5 Aralık tarihi Dünya Kadın Hakları günü olarak kutlanmaktadır. Bu tarih, kadınların seçme ve seçilme hakkının verildiği gün olarak tarihe geçmiştir. Yani, kadınların birey olarak tanındığı tarihtir. Görüş ve düşüncelerine itibar edildiği milattır.
Bugün medeni ve çağdaş dünya olarak ilan edilmiş ve bu nedenle de dünyanın gündemini belirleyen batı devletlerinde kadına verilen değerin, ya da kadının kişi olarak kabulünün tanındığı dönemin 1930 lu yıllar olduğu görülmektedir.
İslam alemine ve İslama karşı tavırlarıyla bilinen, haçlı ordularıyla İslama karşı savaş açan batı dünyasının, kadını tanıdığı tarihten yaklaşık bin beş yüz yıl önce İslam; kadına değerini vermiş, hakkını göstermiş, onun toplumun merkez üssü olduğunu ilan etmiştir.
Peygamberimizin miladi 610 yılında Peygamber olarak görevlendirildiği tarihten itibaren, Peygamberimiz ilk iş olarak mazlumların hakkını ön plana çıkarmış, kadınların Cennet yolunu açan kutsal varlıklar olduğunu bildirmiştir.
“Cennet annelerin ayakları altındadır” buyuran Peygamberimiz, anneliğin önemini bildirerek, kadının önemini hatırlatmıştır.
Müslümanlarla son genel toplantısı anlamına gelen ve insanlığa evrensel mesaj olarak da ana başlıkların Peygamberimiz tarafından sunulduğu, Veda hutbesinin temel başlıkları arasında kadın haklarının gözetilmesi ve savunulması olduğunu görmekteyiz. İnsanların huzurlu yaşaması ve insanlığı huzur bulması, fıtratlarına uygun kuralların neler oluğunu bildiren vahyin mahsulü olan bilgilere sahip olmak ve uygulamaktan geçtiğini her an hatırlamak ve hatırlatmak gerekir.
Kadınlara haklarını en üste düzeyde ve olması gerektiği ölçüde İslam vermiş ve bunların neler olduğunu hem Kurani hükümlerle, hem de Peygamberi uygulamalarla göstermiştir. Bu gün insanlığın, başta batı anlayışı olmak üzere kadınlara sunulan hizmet ve gösterilen değer; islamın işaret etiği değerler içeresinde bir bölümü teşkil etmektedir.
İslam, insanlığın özlediği, beklediği, arzu ettiği, hayal kurduğu yaşam sisteminin adresidir. Yaratılış fıtratına uygun her güzellik İslamın kurulları içerisinden vardır. Beşeri sistemlerdeki güzellikler, İslamın sunduğu özel güzelliklerin bir kısmından ibarettir.
Beşeri sistemlerin ve bu sistemleri dünyaya hakim kılmak için her türlü zulmü uygulayanların, İslama karşı savaş açmalarının nedeni; İslamın insanlık için en güzel sistem ve yaşam bizimi olması nedeniyledir.
İslamın insan için sunduğu güzellikler ve insana verdiği değer bilinmiş olduğunda, hiçbir beşerin bu sisteme karşı duyarsız kalması mümkün olmayacaktır. Bunu bilen batının hainleri, sırf bu nedenle kendi çıkar ve menfaatlerinin engellenmesin önünde engel olarak gördükleri İslama ve hükümlerine kendilerince savaş açmaktadır.
İslam kadına haklarını yaklaşık bin beş yüz yıl önce sunmuştur. Müslümanın hak arama ihtiyacı yoktur. Dinin ona sunduğu hak ve değer, yaratılış fıtratına uygun bir değerdir. İslamın bilinip. Yaşanması, anlatılıp anlaşılması halinde, hiçbir kadının beşeri sistemlerden medet umma ihtiyacı olmayacaktır.