Son zamanlarda yurdumuzda bir şeyler oluyor yanlışı ile doğrusu ile. Kimin doğru kimin yanlış olduğunu vallahi hep karıştırdık. Bundan sonra doğru yanlış yok bütün bu kaostan kim galip çıkarsa bence doğruda olsa yanlışta olsa halk tarafından o doğru kabul edilecek gibime geliyor.
Son zamanlarda da savcılar bir birlerini suçlamaya tutuklamaya başladılar. Bilindiği ne göre İsmail ağa cemaatine yönelik soruşturma yapılıp tutuklamalarda olmuş herhalde cemaatin içinden bir vatandaşın eşinin şikâyeti üzerine.
Yapılan sorgulamalar yanlış doğru onu bizler bilemeyiz. Onun kararını yine yargı verecek fakat işin garip tarafı yapılan suçlamaların veya yargılamaların doğruluğu yanlışlığı değil, siyasi mi hukukimi tartışılması gündem olması problemi tartışılır olması garip olan.
Vatandaşın eşi, savcılığa gidip eşi ile sorununu anlatmış her halde şikâyetçi de olmuş ki soruşturma açılmış. Bir bakanımıza da konu sirayet etmiş ki kendisinin söylevi konu ile ilgili bilgi almış buraya kadar doğal kabul edilebilinir diyelim. Şimdi ne oldu da soruşturma açan savcıya, başka bir savcılık soruşturma açıp savcının evi aranıp iş yerindeki evraklara el konulup yargılanıp mahkûm ediliyor?
Hadi mahkûm edilen savcı suçlu bulundu cezalandırıldı suçu ne idi? Savcının hakkında kim şikâyetçi olmuş idi kim ne biliyor bütün konular konuşuluyor. Bence işin başlangıcını medyalar da konuşmuyor ki biz vatandaş olarak bilgilenilelim zaten vatandaşta kimsenin umurunda değil.
Peki, o iş de öyle oldu. Yetkili savcı lüzum üzerine kendisi yanlışlık gördü, meslektaşının yargılanmasını ve soruşturulmasını istedi. Ama tutuklama neden bu kadar hızlı suç tespiti ne idi ki yetkili savcılık tek başına her istediğine lüzum gördüğünde tek başına soruşturma açabilme yetkisi var mı ki bilmiyorum ama öğreniriz başka gündem olana kadar tartışılır medyalar da bizlerde öğrenmiş oluruz.
Peki, hâkimler savcılar yüksek kurulu, toplantı yaparak atamasını kendilerinin yaptığı savcıyı görevden neden alır tam yetkisi varsa yetkili savcılarımızın, peki yetkisi yok ise bu savcılarımız hukukçu bilmiyorlar mıydı yetkilerinin ne olduğunu?
Peki, biliyorlar idi de neden oluyor bu yanlışlıklar? Bir yanlışlık var demek ki bir yerlerde ben demiyorum hâkimlerimiz savcılarımız söylüyorlar medyalar da basın açıklamalarında. Hadi kendileri hukukçu. zaten yanlışı doğruyu hukuk içinde kendileri çözeceklerdir ister istemez.
Çünkü bizler hukukçu değiliz orada birçok hâkimimiz savcımız var onlarında kurulları var daha da doğrusu adalet dağıtan vatandaşın çıkmaz işlerini ve problemlerini çözen bir kurum olarak güven vermesi gereken bir kurumdur.
Ben güveniyorum ve saygıda duyuyorum çünkü zor bir meslek her şikâyetçi de haklı olduğundan şikâyet etmiyor ki. Kimin haklı kimin haksız olduğunu da ayırt etmek zor. İnsanlarımız kendisine yerilen değeri veya kazancı veya itibarı ben bu kadarını hak etmiyorum demiyor ki.
Sivil yargı askeri yargı yılarca tartışıldı. Neden kim kime neden güvenemiyor? Kurumlar bir birine güvenemezse biz bir vatandaş olarak kime güvenelim diye düşünmek hakkımızdır diye düşünüyorum. Ancak şu bir gerçek ki parası ve hitabeti kuvvetli olan, isteyen herkes siyasetçi olmak istediği zaman siyaset yapabilir. Fakat avukat savcı hâkim yargıç olabilmek için önce okumak, kazanmak, sınavları ile memur olmak ve bulunduğun kademede yükselebilmek için dereceleri geçip makam alabilinir.
Siyasetçilerimiz işine gelmediğinde cüppeyi çıkartıp siyaset yapsınlar diyerek konuşuyorlar, işine geldiğinde yargı ve hukuk bağımsızlığından da söz ediyorlar. Hadi cüppeyi çıkartıp siyaset yapmak isterlerse olamaz mı?
Peki, siyasetçilerimiz cüppeyi giydiklerinde hakkim olabiliyorlar mı? Kısacası değerli okurlarımız siyasetçilerimiz toplumu germek değil yaşamı kolaylaştırıp toplumsal barışı sağlamaktır. Yasalarda ve kanunları da değiştirmek istiyorsa çıkartır meclisten kanunu yasayı buna göre yargılama yapılacak dersin. İster o zaman hakime kadı istersen, kadıya hakim adını verirsin bu günde yazıma son verirken sonuç olarak değerli hukukçularımız ve siyasetçilerimiz şimdilik kavga ediyorlar bizlerde seyirci tribünün de basın yolu ile izliyoruz ne kader doğru yanlış onu da bilemem. Duyduklarımıza göre düşünme hakkına sahibiz. Bende böyle gördüm düşündüm ve siz değerli okuyucularım ile paylaştım bu da biz vatandaşların hakkı diye düşünüyorum hukukun onurun insanın ve güzel günlerin siz değerli okuyucularımın olması dilleğiyle hoş çakalın saygı ve sevgilerim ile