Araştırmaların, her 8-9 kadından birinin yaşamının bir döneminde bu hastalığa yakalandığını gösterdiğini belirten TOBB ETÜ Hastanesi’nden genel cerrahi uzmanı Prof. Dr. Salih Müjdat Balkan; “Meme kanseri kadınlarda en sık rastlanan kanser türüdür. Günümüzde erken tanı ve erken tedaviye başlanmasıyla meme kanseri ölümcül bir hastalık olmaktan çıkma noktasına gelmiştir” dedi.
İlerleyen yaşla birlikte meme kanserinin görülme sıklığının arttığını paylaşan Prof. Dr. Balkan, erken teşhisten beslenmeye, olumlu ruh halinin öneminden kanser riskini artıran faktörlere merak edilen birçok soruya cevap verdi.
ERKEN TEŞHİS VE TEDAVİ ÖNEMLİ
Meme kanseri yaşın ilerlemesi ile görülme sıklığı artan bir kanser olmasına karşın genç yaşlarda da görülebilmektedir. Tıbbın bugün sağladığı olanaklar ve meme kanserinin erken teşhisi sayesinde bu kanser türünden kaynaklanan ölümler azalmaya başlamıştır. Günümüzde erken tanı ve erken tedaviye başlayarak meme kanserinin ölümcül bir hastalık olmaktan çıkması noktasına ulaşılmıştır.
MEME KANSERİ RİSKİNİ ARTIRAN FAKTÖRLER
Güncel bilgilerimize göre meme kanserine yakalanma riskini artıran nedenler;
- Uzun dönem hormon tedavisi almak, doğum kontrol ilaçları kullanmak,
- İlk adeti erken yaşta görmek (12 yaş öncesi),
- Geç yaşta menopoza girmek (50 yaşın üstünde),
- Radyasyona maruz kalma,
- Ailesinde meme kanseri öyküsü olmak (anne ve kız kardeşler gibi birinci derece akraba),
- Yetersiz fizik aktivite, şişmanlık,
- Doğum yapmamış olmak,
- Hiç emzirmemiş olmak,
- Doğum kontrol ilaçları kullanmak,
- BRCA geni taşımak,
- Sigara içmek(son çalışmalarda nikotin reseptörleri ile meme kanseri ilişkisini gösteren yayınlar mevcut).
KORUNMAK İÇİN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
- Aylık kendi kendine meme muayenesini yapmak,
- Fazla kilo almamak için düzenli spor yapmak (haftada 3 gün yarım saatten az olmamak üzere),
- Hayvansal yağlardan zayıf gıdalarla beslenerek sağlıklı kiloda kalmak,
- Günlük kalorinin %20' den azını yağlardan almak, sebze ve meyveden zengin beslenmek, meme kanseri riskini ve meme kanserli hastalarda nüksü engelleyen değerler olarak bilinmektedir.
BESLENME ETKİSİ
- Yanmış yağlarla hazırlanmış olarak gruplanan hazır gıdalarla beslenmek, yanmış, tütsülenmiş gıdalar ve tuzlu konservelerle beslenmek,
- Kızartma ve yüksek ısıda pişirilen ızgara yemeklerle beslenmek (bu tarz pişirme yöntemleri yerine düşük ısıda fırın ve haşlama yöntemleri ile hazırlanmış yiyecekleri tercih edilmeli),
- Şekerli gıdalarla beslenmek, nutra sweet, equal, spoonful gibi yapay tatlandırıcılar kullanmak (bu tatlandırıcılar yerine tatlandırıcı olarak doğal bal kullanmak tavsiye edilmekte), Beyazlatıcı kimyasallar içerebilen sofra tuzlarını kullanmak (bu tür tuzlar yerine deniz tuzu kullanılması önerilmekte), nitrit ve nitrat tuzları içeren koruyucu katkı maddeleri, renklendiriciler, yapay antioksidanlar içeren gıdalarla beslenmek,
- Kırmızı et temelli asit diyetler yemek (kırmızı et yerine bol balık ve az tavuk eti tercih etmek önerilmekte),
- Mikrodalga fırınlarda plastik kap, dondurucuda saklama kabı olarak pet şişeleri kullanmak (bu şekilde plastik malzemelerin kullanımı dioksin maddesinin ortaya çıkmasına neden olmakta, dioksin kimyasallarıda kansere, özellikle de meme kanserine neden olmaktadır),
- Yüksek kafein içerikli içeceklerden uzak durmak (çay gurubu içeceklerden yeşil çayı tercih etmek),
- Toksinler ve ağır metaller içerebilen musluk suları içmek (bu sular yerine arıtılmış veya filtrelenmiş sular içilmelidir) meme kanseri riskini artırmaktadır.
