KADINLAR EZİLİYOR ÇOCUKLAR OKUYAMIYOR

Şevki Yıldırım

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Temsilciliği tarafından hazırlanan "Türkiye'de Gezici ve Geçici Kadın İşçilerin Sorunları" raporunda, mevsimlik tarım işçilerinin gittikleri yerlerde naylon çadırlarda kaldıkları, tuvalet ve su ihtiyaçlarını karşılayamadıkları için sıtma gibi hastalıklara yakalandıkları belirtildi. Raporda, "Yeterli beslenemeyen işçiler, güvenceleri olmadığı için hastaneye de gidemiyorlar. Günlük 5-7 TL arasında para kazanan işçiler, bazen güvenlik nedeniyle illere alınmıyor, kadınlar eziliyor, çocuklar okuyamıyor" deniliyor.

Tek başına seyahat edemiyorlar
Tarımla uğraşan kesimin kendi bölgesinde yeterli geliri elde edememesi nedeniyle başka bölgelerde çalışmak zorunda kaldığının belirtildiği raporda, 1990'lı yıllardan sonra köylerin boşaltılmasıyla, kent merkezlerine gelen köylülerin de mevsimlik işçilerin sayısını arttırdığı ifade edildi.

Dul kalmış ya da yalnız yaşayan kadın işçilerin tek başlarına seyahat edemediklerinin belirtildiği raporda şunlar kaydedildi: "Yasalardan çok geleneklerin koyduğu yasaklara uyum gösteren kadın işçiler, erkek kardeşleri, kayınbiraderleri ya da erkek çocuklarının himayesi olmadan araçlara binemiyorlar. Kadınlar, çok yakın akrabaları dışında 15 yaşın üstündeki bireylerden oluşan başka ailelerle birlikte seyahat etmiyor. Dinsel kurallar gereği birlikte bulunması sakıncalı olan bireylerin de ailelerle birlikte seyahat etmeleri söz konusu olmuyor".

BOYKOT ÇAĞRISI

Gazeteci arkadaşımız Gülsüm Urfalı mesleğini en iyi yapanlardan biri. Geçen gün yine bunun örneğini vermiş. Urfalı, bölgemizdeki gelişmeleri yerinde izlemek üzere Sinop'a gitmiş. Kendisini kutluyorum öncelikle. Gazetesinde yazdığı haberde "Anadolu Grup tarafından Yaykıl köyünde kurulmak istenen termik santral, Sinop Uğur Mumcu Meydanı'nda düzenlenen mitingle protesto edildi. Sinop Çevre Platformu, Anadolu Grubu'na ait ürünleri boykot çağrısında bulundu" diyor. Ve haberde şu satırlara yer veriyor: "'Sermaye defol bu memleket satılık değil', 'Termikçi şirket Gerze'yi terket', 'Direne direne kazanacağız' sloganlarının atıldığı mitingde, Anadolu Grup'a ait  Efes Pilsen, Coca-Cola, McDonalds ve Faber Castel gibi ürünler için boykot çağrısı yapıldı. Mitinge katılanlar termik santrali protesto etmek için ağzlarına maske takarlarken, bir çevre platformu üyesi de Anadolu Gruba ait Efes Pilsen marka bira ve Coca-Cola'yı dökerek, bu ürünlerin boykol edilmesi çağrısına sembolik olarak destek verdi."
Hani gözünüzden kaçan bir haberse biz de sizin pazar gününüzde bir hatırlatalım istedik

ALAÇAM'IN ÇIKIŞI!

CHP Samsun örgütünde son günlerde yaşananlarla ilgili olarak Alaçam ilçe örgütü yazılı bir açıklama yaptı. Hani o "Koç'a ağır sözler" haberi vardı ya partinin kaotik durumundan milletvekili Haluk Koç'un sorumlu tutulması haberi. İşte İl Başkanı Banka zehir zemberek bir açılama geldi Alaçam örgütünden. "Cumhuriyet Halk Partisi Alaçam İlçe örgütü olarak, CHP Samsun İl Başkanlığına konuşlandırılan Mehmet Bank'ın 7 Eylül 2011 Çarşamba günü Samsun Haber Gazetesi'nde yayınlanan açıklamalarını derin bir üzüntü ve hayal kırıklığı içerisinde okuduk. Milletvekilimiz Prof.Dr.Haluk Koç'un partinin bu kaotik durumundan sorumlu tutulması ve partiye zarar verdiği açıklamasına katılmamız asla mümkün değildir. Alaçam İlçe Örgütü olarak bugüne kadar gelen süreçte gerektiği ölçüde objektif olduk. Partimizin ülke genelinde başarılı olması gerçeği adına gereken sorumluluğu üstlendik ve gereğini yerine getirdiğimiz inancı içersindeyiz. Hiçbir hizbin yanında alesta durmadık,ocu veya bucu,onun ya da bunun adamı olmadık.ve fakat kötü günlerimizde kimlerin yoldaşımız olduğu ,sahipsiz bırakmadığı gerçeğini de unutacak kadar vefa fukaraları değiliz. Alaçam'ı, Alaçamlıları Selamsız Bandosu yerine koyanların olduğu dönemde Haluk Koç Alaçam kırsallarında bizlerle omuz omuza mücadele vermiş, yedisinden yetmişine tüm Alaçam'ın takdirine şayan olmuştur. Bu gerçek ortada gün gibi apaçık dururken birilerinin CHP'li olma bilincinden ve sorumluluğundan uzak, densizliğin çamura bulanmış çukurlarından, fütursuzca savurduğu açıklamaları şiddetle kınıyor ve sayın Mehmet Bank'ı 88 yıllık CHP İlke ve ideolojisine yakışacak gereklilikleri yerine getirmesi konusunda uyarmayı borç biliyoruz. CHP Alaçam İlçe Örgütü."

