İran’daki hükümet karşıtı gösteriler için iki açıklama geldi, dini lider Ruhani’den, ‘’Protestolar ülkemizi iyileştirici yönde olmalı’’ ve ‘’Olayların arkasında üçüncü bir ülke var, Suudi Arabistan’’ .
Zaten ne Amerika, nede İsrail kendisini gizleme gereği hissetmedi ,ülkede ki gelişmelere verdikleri destekten dolayı.
Netenyahu, ‘’ İran’da rejim düştüğünde İranlılar ve İsrailliler yeniden arkadaş olacaklar’’ derken olaylara bakışını çok net göstermekte idi.
ABD Başkanı Donald Trump’tan da açıklama geldi. Başkan Trump sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, “İran, Obama yönetimi ile yaptığı korkunç anlaşmaya rağmen her seviyede başarısız oluyor. Harika İran halkı, yıllardır baskı altında. Gıdaya ve özgürlüğe açlar. İnsan haklarıyla birlikte İran’ın zenginliği yağmalanıyor. Değişim zamanı” dedi.
Suudi Arabistan ile İran’nın bölge üzerinde etkinlik savaşı artarak devam ederken, Suudiler İran ile düşman olan kim varsa onunla birlikte hareket etmektedir. Bölgede ki İran-Arabistan güç savaşı aslında başkaları tarafından yazılmış bir senaryonun bir parçasıdır. İran –Irak savaşı gibi, onlar güç savaşına tutuşmuşken aslında, onları savaştıranlar kendi projelerini gerçekleşmesi için bu oyunu devreye sokanlardı. 9 yıl süren savaş sonrasında kaybeden bu iki ülke, kazanan silah tüccarları ve üreticisi ülkelerdi.
Sahnenin önünde güç savaşı görüntüsü, birilerinin amacına hizmetten başka bir şey değildir. Doğal olarak bu dönemde İran’daki olayları desteklemekten kaçınmayacaktır Arabistan. Sonuçta kazanacak olan o gizli el olmasına rağmen.
Olaylara bakıldığında yaşanılanların bize uzak olmadığını görmekteyiz. İran lideri başlangıçta olumlu yaklaşmaya çalışsa da , harekete geçen halkın kontrolü artık başkasının elinde olduğu için olumlu yaklaşımın algılanması mümkün değildir. Doğal olarak ülke yöneticilerinin de sertlik yanlısı olmaya başlayacağı ve olayların daha ateşleneceğini görmemek cahillik olur. Sonuçta galip gelecek olan İran olacaktır ki, emperyalizmin oyununa karşı bunun beklentisinde olmamızda gayet normaldir.
İran’da yaşanılan bu süreç, ülkemizde yaşanılan eylemlerle ilgili benzerlikler göstermektedir.
Ülkemizde tezgahlanan Gezi olaylarının başlangıcı ağaç olarak adlandırılmış ,zaman içerisinde bu çeşitli isteklere dönüşmüş ve olayın aslının ağaç olmadığını ortaya çıkmıştı.
İran’da işsizlik ve ekonomik nedenlerden dolayı çıkan eylemler ilk haftasının sonunda ‘’Özgürlük’’ adını aldı, birkaç isim değişikliğine daha uğrayacağı da kesindir.
Eylemlerin olmazsa olmazı, ön plana çıkartılmaya çalışılan bir sembol görüntüsüdür ki Gezi eylemlerinde her hafta bir sembol ön plana çıkartıldı ve sembol enflasyonu,eylemden sonuç çıkmayacağının göstergesi olmuştu.
Bizde ilk sembol, Kırmızı elbiseli kadın görüntüsü idi, en son duran adam ile iyice sulandırılmıştı eylemin gidişatı.
İran’da da yine ön plana çıkan kadınlardı. Bir aracın üzerinde baş örtüsünü bir çubuğa takarak sallayan kadın sembol olarak gösterilse de ,görüntü daha bir çok sembol ve sembol adayları ile şiddet,kan ve göz yaşının yanı sıra sarsılmış bir devlet otoritesi görüntüsü ile sonuçlanacaktır.
Peki kim kazanacak?
Emperyalizmin bu kirli oyunu karşısında İran devleti kazansın yönündedir beklentim, çünkü eğer burada ikinci bir gücün beklentileri gerçekleşirse, bölge üzerinde ki ülkelerde bu bahar çok sancılı geçecektir.
Amerika ve İsrail olayları açıktan desteklerken ,onlar için bir yenilginin başlangıcı olacaktır bu destek. O yenilgide, bölge ülkelerinde bir sorgulamanın başlangıcı olmasıdır dileğimiz.