Değerli kardeşlerim,
Bu sütunlarda birkaç haftadır Yüce Allah"ın çeşitli âyetlerinin bulunduğunu ve bunlara dair Kur"ân"ın söylediklerinin çok önemli olduğunu, hatta Allah"ı tanımada, bilmede ve O"na ulaşmada bu tür âyetlerin çok büyük katkısının olduğunu belirtmeye çalışmıştık. Örnek olarak Kur"ân"da ilk insanın yaratılışı hakkında detay denebilecek bilgilerin yer aldığını, aşamalı bir yaratılış sürecinin gerçekleştiğini pek çok âyeti hatırlatarak aktarmaya gayret etmiştik. Bu yazımızda ise insanın ana rahminde geçirdiği evreler hakkında Kur"ân"da yer alan bilgileri sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Değerli kardeşlerim,
İnsanlık, kainat hakkında ve özellikle de insan hakkında çok önemli bilgileri keşfetmiş, bu arada insanın ana rahmindeki gelişim sürecini de içine alacak çok önemli bilgilere ulaşmıştır. Bilim adamlarının bir bölümü, insanın ana rahmindeki yaratılış sürecine dair bilgilerin sadece kendi ulaştıklarıyla sınırlı olduğunu, bu konuda özellikle de dinî kaynaklarda veri aramanın gereksizliğini düşünerek dinî metinlere yönelmemişlerdir. Oysa Eski ve Yeni Ahit"te bu tür bilgilerin olmaması, Kur"ân"da da olmadığı anlamına gelmez. Nitekim insanın ana rahmindeki yaratılışı hakkında Embriyoloji sahasında önemli bir eser yazmış olan Amerikalı bilim adamı Prof. Keith L. Moore, şu bilgileri vermektedir:
Ortaçağda ilim, çok yavaş ilerledi. Bildiğimize göre Embriyoloji konusunda, ortaçağda pek az bilimsel görüş ileri sürülmüştür. Ancak Kur"ân müstesnadır. Müslümanların mukaddes kitabı Kur"ân-ı Kerim"de insanın, erkekle kadının salgılarının karışımından yaratıldığını, yine insanın bir (atılmış) meni damlacığından, yani spermden yaratıldığını, meni hayvancığının bir tohum gibi rahme yerleşip döllenmenin ardından altı günde rahmin cidarına (duvarına) asılıp filizlenmeye başladığını, spermin, kan pıhtısı görünümüne geldiğini söyler.
Keza Kur"ân, embriyonun, çiğnenmiş bir ete benzediğini de söylemektedir.
Gelişen embriyo, 40-42 gün içinde insan olmaya başlar ki bundan önce henüz herhangi bir canlıya benzemez. Ancak bu süreden sonra insan karakteri kazanmaya başlar.
Yine Kur"ân, embriyonun üç karanlık içinde büyüdüğünü söyler ki bunlar: Dış karın cidarı (maternal anterior duvar), Rahim cidarı (Uterus duvarı) ve İç rahim zarı (amnio chorionic membrene) olabilir. Kur"ân"da doğumdan önce, anne rahminde insanın gelişme aşamaları hakkında öyle açıklamalar vardır ki bunlarda itiraz edilebilecek herhangi bir aksaklık yoktur. (Keith, L. Moore, The Developing Human Clinically Oriented Embryology, Philadelfia, London, Toronto, Mexico City, Rio De Janeiro, Sydney, Tokyo, 1982, s.8).
Prof. Keith L. Moore"un söyledikleri işte böyle. İnsanın ana rahmine düşmeden erkekteki meni sperm (Kıyâmet 75/37) halinden, daha sonra annenin yumurtasıyla buluşan nutfe, nutfe-i emşâc zigot, karışık bir nutfe (İnsân 76/2) halinden, rahimdeki "alak embriyo, rahme asılı ve karnından beslenen ("Alak 96/2) halinden, mudğa bir çiğnem et (Hacc 22/5; Mü"minûn 23/14) halinden Kur"ân"da açıkça söz edilmektedir. Bunlar Moore gibi konuyla ilgili bilim adamlarının da kabul ettiği gerçeklerdir. Mudğa aşamasından sonra mudğanın kemiğe dönüşmesi, ardından kemiğin et veya kas ile giydirilip örtülmesi, daha sonra da bambaşka bir yaratılışa sahip olarak şekillendirilmiş olması (Mü"minûn 23/14) yine Kur"ân"ın ifade ettiği gerçeklerdendir. Bunların dışında Moore"un da belirttiği gibi Zümer 6. âyette geçen üç karanlık da dış karın, rahim cidarı ve iç rahim cidarı olarak ifade edilebilmektedir.
İnsanın ana rahmindeki serüveni, insanın saygınlığı nedeniyle Kur"ân"da etraflı bir şekilde ele alınmıştır. Durum böyle olunca hem bilim adamlarının Kur"ân"ı bilim karşıtı olmakla nitelendirmemesi gerektiğini, hem de Müslümanların ilâhî kitaplarını doğru tanımalarının zorunluluğunu hatırlatarak yazımızı noktalamak istiyoruz.
Bir sonraki yazımızda buluşmak üzere hepinizi Yüce Allah"a emanet ediyor, sağlık ve afiyetler diliyoruz.