DEMİŞ Kİ..
Zsa Zsa Gabor: Bir kız aşk için evlenmeli ve onu bulana kadar evlenmeye devam etmelidir.

SİZİN VAR MI? 
 
Sizi, sizin kadar tanıyan biri; sizi düşünen, düşünmeyi öğrenmiş, sakin, uslu, efendi, oturmayı kalkmayı bilen, sevmeden edemediğiniz biri; size sizi anlatmayı seven, sizi başkalarına anlatmayı her şeyden çok seven, sizin için çok şey başarmaya hazır biri;
bazen biraz fazla konuştuğundan yakındığınız ama ne söylediğini bildiğinden hep emin olduğunuz, sizi tanıdığı kadar kendini ve hayatı da tanıyan biri;yalnızca eşinize anlatabildiğiniz sırlarınızı anlatmaktan çekinmediğiniz, bazen düşüncesine şiddetle ihtiyaç duyduğunuz biri; sabahın 3'ünde, "ayıp olur mu?" diye endişelenmeden arayabildiğiniz ve 'üçüne beşine' bakmadan size duymanız gerekenleri söyleyen, gecenin o karanlığında kalkıp ışığı yakan, masanın başına geçen biri; kaleminiz, kağıdınız, aynanız, saatiniz, kravatınız olan, bazen gölgeniz olan biri; Ve bazen vicdanınız, eh, bazen de, uykusuz bıraktığınız için vicdan azabınız olan biri..Hayatınızda böyle biri..Var mı?..Varsa kıymetini bilin.
Benden söylemesi.

ÖYLE BİR HAYAT

Öyle bir hayat yaşıyorum ki,
Cenneti de gördüm,cehennemi de
Öyle bir aş yaşadım ki
Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de.
Bazıları seyrederken hayatı en önden,
Kendime bir sahne buldum oynadım.
Öyle bir rol vermişler ki,
Okudum okudum anlamadım.
Kendi kendime konustum bazen evimde,
Hem kızdım hem güldüm halime,
Sonra dedimki "söz ver kendine"
Denizleri seviyorsan,dalgaları da seveceksin,
Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin,
Uçmayi seviyorsan, düşmeyi de bileceksin.
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayati seyredersin.
Öyle bir hayat yaşadımki, son yolculukları erken tanıdım
Öyle çok değerliymiş ki zaman,
Hep acele etmem bundan, anladım...
(Nietzsche)

TANSU TEKİN'İN OBJEKTİFİ

KALEM SİZDE

Sen; Onun sorduklarına cevap vermeye bile tenezzül etmezsin, O seni susturduğunu sanır. Hayat işte. . . !
(Teşekkürler Hatice Nermin Vardar)

SENDİKASIZ!

Öğretmen ilkokulda tabiat bilgisi dersinde karıncaları anlatıyormuş.. "Çalışırlarken kendi ağırlıklarının beş misli fazlalığında yiyecek taşırlar" demiş, "Bundan nasıl bir ders çıkartıyorsunuz?" "Efendim bence.." demiş öğrencilerden biri, "Anlaşılan bunlarda sendika mendika falan yok!"

SAMSUNSPORLU TERAZİ!

Boya ve tesisat ürünlerinin satıldığı dükkanda kullanılan terazinin ve ağırlıklarının da kırmızı beyaz olması büyük dikkat çekiyor. Hatta dükkanda satılan fırça sapları, musluk contaları ve seramikler bile kırmızı beyaz. Üç kardeş, "Sattığımız malzemelerin bile kırmızı beyaz olmasına özen gösteriyoruz" dedi.

DOSTLUK
 
"Dostlar ırmak gibidir
Kiminin suyu az, kiminin çok
Kiminde elleriniz ıslanır yalnızca
Kiminde ruhunuz yıkanır boydan boya…
 … İnsanlar vardır; çesit çesit, tip tip.
Her biri başka bir karaktere sahip.
Görmeli, incelemeli, doğruyu bulmalı.
Her şeyden önemlisi insan, insan olmalı...” CAN YÜCEL

HATIRLATIRIZ!!

OSMANLI'da alınan ilginç vergilerden biri de gerdek vergisiydi. Bu vergiyi, nikahı kıyan kadı efendi tahsil ediyordu. Vergi ise; zenginden bir altın, fakirden 12 akçe, orta halli olanlardan da bu ikisinin arasında belirlenen tutarda alınırdı. Toprak sahibinin arazisinde yaşayanların evlenmesi durumunda, vergi alma hakkı da vardı. Verginin tutarı, evlenecek olanın bakire olması halinde 60, dul olması halinde 30 akçe idi!..

ESNAFIN SUÇU NE?
    
Bu başlığı biz atmadık. Bize okuduğunuz maili atanlar aynen bu ifadeyi kullandı ve mailde aynen şunlar yazılıydı: "Samsun Cedit Mahallesi Gençlik Caddesi'nde sabah erken saatlerde su borusu patladı. Esnaf, İlkadım Belediyesi Çözüm Merkezi'ni aradı. Buradaki görevliler "Biz bakmıyoruz. Büyükşehir Belediyesi Bakıyor" diye esnafı Büyükşehir Belediyesi'ne yönlendirilmesi üzerine esnaf bu sefer de Büyükşehir Belediyesi'ni aradı. Buradan da İlkadım Belediyesi'ne yönlendirilen mahalle esnafının sabrı taştı. Esnaf kendi olanaklarıyla suyu kısmaya çalıştıysa da bunu başaramadı ve şehrin içme suyu saatlerce akıp durdu."

NOSTALJİ


 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.