Trabzon Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği Şefi Prof. Dr. Yeşim Bayoğlu Tekin, kadınlara erken tanı için kanser taramalarını düzenli yaptırmaları çağrısında bulundu.
Yeşim Bayoğlu Tekin, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de kadın kanserlerinde ilk sırada meme kanserinin yer aldığını, 8 kadından birinde meme kanseri görüldüğünü söyledi. Kadın kanserlerinde rahim duvarı ve rahim ağzı kanserlerinin yine ilk sıralarda yer aldığını belirten Bayoğlu Tekin, "Tüm dünya ile paralel oranlara sahibiz. Bu kanserler hakkında birtakım tarama programlarımız var. Bunların etkin kullanılmasıyla biz bu kanser oranlarını yavaş yavaş aşağıya çekmeye başladık." dedi. Bayoğlu Tekin, rahim ağzı kanserinin en önemli etkeninin HPV virüsü olduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu: "Cinsel yolla bulaşan bu virüsün neden olduğu enfeksiyona bağlı ortaya çıkıyor. HPV ve smear testleriyle beraber taraması yapılabiliyor. 30 yaşından sonra cinsel aktif olan kadının 5 yılda bir yaptırdığı HPV testi ile biz bu kanserleri, daha kanser aşamasına gelmeden görüyoruz, tedavi ediyoruz. Test oldukça güvenilirliğe sahip. Yıllardır bu tarama testini kullanıyoruz, hem KETEM'lerde hem aile hekimliklerinde hatta bizim kliniğimizde de uyguluyoruz. Çok erken dönemde, virüs daha vücuda yerleştiği dönemde bunun tanısını koyup tedavi etme şansımız var. Eskiden en ölümcül, en sık görülen kanser tiplerinden biriyken rahim ağzı kanseri, günümüzde artık bunu dokuzuncu sıraya çekebildik. Bu da modern tıbbın ve tarama testlerinin başarısını gösteriyor, o yüzden de çok mutluyuz."
Günümüzde kanserlerin büyük kısmının önlenebilir kanserler olduğunun altını çizen Bayoğlu Tekin, "Obezite çağımızın en büyük problemlerinden birisi ve kadın kanserlerinin büyük bir kısmı zaten obezite ile ilişkili. Bunlardan en önemlisi meme, rahim, yumurtalık kanserleri. Gastrointestinal sistem kanserleri gibi kanserlerin, çok ciddi oranda obeziteye bağlı olduğu tespit edilmiş. Buna bağlı olarak da obezitenin önüne geçtiğimiz sürece bu kanserleri önleyebiliyoruz. Obeziteye bağlı kanserlerde erkeklere göre kadınların riski 2 kat artıyor. Obeziteyle mücadele bizim için çok önemli." diye konuştu. Bayoğlu Tekin, meme kanseri için tarama testlerinin 40 yaşından sonra başladığını anımsatarak, iki yılda bir mamografi çektirilmesi gerektiğini ifade etti. Anne, teyze ya da kız kardeşinde meme kanseri görüldüğü için risk grubunda olan kişilerin yanı sıra hiçbir risk faktörü bulunmayanlarda da meme kanseri görülebileceğine işaret eden Bayoğlu Tekin, her kadının elle meme muayenesini öğrenmesi ve düzenli olarak da yapması, bedenindeki değişiklikleri fark ettiği anda da vakit kaybetmeden hekime başvurması gerektiğini aktardı. Bayoğlu Tekin, meme kanseri görülme oranının, vakaların büyük bir kısmının erken evrede yakalandığını ortaya koyduğunu belirterek, "Erken evre demek, cerrahi ile kolay bir şekilde tedavi edilebilme hatta radyoterapi ve kemoterapi aşamalarının bile çok kısa sürmesi ve çok iyi yanıt alınması anlamına geliyor. O yüzden bizim için çok kıymetli." dedi.
"Tarama testlerine artık kolaylıkla ulaşılabiliyor"
Prof. Dr. Yeşim Bayoğlu Tekin, kanser farkındalığının önemine dikkati çekerek, kanserin önüne geçmek için önemli odak noktalardan birinin de sağlıklı beslenmenin yanı sıra fiziksel aktivitenin artırılması olduğunu vurguladı. Sağlık Bakanlığının tarama programlarını vatandaşlara ücretsiz sunduğunu dile getiren Bayoğlu Tekin, şöyle devam etti:
"Nedense kadın kanserlerinin taraması konusunda kadınlarımızın bir ön yargısı var. Aile hekimleri aradığında gitmek istememek, bundan çekinmek 'Ya kanser olduğum ortaya çıkarsa, tanı alırsam?' diye bir korkuları var. Kanserden korkmamak lazım. Erken tanı çok önemli, erken tanı konulduktan sonra tedavi olma şansı çok yüksek ve artık biz kadın kanserlerinde özellikle meme, rahim ağzı ve endometrium kanserlerinde erken tanı koyarak çoğu hastaların yaşam sürelerini uzatabiliyoruz. O yüzden kendi kendine muayene çok önemli, tarama testleri çok önemli ve düzenli jinekolojik kontrollere gelmeleri çok çok önemli." Bayoğlu Tekin, Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesinin onkoloji merkezi olarak da bölgeye hizmet verdiğini ifade ederek, "Doğu Karadeniz'deki tüm onkolojik vakaların hem cerrahisi hem medikal tedavisi hem radyoterapi aşamasındaki tedavi kısmı multidisipliner olarak hastanemizde yürütülmektedir. Bu konuda oldukça iddialıyız, çok da güzel sonuçlar alıyoruz, onkoloji ekibiyle birlikte çalışıyoruz." diye konuştu.
Hastanenin, rahim ağzı kanseri taramalarında da referans merkez olduğunun altını çizen Bayoğlu Tekin, şunları kaydetti: "Hem bunların takiplerinde hem de 'kolposkopi' dediğimiz yöntemlerle izlemleri konusunda da aktif olarak rol oynuyoruz ve bu şekilde hastalara faydalı olmaya çalışıyoruz. Tarama testlerine artık kolaylıkla ulaşılabiliyor. Eskiden biz o kadar çok rahim ağzı kanseri görürdük ki artık yılda bir ya da iki tane denk geliyor bize. Erken dönemde tanı koyuyoruz ve hastaların sağ kalımı oldukça uzuyor. Bu da bizim için çok yüz güldürücü sonuçlar."