“İşini bilmeyen çavuşlar!...”

Hamit Seven

Bu “fakirin” yazılarını takip edip okuyan, zaman zaman da yazılar üzerine beni arayan dostlarım;

-“Neden” diyorlar,

-“Yazılarında isim kullanmıyorsun? Bazen kimin için yazdığın belli olmuyor?”…

*

Ben de diyorum ki;

Her, “kalem” aynı değildir…

“Rengi” farklıdır mesela…

“Tonu”…

“Tınısı”…

“Sesi”…

“Yankısı”…

“Değeri”…

“Darası”…

“Aynı” değildir!…

Kimi “düşürür”, “kan-ter içinde belki zor kalkarsın”!...

Kimi “düşündürür”, “40 yıl da geçse anlamazsın”!...

*

Ben, “İşini bilmeyen çavuşlar, döner 'ayağını'(!) avuçlar!” derim mesela..

Sen, “Acaba çavuş diye kime dedi?” diye etrafına bakınırken, o anda “bir değil, bin çavuş” görürsün!..

Bir diğer “kalem” de kalkar, “pat diye 'ayağını avuçlayan' çavuşun adını veriverir!”…

Yani, “kalemler”…

Yani, “kalemleri tutan eller” “aynı” olmaz!…

“Aynı” olması da beklenemez!…

*

Daha açık mı?...

“Şair Eşref”'in yazılarındaki “kişileri” merak eden dostlarına verdiği “muhteşem” “cevabı”, benim “cevabımdır”!…

*

“Ceple-cepken” arasındaki “kıldan ince, kılıçtan keskin köprüden” “düşmeden” geçen, “Hiciv” sanatının devi”, devrinin “mağruru”, “söz” ve “kalem” üstadıdır o!...

*

Bir gün dostları sorar:

-“Neden” derler,

-“O zehirli taşlamalarında çoğu kez isim kullanmıyorsun? Kimin için yazıldıkları belli değil?...”

Her zaman olduğu gibi Eşref'de cevapların en “okkalısı” ve en “manidarı” hazırdır:

-“Neden olacak” der,

-“Bütün alçaklara uygulanıp, numarasız gözlük gibi kullanılsın diye isim kullanmıyorum!...”

*

Şimdi, bilmem anlatabildim mi?!...

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.