Tüm değerli okurlarımın REGAİB GECESİNİ tebrik ediyor,tüm dünya ve ahiret mutluluklarının
kendilerinin olmasını temenni ediyorum.
Merhaba değerli okurlar,uzun bir süredir toplumsal sorunları kaleme alıyor,o sorunlar için acizane
çözümler üretmeye çalışıyorum.Bu çalışmalarımı sürdürürken,siz değerli okurlarımın desteğini asla
unutamam.Hepinize en kalbi şükranlarımı sunuyorum.
Değerli okurlar,toplumsal sorunların çözümünde,çaycısından müdürüne kadar her bireyin
üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini daima söylüyorum.Elbette herkes üzerine
düşeni,ya da meşgul olduğu işi yaparken,yaptığı hataları düzeltmesi için ,yapılan eleştirilere
açık olması gerekir.Ancak yapılan eleştiriler ikiye ayrılır.
1-YAPICI ELEŞTİRİLER
2-YIKICI ELEŞTİRİLER
İnsanlardan bazıları,okuduğu kitabı çok beğenmiştir.Ama kitapta kendisinin de isimlendiremediği
bir eksiklik hissetmektedir.Yazarı incitmeden,kitapta bir eksiklik olduğunu,kitabın yeniden gözden geçirilmesi
gerektiğini,tavsiye ettiğini söyleyebilir.Bu tavsiye,yazar tarafından dikkate alındığında,kitap için gayet yapıcı bir eleştiri olur.Bazı insanların yaptığı gibi,kitabı daha okumadan,sırf yazara duyulan ön yargıdan dolayı,ayrıca yazar
hakkında doğruluğu emin olunmadan,kabul edilen yanlış zannetmelerin sonucu olarak yapılan eleştiriler,
artık yapıcılığını kaybedip,yıkıcı eleştiri halini almıştır.
Bir kısım insanlar da toplumdaki mevcut sorunlara kulaklarını tıkamıştır.Kendisi sorunlara çözüm üretmek
şöyle dursun,binbir zahmetle,acizane ömrünü bu işe adamış,hiçbir oluşumdan destek almadığını apaçık
söyleyen birilerini tanıma zahmetine bile katlanmadan,güya eleştiri adı altında hakaretler ederler.Sonra da
yaptıklarının masumane bir eleştiri olduğunu savunurlar.
Şu an üzerinde çalıştığım,sokak çocuklarının problemlerini içeren,bir yazı kaleme alacaktım.Ancak,
eleştiri ile hakaretin ne kadar farklı kavramlar olduğunu açıklama gereği duydum.Her zaman eleştirilerinize
açık olduğumu bu vesile ile belirtmiş olayım.Tabiiki kitaplarımız daha güzel olsun,daha çok kitlelere ulaşsın. Daha evvel söylemiştim.Tahammül ve hoşgörü sınırlarım hiç daralmasın.Ancak,tahammüllü olmak kişinin her hakareti işitip kendini ezdirmesi anlamına gelmez.Şairin dediği gibi....Yumuşak başlı isem,kim demiş uysal koyunum...Hakaret etmek bir defa çok kaba bir davranıştır.hakaret edenin kişiliğini ele verir.Ayrıca,mübarek günleri idrak ettiğimiz şu günlerde kul hakkından sakınılması gerektiğini önce kendime ve sizlere hatırlatırım.Herkes herkesi sevmek zorunda değildir.İki cihan güneşi Peygamberimizi (s.a.v.) taşlayanları unutmayın.Karşımızdaki insan için iyi şeyler istiyorsak,yapıcı,zarif,olumlu eleştiriler yapmalıyız.
O kişi de hatalarını düzeltsin. Çok çeşitli insanlarla karşılaştığımı hep söylüyorum.Çalışmalarımı sürdürürken şu parolayı asla unutmam.
KİM OLURSA OLSUN,ZALİME KARŞI MAZLUMDAN YANA OLMAK...
Haksızlıklar karşısında susanların akibeti,tarihte fazlasıyla mevcuttur.Onlar hem dünya hemde ahiretlerini berbat etmişlerdir.İşte tam sırası,REGAİB gecelerini idrak ettiğimiz şu günlerde,çeşitli zorlukların mevcut olduğu şu
hayatı kolaylaştıranlardan olalım.Kendimizi nefis muhasebesine çekelim.Tüm değerli okurlarıma selam ve saygılarımı gönderiyorum.