Sevmek nasıl birşey?
Sahip olmak mı, nasıl olursa olsun kabul etmek mi? Olduğu gibi kabul etmek mi, istediğimiz gibi şekillendirmek mi?Sevmek fedakarlık mıdır, hükmetmek mi?Sadece güzelliklerini görmek mi, veya kötü yönlerine gözleri ve aklı kapatmak mıdır?Saf mıdır sevgi yoksa bizlerin kirlettiği güzellik mi?
Her insanın sevgi anlayışı farklıdır.Nasıl,ne ölçüde hissettiği, yaşadığı kendi kişilik özellikleri, yetişip, büyüdüğü aile ve çevreyle yoğrulur,kendi aklı ve düşünce tarzı da eklenip şekillenir.Bazen bu karşısındakine mutluluk verir,bazen de hayatını cehenneme çevirir.Mutluluk vereni sevgidir.İnsan bazen sevdiğini üzebilir de.Ama bu bilinçli ve isteyerek olmaz çoğu zaman.Ama hayatı cehenneme çeviren sevgi değil,takıntıdır bence.
Her gün haberlerde izlediğimiz kadın cinayetlerini görünce insan sorguluyor sevgi kavramını.Eşini,sevgilisini öldüren,yaralayan,hunharca döven kişi sevmeyi bilen kişi olamaz.Sebeplerine baktığımızda çoğu ayrılmak isteyen ya da ayrılan eşlere karşı işlenen suçlar.
Ben onsuz yaşayamam duygusu değil,sen bensiz yaşayamazsın düşüncesi.Kendi gücünü, karşısındakinin üzerinde ispatlama çabası."Ya benimsin,ya kara toprağın" klişesi, saplantılı, hastalıklı bir düşüncedir.
Belki de reddedilme duygusu,beğenil-
meme düşüncesi.Kaybetme ve terkedilme duygusuyla baş edemeyenler ya kendine ya da karşısındakine şiddetle buluyor çıkış yolunu.Daha çok karşısındakine yapıyor bunu,en acı şekilde,intikam alır gibi.
Olmuyorsa olmuyordur, bitmişse bitmiştir.Kabul etmek,yol vermek lazım.Tehdit, baskı, üstünlük kurma çabası,kontrol etmeye çalışmak kadının insanı haklarını ihlaldir.Bencilliktir.Dünyanın kendi etrafında döndüğünü sanmaktır.Aynı zamanda karşısındaki insanın ailesine,varsa özellikle evlatlarına yapılan en büyük kötülüktür.Annesini toprağa, babasını da annesinin katili olarak hapse gönderen kişi evlatlarının geleceğini hırsına, öfkesine kurban etmiş olur.
Şiddet hiçbir şeyi sonlandırmaz,aksine daha kötü sonuçların başlangıcı olur.Özellikle çocuklarımızı şiddet ve öfkeden uzak tutmak gerekir. Çünkü davranışlar önce ailede öğrenilir.
Bu uzaklaştırma kararının işe pek fazla yaramadığı görülüyor.Bu esnada dahi tehdide devam ediyorlar.Defalarca şikayet de bulunan kadın çaresiz çığlıklarını duyurmaya çalışıyor.Artık daha etkili çözümler,daha caydırıcı cezalar gelmesi gerekiyor.Bu davaların daha özenli ele alınması lazım.Bir kadın ölmüyor sadece,koca bir hayat bitiyor,o hayatın içindeki ailenin ve çocukların hayatı sönüyor.Giden sadece bir can değil unutmayalım!