KADIN ELBİSESİ İLE DOLAŞAN ERKEKLER
Geçen hafta Hürriyet Gazetesi Eski Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök köşe yazısında şöyle anlatmış. Hollanda"da her yılın belli günlerinde erkekler, içlerindeki kadın ruhunu canlandırmak amacıyla kadın elbiselerini giyip, sokakta gezer veya işlerine öyle gidermiş. Yaptıkları bu davranışı izah ederken, aslında her erkeğin içerisinde kadınlık ruhu olduğunu, fakat bunu dışarıya vuramadığını, bu durumu sembolize etmek adına kadın elbisesi giyerek sokağa çıktıklarını söylüyorlar. Olaya iki açıdan bakmak gerekir. Birincisi dürüst davranmak adına içlerinde olanı dışa vurup, toplumda var olan gerçekleri insanlara hatırlatmaları güzel bir durum. Günümüzde etrafımızdaki insanlara baktığımızda durumun bundan farklı olmadığını rahatlıkla görebiliriz. Konuşurken mangalda kül bırakmayan, POS bıyıklı, pantolonlu, kravatlı, kelli felli adamların icraat yapmaya gelindiğinde kaçacak delik aradıklarını görmek için çok uzaklara gitmeye gerek yok. Hatta etrafındakilerin kabadayı, delikanlı, adalet dağıtan kişi olarak gördükleri insanların iç dünyalarına veya gerçek kişiliklerine gidildiği zaman, çok farklı insanlarla karşılaşacağını bilmezler. Bu insanlar görünüşte namaz kılarlar, dürüstlük naraları atarla, namustan, iffeten bahsederler ama kendileri her türlü melaneti rahatlıkla işlerler. Çalıştıkları dairede gayri ahlaki davranışlardan ötürü insanları tokatladıklarından dem vurup, etrafa hava atarlar ama kendileri uyuşturucunun en kalitelisini, en pahalısını kullanırlar. Dost tuttukları kadınlar için ayın yarıdan çoğunu, şehir dışında geçirirler ki, bulundukları şehirde imajları zedelenmesin. Onların toplum nazarındaki imajları dürüst, adaletten, delikanlılıktan, namustan taviz vermeyen namazında, niyazında insanlardır. Bu imajları ile toplumu uzun bir zaman kandırsalar dahi, gün gelip, birileri doğruları öğrenip, toplumla paylaştığında acaba onlarda delikanlılıklarının gereği olan Ertuğrul Özkök"ün dediği gibi bayan elbisesi giyip sokakta dolaşabilecekler mi? Doğrusunu ararsanız Hollanda"dakilerin yaptığının daniskası. Çünkü adamlar oldukları gibi gözüküp, gözüktükleri gibi olmaya çalışıyorlar. Peki, bizimkilerin yaptığı nedir derseniz Müslüman mahallesinde salyangoz satmaktır. Dış görünüşünüzle toplumu kandıracaksınız, yaptığınız melanetler görülmesin diye şehir dışına çıkıp o melanetleri yapacaksınız, konuşmaya sıra gelince tam tersi istikamette konuşacaksınız, buna havada uçan kargalar bile güler. Gelelim olaya bir diğer açıdan bakmaya; Yani erkeklerin kadın elbisesi giyerek dolaşmalarının inancımız açısından değerlendirilmesine; Peygamber Efendimiz, erkeğe benzemek isteyen kadınlara lanet olsun buyuruyor. Buradaki benzemekten kasıt giyim, kuşam olsa gerek. Dinimizde cinsiyet değiştirmeyi, son günlerin konusu olan şu meşhur GDO dahi Kuranı Kerimde yasaklanmıştır. Her canlı ya da cansız yaratılışına uygun olma durumundadır. Yüce Yaratıcı neyi nasıl yaratmışsa, onun hikmetine sığınıp, mevcut durumu ile yetinmek zorundayız. Kâinatı yoktan var eden Yüce Allah değiştirmek istediğimiz canlı veya cansız varlıkların, değiştirmeye çalıştığımız şekline getirmekten aciz miydi de (hâşâ), biz değiştirmeye çalışıyoruz. Bir dönem moda haline gelen bu değişimin son günlerde tam tersine dönerek her şeyin aslı, orijinal hali nasıl ise öyle kalması gerektiği söylenmeye başlandı. Bunun adına da Ekolojimi dersiniz, Naturalmi, ne isterseniz deyin teknolojiye asla itirazım yok, teknoloji olacak, en iyisini de biz yapmalıyız. Ama bunu yaparken kaş yerine göz çıkarmamalıyız. Kalın Sağlıcakla