Geçen gün üst düzey bir gazeteci ağabeyimle sohbet ederken konu CHP'den açıldı.
Partinin Samsun'da geldiği nokyayı ve yerel seçimlerdeki başarısının ne olabileceğini tartıştık.
Bana o tartışma esnasında il başkanının çok pasif olduğunu hatta onunla ilgili görüşmeleri bir alt düzeye çektiğini söyledi.
Yani "muhabirler görüşüyor ben muhattap almıyorum, olmuyorum" dedi...
Son zamanlarda özellikle Sayın Atalay'la ilgili herhangi bir yazı yazmamak için kendimi zor tutuyorum.
Dün de Haber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Necdet Uzun'un Sayın Atalay'la ilgili eleştirileri vardı.
Nereden bakarsanız bakın tam bir komedi...
Gönül yerel seçimler öncesinde güçlü bir CHP'yi ve onun il başkanının başarılı olmasını istiyor...
İstemekle her şey olsa neler olurdu neler...
Dedim ya, siyaset herkesin yapabileceği, altından çıkabileceği bir iş değil.
Farklı meziyetler isteyen, zor bir sanat...
Daha önce de yazmıştım...
Sayın Atalay iyi bir insan, iyi bir bürokrat ama başarılı bir siyasetçi değil...
Olabilir de...
Ayıp değil, günah değil...
İnsanlar her işi çok güzel yapacak diye bir kanun maddesi yok...
Yapabilen yapar, yapamayan istifa eder ve gider...
Sayın Atalay bence kendini çok daha fazla yıpratmadan siyasetten çekilmeli ve yerel seçimlere başka bir il başkanıyla girilmelidir.
Başarısız olduğu takdirde zaten istifa etmesi kaçınılmaz olacaktır...
Başarısızlığı biz bugünden görebiliyoruz da, mesele o görebiliyor mu?
Sayın Başkan size buradan bir çağrı yapıyorum...
Gelin siyaseti bırakın...
Hani 7. sıradan milletvekili gösterildiğinizde nasıl istifa ettiyseniz, bugünde istifa edip, CHP'nin önünü açın...
Siyasetin size göre bir iş olmadığını hem bizler hem Samsun kamuoyu çok iyi gördü...
CHP'de siyaset yapmanın size göre olmadığını artık anladık, siz de anlayın...
Size hiçbir husumeti, özel bir kini, şahsi bir duygusu, özel bir durumu olmayan, saf ve temiz duygularla bu yazıyı yazdığımın özellikle altını çiziyorum.
Gelin, istifa edin...