İYİ DOST SEÇMEK

Sami Kesmen

Peygamberimiz; “Allah katında arkadaşların en hayırlısı arkadaşına iyi/hayırlı davranandır” buyurmuştur. İyi dostluklar kurmak, dostları iyilerden seçmek çok önemlidir ve dostluk kurmadaki esas da budur. Bir çok arkadaş olabilir ama arkadaşların dostluklara dönüşmesi, ölçüsünü Peygamberimizin bildirdiği gibi hayırlı davranmalarıyla orantılıdır. 

Öyleyse !Hayırlı davranan ya da davranışları hayırlı olan, iyi olan “Dost”kimdir ? Zor zamanda yanında olan, iyi huylu, sırrını saklayan, güvenini kırmayan, saygı ve sevgisini yitirmeyen, güzel ahlaklı olan ve Allaha inancı bulunan biridir. Böyle bir dost; özlenen, istenen, aranan ve az bulunan dosttur.

Arkadaşlık ilişkilerini aşan bir davranış ve yaşam ortaklığıdır dostluk. Külfete de nimete de ortak olmaktır. Nimette karşı tarafı, külfette kendini ön plana atmaktır aranan ve özlenen, istenen ve arzu edilen gerçek dostluk. Dostluk sınırlarını yüce Allah, kardeşlik hukukunun kurallarıyla çizmiştir. Nesebi kardeşlikten daha önemli ve özeldir dostluklar. Ana-baba bir kardeşlerde nimet söz konusu olduğunda kavga başlarken, dostluklarda külfet söz konusu olduğunda bile kavga değil paylaşma vardır.

Aidiyet grupları, cemaat yapıları; genellikle dostluklar üzerinden inşa edilir. Zamanla bu yapılar gücünü ilahi mesajdan almazlar ve Yaratanın çizdiği kardeşlik çizgisinden uzaklaşmaya başlarlarsa; menfaat kavgaları, rant ve avrat savaşları nedeniyle aralarında itişip/kakışmalar, kavga ve gürültüler duyulacaktır ki örnekleri her zaman görülmektedir.İyi dost bulunmazsa da, kötü dosttan mutlaka korunmak gerekir. Kötüden ve kötülerden dost olmaz ama o gibiler kötülüklerini dostluk kavramları ve davranışları altına gizleyerek yaparlar. Kötü dosttan kurtulmak da bedelsiz olmayacağı için öncelikle kötü dostlardan korunmak gerekir

Kişinin şerefi ve adamlığı/ademliği dostlarının çokluğundadır. İtibar edilen ve güvenilen insan olanların; dostlukları ve dostları da kendileri gibidir. Ancak; bu tür itibarlı kimselerin güveninden ve toplumsal gücünden istifade etmek için etraflarında sahte markalı, çakma dostlar mutlaka vardır, onlardan itibarlı kişiyi korumak her dostun görevidir.Tanıdıkların ve dostların çokluğu güvenin ve itibarın göstergesi olduğu gibi mahşer günü de ilahi yargılamada şahitlerin çokluğu anlamına gelecektir. Bu halin kendisi bile bir şehadettir. “tanıdığınız çok olsun, kıyamette her biri şahitlik eder” diye Peygamberimize atfen rivayetler de vardır.

Yüce Allahın Hz. Musa’ya inzal ettiği ilahi mesajlar arasında; “Arkadaşlarına haset etmeyenin dostları çoğalır” ilahi bilgisi vardır. Dost edinemeyen insanlar acizdir, dostunu kaybeden daha acizdir, iyi dost bulamayan ve dost tercihinde hatalı olanlar da basiretsizdir. Zira insanların tavır ve davranışları, söz ve eylemleri, ilgi ve alakaları kim olduğunu ve ne yapmak istediğini anlatmaya yetecektir.Müslüman duyarlılığı; dostlara doğru söylemeyi, düşmanları da güler yüz ve tatlı dil ile idare etmeyi gerekli kılmaktadır. Kişinin dini dostunun dini gibidir buyuran Peygamberimiz, kötü dostun şerrinden korunmayı işaret etmektedir. Kiminle dost olduğunu anlamak için; karşı tarafın namaz ve orucuna, ibadet ve itaatine değil, tutum ve davranışlarıyla, hesap ve çıkar beklentilerine bakmak gerekir.

Aşırı düşmanlıkların, aşırı dostların içinden çıktığı tecrübelerden öğrenilmektedir. Bu nedenle; dostlukların sınırları ve sırları çok önemlidir. Dostluğu nedeniyle saygı gösterilip ve itibar edilen kimseden saygısız ve hafif yaklaşımlar görülüyorsa, o kişinin dostluğu çıkar, geleceği de düşmanlık doğurmak içindir. Bunlardan mutlaka korunmak gerekir. Günümüzde dost kazanmaktan önce düşmanı tanımak ve onlardan uzak durmak gerekir. Düşman kazanmamak dost kazanmaktan daha önemlidir. Çünkü zararı ve zararlıyı def etmek faydalıyı elde etmekten daha önceliklidir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.