İNSANLIĞIN ÖLÜMÜ...

Sami Kesmen

İnsanı öldürmek cinayettir ve bir insanın öldürülmesi tüm insanların öldürülmesi gibidir. Haksız yere bir insanı öldüren kişide insanlık değer yargısı kalmamış, öldürülen kişiden önce öldüren zaten insanlık değerlerine göre ölmüştür. Her insan bir âlemdir. Haksız olarak bir insanın öldürülmesiyle âlemden parçalar kopmakta, âlemin dengesi bozulmaktadır. Âlemin dengesi bozuldukça da, o âlemde yaşayan tüm insanların aynı oranda sistemleri alabora olmaktadır.
      İnsana, hangi dinden olduğu yanıyla ve yönüyle bakılamaz. Değerlendirme yapının dini kabulü ve inandığı dinin kuralları önemlidir. Müslümün, tüm insanlara, İslâmın insana bakışıyla bakmak zorundadır. Her insan sevilmez ama her insanın doğuştan gelen haklarına mutlak saygı duyulur, buna en çok da Müslümanlar uymak durumundadır. Zira, Müslüman kişi,  her insana, Allah'ın yarattığı bir değer olarak bakar ve inandığı dinin koyduğu kurallar insana hangi hakları sunmuşsa, ona da itibar eder.
     Müslüman müslümanın din kardeşi, tüm insanlar da birbirlerinin Hz. Ademden gelme insanlık kardeşidir. Allah'a şirk koşanlar, insanlara zulmedenler, canlıları katledenler hariç; her insana saygı duyulur ve haklarına itibar edilir. Hz Nuh'un oğlu için yüce Allah "O senden değildir" buyurmuş ve gemide korunacaklar arasına alınmasına müsade etmemiştir. Bu hakikat; esas olanın, Allah'a iman olduğu gerçeğini ilahi mesajla bildirmektedir.
      Tin suresinde, insanın en güzel şekilde yaratıldığı anlatılmaktadır. Hem fiziki, hem ruhi, hem biyolojik olarak insan mükemmel bir varlıktır. Yaratılış süreci  ve insana sunulan nimetler bakımından aralarında fark yoktur. İlahi imtihana tutulmamarıyla ilgili de her insan kulluğa tabi tutulmaktadır. Bazıları sabrı gerektiren külfetle, bazıları şükrü gerektiren nimetlerle sınavdan geçmektedir. Sınav sonucuyla ilgili değerlendirme ahiretin konusu olduğu için de, dünyada kimin hangi ilahi soruyla imtihan edilmesinin birbirinden farkı yoktur.
      Sekiz milyara yakın insanın yaşadığı bu dünyada herkese yetecek kadar; mekan da, imkan da, nimet de vardır. Bunların nasıl dağıtılıp, kullanılması gerektiği ilahi mesajla ve Peygamberi uygulamalarla bildirilmiş ve gösterilmiştir. Ancak, nankör olan insan; bu ilahi taksimata uymamakta ısrar etmiş, bu nedenle de tarih boyunca birbirini boğazlamıştır. Bugün de insanlar arasında aynı fıtri nankörluk devam etmektedir. Bunun için de; dünya kan gölüne dönmekte, neredeyse tüm insanlar göz yaşı dökmektedir.  Neredeyse mutlu insan görülmemekte, herkes huzursuzluk yaşamaktadır.
      İnsani değerlerin yokluğu veya uygulamada görülmemesi; insanlığın ölümüdür. İlk insan Hz. Adem'den beri insani değerlerin yanında olan insanlık da, insani değerlerin karşısında olan insanlar da görülmüştür. İnsani değerler aynı zamanda İslâmi değerlerdir. İslâmi değerlere itibar edilmeyen hiçbir yerde insanlık yoktur, insanlar yaşasalar bile oralarda insanlık ölmüştür. Hz. Adem'in oğulları Kabil ve Habil arasında yaşanan cinayet; insanla insanlığın imtihanı olmuştur. Peygemberin ilk oğlu, yine aynı Peygemberin ikinci oğlunu dünya kaygılarından kaynaklanan kıskançlık nedeniyle öldürmüştür. Bu olay,  insanlık tarihi boyunca benzer olayların olacağını baştan ilân etmiştir.
      İnsanın, insanlıkla olan imtihanında, imtihan sorusunun cevabı; Allah'ı tanımak ve bildirdiği şekilde yaşamaktır. Sonuçlar Allah'ın takdiridir. İlahi mesaja uygun yaşayan ölsecde, öldürülse de ahireti güzel olacaktır. Bugünkü dünyada da, kendilerini dünya egemeni görenler; dünya kaygıları nedeniyle, diğerlerini öldürmekte, kan akıtmakta ve göz yaşı döktürmektedirler. Dünle bugünün, Kabil ile günün zalimlerinin birbirinden hiçbir farkı yoktur. Eksik olan; insanlığın sessiz kalması, İslami değerlerin uygulanmaması ve insanlığın ölmesidir. Suriyede yaşananla Ukraynada yaşanan arasında fark yoktur. Mısırda yaşananla Gürcistanda yaşanan arasında fark yoktur. Toplumunun hangi inanç gurubundan olması değil insan olması öncelikli ve önemlidir.
      Kapitalist sistem; inanç grubuna değil, kendi çıkar yüzdesine göre karar vermekte, ona göre adım atmaktadır. Bunun örnekleri tarihte görüldüğü gibi, bugün de Ukraynada görülmektedir. Aynı inanç grbuna sahip olanlar, çıkarları nedeniyle birbirini boğazlamaktadırlar. Müslüman kişi olaylara; doğuştan olan haklar üzerinden bakacaktır. Böyle bakınca; Suriye ile Ukrayna vatandaşlarının karşılaştıkları aynıdır. İkisinde de insanlık öldüğü için dramlar yaşanmaktadır. İslâm olmadığı için kapitalist sistemin menfaat elde etme kuralı çalışmaktadır.
      Kanın ve gözyaşının olmaması ideal insanlık yaşamıdır. İnsanlığın ilahi imtihanı da bunlar üzerinden yürüdüğü görülmektedir. Doğru olanı yapmak ve doğru tarafta durmak önemlidir. Üzerine düşeni yaptıktan sonra gerisi takdirdir. Tedbiri insandan, takdir Allah'tandır

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.