İskender Bey
Kosova’da Osmanlı İmparatorluğuna ait eserleri gördükçe atalarımızla gururlanıyor fakat her mezarlık ve evde asılı , kırmızı zemin üzerinde iki başlı kartal şeklinde olan Arnavutluk bayrağını gördükçe de şaşırıyorduk. Burası Yugoslavya’ ya ait bir yerleşim yeri idi .
Dağ köyünde ki bir okula, daha önceden belirlenen yardım malzemesi getirmek üzeri hazırlık yapılırken, başka bir köyde 1500’lü yıllardan kalan Osmanlı’ya ait bir caminin Araplarca restore edilmek istendiği haberi üzerine o köye uğrayıp durumu araştırmamız istendi. Köy baraj gölüne hakim tepeye kurulmuş, Kosova direnişin sembolü Uçk’nın merkezi Zur’a bağlı, yeşillikler içerisinde şirin bir yerleşim yeri idi. Osmanlı’dan kalan bir tarihi eseri Arap mimarisine göre neden restore etmek isterler ? Araplar buralara hiçbir zaman hakim olmamıştı. Ülkemiz bölgede yol, su, kanalizasyon, güvenlik ve insani yardım konularında oldukça etkin ve tarihinde bu bölgeye hakimken , Araplar birkaç asır sonra ,ekonomik yardım ve destekle yanınızdayız mesajını vermeye çalışıyordu. Nasıl ülke bölündükten sonra başka bir devletin bayrağı orada sallanıyorsa, parçalanmış vatanlarda söz sahibi olmak isteyen devletlerin varlığı da kaçınılmazdır.
Arapların varlık nedeni ise, bağımsızlık savaşında orada kendilerine ait savaşçıların bulunmasıdır. Nasıl ki Hristiyan olan devletler köylerden topladıkları insanlara üs bölgelerinde kilise içerisinde yardım malzemesi dağıtıyorsa, orada varlığın olan devletler, kendi ülkelerinin propagandasını yapıyordular.
Yardım malzemesi getirdiğimiz köy oldukça bakımsız ve fakir bir yerleşim yeri idi. Sınıfa girdik, tahta sıralar ile bir öğretmen masası, masanın arkasında ki duvarda yağlı boya çalışması ile yapılmış bir şahsın resmi.
Öğretmene,tercüman yardımı ile ’’ Bu kim ? ‘’ diye sorduk.
‘’Bizim milli kahramanımız İskender bey ‘’ dedi. ‘’Ne yapmış ülkeniz için ?’’
‘’Türklerle savaştı onları buraya koymadı.’’
‘’Peki biz kimiz ?’’ diye sorduk. ‘’Türk askerisiniz’’ dedi.
600 yıl hüküm sürmüş bir imparatorluk ve onun devamı olan Türkiye Cumhuriyetin askerleri, atalarının hüküm sürdüğü topraklara yardım elini uzatmış ve atalarıyla savaşan adamın resminin altında o okula yardım malzemesi veriyor. Gurur ile hüzün arası bir duygu karmaşası içinde idik.
Peki İskender Bey kimdir ?
İskender Beyi babası Yuvan, Osmanlı sarayına rehin olarak gönderdi. Edirne'de II. Murad'ın hizmetinde bir iç oğlanı eğitimi görürken Müslüman oldu ve İskender adını aldı. Osmanlı sarayına alındığı zaman 18-19 yaşlarındaydı, Osmanlıda önemli askeri hizmetlerde bulundu Anadolu ve Rumeli seferlerine katıldı. 1443 yılın Morava muharebesi sırasında kaçmış, sancak beyi olduğunu ilan eden sahte bir fermanla Kroya kalesini ele geçirmiştir. 1468'de ölümüne kadar Osmanlı Devleti'nin Arnavutluk’ta yerleşmesine karşı mücadele etmiştir.
Oysa uzun yıllardır kendi vatanımız içerisinde askerlerimizi şehit edip, ayrılıktan bahseden binlerce insan ile aynı bayrak altında yaşıyoruz. Bu insanlar mecliste siyaset yapıp, yeri geldi mi bölgenin gençlerini sokaklara dökerek isteklerinin kabul edilmesi için çalışıyorlar. Biz yıllar sonra Avrupa’nın bir şehrinde atalarımızla savaşan adamın bize rahatlıkla anlatılmasına kızarken, yıllar sonra gençlerimiz , askerlerimizi şehit ettirenlerin siyasette rahatlıkla konuşmalarına şahit olacaktır.