KORUYUCU GIDALAR
- A ve C vitamininden zengin renkli olarak bildiğimiz taze sebze ve meyveler (havuç, brokoli, turp, kayısı, turunçgiller gibi) günde 3-4 porsiyon meyve, 2-3 porsiyon sebze tarzında tüketilmeli, (diyetin yüzde 80'i taze sebze ve meyve, kepekli tahıllar, tohumlar ve biraz meyveden, kalan yüzde 20'si de haftada 3 kez baklagiller içeren pişmiş gıdalardan oluşacak şeklinde düzenlenmelidir),
- D vitamini içeren sütlü gıdalarla beslenmek (özellikle menopoz sonrası kadınlarda meme kanseri riskini azalttığı bilinmekte),
- E vitamini içeren ceviz, fındık gibi gıdaları düzenli tüketmek, probiyotik içeren süt ürünleriyle beslenmek,
- Sağlıklı olduğu bilinen zeytinyağını tercih etmek (gereğinden fazla tüketmemek şartıyla),
- Sülfürlü bileşikler olarak bilinen gıdaları da beslenme rejiminde bulundurmak (sarımsak, soğan gibi),
- Omega 3 yağ asitleri içeren balık ürünlerine beslenmede daha çok yer vermek,
- Günlük 25-30 gram kadar lif alacak şekilde lifli gıdalardan zengin beslenmek, tam tahıllı ekmekleri (tam buğday, çavdar) tercih etmek, beslenmede karbonhidratlar (hamur işleri, pirinç vb.) yerine kepekli tahılları tercih etmek, meme kanserinden korunmamızı sağlayabilmektedir.
- Meme kanseri geçirmiş hastaların süt yerine tatlandırılmamış soya sütü tüketmelerinin nüksü engellediği konusunda araştırmalar mevcuttur.
- Bazı destek maddeleri (IP6, EFA'lar, flor-essence, essiac, anti-oksidanlar, vitaminler, mineraller, v.s.) bağışıklık sistemini güçlendirerek, vücudun kanser hücrelerini yok etmesine yardımcı olabilmektedir, bu maddelerle ilgili çalışmaların meme kanserinde de koruyuculuğu ile ilgili yayınlar mevcuttur.
ERKEN TEŞHİS ÖNEMLİ
Meme kanserini erken yakalayabilmek için 20 yaşından sonra bayanların her ay düzenli olarak kendi kendine meme muayenesini yapmayı öğrenmeleri gerekir. Bu muayene sırasında ele kitle gelmesi, meme başı akıntısı, meme başında çekilme, meme derisinde kızarıklık, iyileşmeyen yara ya da gözle fark edilebilen değişiklik olması durumunda hemen uzman doktora gidilerek muayene olunması en kolay ve en ucuz tanı yöntemidir.
Meme kanseri taraması için 40 yaş ve üstünde mamografi çektirmek kabul edilen en etkili tetkik iken ailesinde meme kanseri olanların 32 yaşından (bazı kaynaklarca 35 yaştan) itibaren mamografi ile yıllık taramaları tavsiye edilmektedir. Kırk yaş altında ise meme ultrasonografisi şüpheli olgularda yapılması gereken yıllık radyolojik tetkik olmalıdır.
ÖNERİLER
Ailesinde meme kanseri öyküsü olan bayanlar 20 yaşından itibaren her ay düzenli kendi kendilerini muayene yapmaları, muayenede fark edilen değişiklik halinde uzman doktora başvurmaları, 35 yaşta itibaren mamografik tetkik yaptırmaları gerekmekte,
Aile öyküsü olmayan bayanlarında benzer şekilde muayenelerini yapmaları, 40 yaşından sonra mamografik tetkik yaptırmaları önerilmektedir.
Meme kanseri ile diyet arasındaki ilişkiler ile ilgili araştırmalar bugünde devam etmekte olup sağlıklı kiloda kalmak, günlük kalorinin yüzde 20'den azını yağlardan almak, sebze ve meyveden zengin beslenmek, meme kanseri riskini ve meme kanserli hastalarda nüksü engelleyen değerler olarak bilinmektedir.
Kanser; zihinsel, bedensel ve ruhsal bir hastalıktır. Kanser hücreleri oksijenli ortamda gelişemezler. Günlük düzenli egzersizler ve derin nefes alma teknikleri ile sağlanan oksijen tedavisi kanser hücrelerini yok etmek için diğer bir yöntemdir.
Öngörülü ve olumlu bir ruh kanserle savaşı başarırken, sinirlilik, affetmezlik, acı, bedeni stresli ve asitli bir ortama sokarak kanserle savaşı kaybettirmektedir.
Ayrıntılı Bilgi ve Röportaj İçin
Sedef ÖNER EKTİ
Özel TOBB ETÜ Hastanesi
Pazarlama İletişimi Yöneticisi
Telefon: 0 312 292 98 90