlık yararına yapılan her türlü yardımı desteklemeli ve kötülük, adaletsizlik ya da düşmanlık için kullanılan herhangi bir şeye karşı durmalıdır.

İslam’ın beş temel şartından biri olan zekat, toplumun fakir ve ihtiyaç sahiplerine yardım edilmesini emreden en önemli dini yükümlülüklerden biridir. Yüce Allah Zariyat suresi 19.alette; "Onların mallarında, dilenenin ve mahrum olanın hakkı vardır" buyurmaktadır. Bu ayet, mal sahibi Müslümanların servetlerinde fakirlerin hakkı olduğunu ifade eder. Zekat, fakirlerin haklarını koruyarak, toplumsal dengenin sağlanmasında önemli bir rol oynar. Bununla birlikte, gönüllü olarak verilen sadaka da yardımlaşmanın bir göstergesi olarak tavsiye edilir.

Bakara suresi 261.ayet bu konunun fazileti tarif edilmektedir. "Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, yedi başak veren bir tek tohuma benzer. Her başakta yüz tane vardır. Allah dilediğine kat kat verir. Allah, lütfu geniş olandır." Bu ayet, sadaka veren kişilerin Allah katında büyük mükafat alacaklarını bildirir. Burada insani yardım, kişinin sadece malını değil, Allah'a olan bağlılığını ve topluma karşı sorumluluğunu da gösterir.

Peygamber Efendimiz (sav), hayatı boyunca yardımseverliği, dayanışmayı ve paylaşmayı teşvik etmiş, Müslüman veya gayrimüslim olsun, ihtiyaç sahibi herkesin yardımına koşmayı emretmiş ve yardımseverliği ümmetinin en büyük özelliklerinden biri olarak tanımlamıştır. Hz. Peygamber (sav), Müslümanların birbirlerine karşı sorumluluklarını birçok defa dile getirmiştir. "Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu yardımsız bırakmaz" buyurmuştur. Bu hadis, Müslümanların birbirlerine kardeşlik bağı ile bağlı olduklarını ve kimsenin zor durumda bırakılmaması gerektiğini vurgular. İnsani yardım, bu kardeşlik bağının somut bir tezahürüdür.

Peygamber Efendimiz (sav), insanların birbirine merhametli olmasını ve bu merhametin bir sonucu olarak yardımlaşmayı öğütlemiş ve "Merhamet etmeyene merhamet olunmaz" buyurmuştur. Bu hadis, İslam’da merhametin ne kadar önemli olduğunu ve yardımlaşmanın sadece maddi değil, aynı zamanda manevi bir boyutu olduğunu ifade eder. Yardımlaşma, hem verenin hem de alanın gönüllerine huzur ve mutluluk veren bir ibadet olarak görülür.

Peygamber Efendimiz, yetimlerin ve ihtiyaç sahiplerinin korunması ve gözetilmesi gerektiğini sürekli vurgulamış ve bu konuda büyük müjdeler vermiştir. "Ben ve yetime bakan kimse cennette şöyleyiz." diyerek işaret parmağı ve orta parmağını yan yana getirmiş ve bu güzel amelin faziletine işaret etmiştir. Bu Peygamberi mesaj yetim ve ihtiyaç sahiplerine yardım eden kişilerin Allah katında büyük bir mükafat elde edeceğini ve Peygamber Efendimiz ile cennette yakın bir konumda bulunacağını müjdeler.
İslam'da insani yardım sadece bireysel bir fazilet değil, toplumsal dayanışmanın da bir göstergesidir. Yardımseverlik, toplumda sınıf farklarının ortadan kalkmasına, fakir ile zengin arasındaki uçurumun azalmasına ve kardeşlik bağlarının güçlenmesine yol açar. Ayrıca, yardımlaşma sayesinde insanlar arasında bir güven ve huzur ortamı oluşur. Bu nedenle, İslam’da insani yardım sadece bir tercih değil, toplumsal adaletin sağlanması için bir zorunluluk olarak görülür.

Özetle, İslam’da insani yardım; Allah’a yakınlaşmanın, toplumsal düzeni sağlamanın ve bireysel sorumlulukların bilincinde olmanın en önemli yollarından biridir. Kur'an-ı Kerim ve hadisler, Müslümanlara yardımlaşmayı öğütleyerek, sosyal adaletin ve insan onurunun korunmasını sağlayan bir rehber sunar. İslam’ın temel ilkelerine göre, yardımlaşmak sadece bir ibadet değil, aynı zamanda Allah’ın rızasını kazanmanın ve cennete ulaşmanın da bir anahtarıdır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.