Doç. Dr. Güz, kendini bir süredir hemen hergün yaklaşık gün boyu süren bir biçimde üzgün, kederli, morali bozuk ve mutsuz, dertli, çaresiz, sıkıntılı, zavallı, neşesiz, sinirli, çökkün, boşluktaymış gibi hissedenlerin hemen psikiyatra gitmesi gerektiğini vurguladı.
Güz, depresyonun halsizlik ve insanın kendi kendine çözebileceği bir sorun olmadığını kaydeden Güz, "Depresyon, biyolojik temelleri olan ve tıbbi olarak tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Öncelikle kişinin kendine saygısının azalması, aşırı yorgunluk, kendini suçlayıcı biçimde eleştirme ve uyku bozuklukları ilk belirtilerdendir. Sonrasında kişi hiçbir işe yaramadığı, hatta yaşamaya
değmeyeceği düşüncesi ile intihar düşüncesine kadar varabilir. Genel klinik tıpta, depresyon en yaygın ruhsal bozukluktur. Ayaktan izlenen hastaların yüzde 12-36'sı ile, yatarak tedavi gören hastaların yüzde 30-58'inde depresif belirtilerin geliştiği saptanmıştır" dedi.
Depresyonun kadınlarda erkeklere göre daha sık görüldüğüne dikkat çeken Doç. Dr. Hatice Güz, şöyle devam etti: "Depresyon, kendine özgü belirtileri olan, çok iyi tanımlanmış ciddi ve ciddiye alınması gereken bir hastalıktır ve tedavisi ihmal edilmemelidir."