CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 28 Şubat soruşturması kapsamındaki operasyonu için Adaleti intikam duygusuyla arayamazsınız. Adalet intikam duygusuyla aranırsa orada adalet olmaz. Adaletin olmadığı yerde, sağlıklı çalışan bir adli yargı da zaten olmaz dedi.Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi (PM) toplantısının ardından yapılan aramalara ilişkin Sabaha karşı baskınlar yapıldı değil mi? Eğer bir yerde hukuksuzluk yoksa, baskı yoksa adaletin, insan haklarının gerektirdiği şekilde herkesin yargılanmasına biz ses çıkarmayız. Adil şeklide olma koşuluyla herkes gidip savunmasını yapabilir dedi. Ancak bugünkü Türkiye'de adaletin olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
Bunlar adalet deği
Kişi savunma hakkını kullandı, diye hapse mahkum oldu bizim ülkemizde. Hangi adaletten söz ediyorsunuz? Adaleti intikam duygusuyla arayamazsınız. Adalet intikam duygusuyla aranırsa orada adalet olmaz. Adalet yüce bir kavramdır. Adalet toplumun vicdanı demektir. Verilen kararın toplum vicdanında kabul edilmesi demektir.
Eğer bir karar toplum vicdanında kabul edilmiyorsa o adalet değildir. Baskınlar uygulayacaksınız, insanları içeri alacaksınız, saatlerce ayakta bekleteceksiniz, iddianameler hazırlayacaksınız, savunmalara gizlilik kararı alacak yargıçlar, avukatlara vermeyecekler, sonra siz adalet arayışında bulunacaksınız. Bunlar adalet değil. Adaletin olmadığı yerde, sağlıklı çalışan bir adli yargı da zaten olmaz. Sıkıyönetim mahkemeleri 12 Eylül döneminde, o dönemin otoriter gücünün yargı ayağıydı.
Özel yetkili mahkemeler de bugün AKP Hükümetinin yargı ayağıdır. Bunlar operasyon mahkemeleridir. Siyasi otoritenin verdiği karaları yerine getirirler, buralarda adalet olmaz. Adaletin olmayacağı yerde de haklıyla haksızı ayırmak zaten mümkün değildir.
Kenan Evren ve Tayyip Erdoğan
12 Eylül'le ilgili davalar açıldığını anımsatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
Ben merak ediyorum Kenan Evren'le Recep Tayyip Erdoğan arasında ne fark var? Kenan Evren döneminde işkence var mıydı? Vardı, şimdi de işkence var. O dönemde gazeteciler, aydınlar hapisteydi, medya üzerinde baskı vardı, şimdi de öyle.
Arada bir tek fark var, Kenan Evren'in apoletleri vardı, Recep Tayyip Erdoğan'ın apoletleri yok. O dönemde de bir kişi her şeye egemendi, bir kişi dersek haksızlık yapmış oluruz, 5 kişi her şeye egemendi, şimdi bir kişi her şeye egemen. O dönemde de yasama, yargı, yürütme diye güçler ayrılığı ilkesi yoktu, şimdi de zaten yasama ve yargı, yürütmenin emrine verilmiş durumda. Ne farkı var, arada sadece geçen sürenin getirdiği ufak, tefek değişiklikler var. Şimdi 12 Eylül'den intikam alacağız, 12 Eylül'ü sorgulayacağız. Önce kendini sorgula. Ama o dönemde halkın seçtiği milletvekilleri tutuklanmadı, şimdi tutuklu. Üstelik Anayasanın 90. maddesine, imzaladığımız uluslararası sözleşmelere rağmen tutuklu. 12 Eylül'ün koşullarını postmodern bir diktatörün yönetiminde yeniden yaşıyoruz.