Yaz aylarında susuzluktan kavrulan Bayburt köylüleri bir araya gelip, kuraklığa çözüm bulmak üzere çare aradıklarında buldukları çözüm yağmur duasına çıkmak olmuş. Ertesi gün köyün ileri gelenleri köy imamından yağmur duasına çıkmak istediklerini söyleyip, hoca efendiden yardım istemişler. Ertesi gün köylüleri de yanına alan hoca efendi yağmur duasına çıkmış, aradan bir iki gün geçince yağmur yağmış. Yağmurun yağdığını gören köylüler aralarında hoca efendinin duasının ne kadar geçerli olduğunu nefesinin kuvvetli olduğunu konuşmaya başlamışlar. Köylülerin konuşmalarını duyan hoca efendi hızını alamayıp, cemaate dönmüş ve demiş ki arkadaşlar dua ettik yağmur yağdı, isterseniz bir de dolu attıram.
Gazeteyi kurmaktaki temel amacım şehirde yanlış giden bazı gelişmelerin önüne geçmekti, bu konuda en önemli husus siyasetteki hataların önüne geçmekti, geçtiğimiz dört yıllık süreçte bu konuda hayli mücadele ettim Allah'a binlerce şükürler olsun ki bugün itibarı ile önüme koyduğum hedefin yüzde seksenine ulaşmış bulunuyorum. Siyasette bazı doğruları yapmanın mümkün olmadığını görünce bu mesleği seçmiş olmanın ne kadar doğru bir karar olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum.
Milletvekili listelerinde olmaması için verdiğimiz isimlerle ilgili mücadeleyi ciddiye almayan bazı arkadaşlar veya kendisini gazeteci sanan insan müsveddeleri bu isimlerin temayül oylamasında çok oy almış olmaları sonucu o kadar mutlu oldular ki anlatamam. Bir kısmı bizim karşısında olduğumuz isimlerin prim yaptığını ve teşkilat temayüllerinde yüksek oy aldıklarını ve mutlaka listelerde iyi yerlerde bulunacakları yazdı, bir kısmı bizzat telefonla arayarak yaptığımız yayınların ters teptiğini, temayül oylamalarının bunun göstergesi olduğunu söyledi. Bu arkadaşların hiç bir tanesi dün akşam listelerin açıklanmasının ardından arayamadı. Aramaları mümkün değildi çünkü yaptığımız yayınlar sonucu milletvekili listesinde olmasını istemediğimiz veya seçilecek yerde olmalarına karşı olduğumuz aday adaylarının tamamı istediğimiz gibi oldu.
Bu konuda o kadar kararlı idim ki bunu anlatamam, ne pahasına olursa olsun AK Parti içerisindeki yanlış isimlerin ayıklanması gerekiyordu ve tekrar Allah'a binlerce kez şükürler olsun ki bu insanlar listelerin kıyından, köşesinden dahi geçemediler. Bu konuda bizzat adımı, soyadımı, telefon numaramı ve özgeçmişimi yazarak 18 Mart 2011 tarihinde Sayın Başbakan'a bir mektup yazdım, mektup 24.03.2011 tarihinde Başbakan'ın elinde idi. Mektupta neler yazdığımı burada ifade edemiyorum. Aslında bu mektubu bu köşede sizlerle paylaşmak isterdim ancak muhatapları mahkemeye verdiklerinde sıkıntı olabilecek ifadeler ve belgeler olduğundan yayınlayamıyorum, ancak merak edenleriniz olursa gelir görür.
Son bir haftadır herkes liste yapıyor, yayınlıyor, kimilerini genel başkan yardımcıları arıyor, kimilerini Başbakan arıyor, dünkü yazımda beni de Cumhurbaşkanı arayıp listeyi söyledi yazısını yazdıktan sonra oynadığım liste totonun yüzde sekseni tuttu, bu listeyi yaparken kendimi Başbakan'ın yerine koyarak yaptım. Yaptığım toto listede çıkmayan Çağatay Kılıç'ın adaylığı ve Bekir Parlak'ın listeye girememesi oldu. Doğrusu Çağatay Kılıç İstanbul'dan müracaat ettirilince buraya gelmeyeceğini düşünmüştüm, birde iç kesimden mutlaka bir isim olmalı ve bunun da Bekir Parlak'ın olabileceği kanaatine varmıştım. Demek ki İstanbul dolunca Çağatay Kılıç Samsun'a kaydı.
Gazeteciliğe sonradan başlamış olmamıza rağmen bu süreçte en doğru, en taze, en ilkeli haberciliği gazete olarak biz yaptık. Karşısında durduğumuz isimlere bakıldığında tamamının Samsun'a bir şeyler vermek yerine kendilerine bir şeyler alma peşinde olduklarını rahatlıkla göreceksiniz. Bu arkadaşlarımızın bir kısmı bizzat beni aramış olmalarına rağmen yüz vermedim, görüşmedim, iş yerime sokmadım. Ne kadar doğru yaptığımı şimdi çok daha iyi anladım. Amacımız gazetecilik mesleğinde olması gereken belirleyicilik özelliğini koymaktı, şükürler olsun ki başardık. Demek ki samimi olursanız ve mücadeleden vazgeçmezseniz Allah lütfediyor. Bu şehirde gerek siyaset yapanlar, gerek bürokraside çalışanlar ve gerekse ticaret yapanlar artık yanlış yaptıklarında karşılarında bizlerin olduğunu bilmeleri yetmiyor, yaptırımımızın ne olduğunu da dünkü AK Parti listelerini incelediklerinde rahatlıkla göreceklerdir. Verdiğimiz mücadelede nefsimize esir düşmeden hakkın rızasına uygun davranmayı Rabbim nasip eylesin. Kalın sağlıcakla