İbadet kulun yaratıcısına karşı yapması gereken kulluk vazifeleridir. İnsana verilen büyük-küçük ,görünür- görünmez her türlü nimete karşı teşekkürü ifade eder. İbadet insanın ruhunu olgunlaştırır. Düşüncesini yüceltir. Duygularını inceltir. İradesini ve nefsini terbiye eder. Terbiye görmeyen irade ve nefis azgınlaşır, büyüklenir ve kibirlenir.
Azgınlaşan nefis her durumda şeytanın oyuncağı olur. İnsan bilmelidir ki büyüklük Allah’a ait bir özelliktir. Beş vakit okunan ezanlarda ki Allahu Ekber (Allah en büyüktür) ifadesi bunu söyler. Büyüklenme ise şeytana ait bir özellik, tevazu yani mütevazi olmakta insana ait özelliktir. İbadetin ruhu, inceliği samimiyettir, ihlaslı olmaktır. Sadece Allah rızası için yapılır. Mükafat Allah’tan beklenir.
Allah’a gönülden inanan, O’nun elçisinin getirdiklerini tasdik eden Müslüman birey imanını ibadetlerle güçlendirmeli, güzel ahlaki erdemler , değerler ve davranışlarla o imanı süslemeli, güzelleştirmeli ve güçlü hale getirmelidir. İmanımızı güçlendiren ibadetlerden biri de içinde orucun, Kuran-ı Kerim okumanın, zekat, sadaka, fitre ve fidyenin, yardımlaşma ve dayanışmanın olduğu ,infakın bolca yapıldığı , içinde bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesi’nin bulunduğu takva ayı, merhamet ayı, mağfiret ayı ,rahmet ve necat ayı ,cömertlik ayı Ramazan’dır.
Ramazan ayının manevi havasını daha iyi hissetmek rahmet, bereket, feyiz, ihsan ve ganimet dolu zaman diliminden daha yoğun istifade etmek için yapılan ibadetlerden biri de itikâftır. İtikâf kişinin sıradan davranışlardan, dünyevi işlerden uzaklaşarak ibadet amacıyla belli bir süre mescitte kalması, nefis muhasebesi yapması ,tefekküre dalmasıdır. Kendini ibadete vererek Allah’a yönelmesidir. İtikâf yapmak kökleri Hz. İbrahim(as) zamanına kadar giden bir ibadet çeşididir. Rabbimizin“İbrahim ile İsmail’e şöyle emretmiştik:“Tavaf edenler, itikâfa girenler, rükû ve secde edenler için evimi (Kabe’yi) tertemiz tutun.”Bakara Süresi,2/125.buyurduğu ayet buna işarettir.
Ramazan ayını en güzel şekilde değerlendirmeye çalışan peygamberimiz ramazanın son on günü itikâfa girmiştir. Ashabına ve ailesine itikaf yapmayı tavsiye etmiştir. İtikâfa mescitte ve niyet edilerek girilir. Kadınlar ise evlerinin bir odasında itikâfa girerler. İtikâfa giren kişi kendini dünyevi şeylerden uzaklaştırarak Allah’a yönelir, O’nu anar, Kur’an-ı Kerim okur, namaz kılar, zikir, tesbih ve tefekkürle meşgul olur. Yaratılış amacını düşünür. Varlıkların, olayların hikmetini anlamaya gayret eder. Bolca tövbe, istiğfar ve dua eder. Kalbini ve zihnini dünyevi şeylerden uzaklaştırır, gönlünü temizler. Ruhani varlık haline gelir. Rabbinin engin rahmet ,mağfiret ve esenlik kapısına sığınır.. Böylece ihlaslı ve takvalı bir kul olur. İtikâfın en faziletlisi ramazan ayının son on günü yapılanıdır. Bu sayede Kadir gecesi de itikâftayken değerlendirilmiş olur. Böylece bin aydan daha hayırlı kadir gecesinin feyiz ve bereketinden de istifade edilmiş olunur Bayrama da bu sevinç, sefa, sürur ve mutluluk içende girer.
Rabbim imanımızı güçlendiren ve süsleyen samimi niyetlerle yapılan tüm ibadetlerimizi makbul eylesin. Her bir niyetimizi, amelimizi, ibadetimizi rızaya uygun kılsın. Bizleri razı olduğu kullardan kılsın. İlmihal kitaplarında yazan şartlarına uygun itikâflar yapmak nasip olsun. Bu sayede unutulan sünnetlerden olan İtikâfı gerçekleştirerek hem örnek olmuş hem de itikafın insanı yücelten ,manen temizleyen manevi havasından istifade etmiş oluruz.