Asırlık dostluklarda kırk yıllık hatırı olan kahve, acısı-tatlısı, bir de yandan çarklısıyla, her dem içilesi kahve, gelinlik kızların elinde, ana-babaların göz süzmesinde, tabağına dantelden altlık örülen kahve..
Süt kahvenin lezzetini azaltır. Soğuk kahveler, koyu kahveden yapılmalıdır. Soğuk kahvede, normal kahvede bulıunan miktarın üç katı kahve kullanılır. Havayla temas bayatlama sürecini hızlandırdığı için kahve öğtüldükten kısa bir süre sonra tüketilmelidir.
Espresso: Kahve makinesi ile hazırlanan İtalyan kökenli kahve türüdür.
Cappuccino: Temel olarak espressonunn köpük ve süt kombinasyonundan oluşan kahve çeşididir.
Mırra: Arka arkaya demlenerek hazırlanan Güney Doğu Bölgesi'ne has acı,yoğun ve sert kahve çeşididir.
Americano: Espressoyu sert bulan Amerikalılar tarafından bulunan, sıcak su ile espressonun karışımından hazırlanan kahve türüdür.
Mocha: Çikolata ve lattenin karıştırılması ile hazıralanan kahve çeşididir
Latte: Espresso ve bir miktar sütün köpürtülmesi ile yapılan kahve çeşididir.
Vienesse: Viyana kökenli olan espressonun bir miktar krema ve biraz çikolata ile karıştırılması ile hazırlanan kahve çeşididir.
Macchlato: Esprossoyu doğrudan süt köpüğü ile karıştırılarak hazırlanan kahve çeşididir.
Supremo: Kolombiya'da yetişen kaliteli kahve çeşidine verilen isim.
Şimdi durup duruken kahve ile ilgili bu bilgiler nereden çıktı diyorsunuz eminim. Keyfinizin kırk yıllık hatırı sayılır kâhyası kave ile ilgili bu bilgileri sizinle paylaşmamızın nedeni sizleri Kahve Deposu'nda ağırlamak düşüncemizden kaynaklanıyor. Kahve Deposu'na gittiğinizde kahve ile ilgili en temel bilgilerinizin de aklınızda bulunmasını istedik. Ne anlayışlıyız değil mi? Evet öyleyiz! Şaka bi yana biz sizi Çiftlik'te Şevketiye Caddesi'nde Kahve Deposu'nda ağırlamak istiyoruz. Nasıl mı? Onu da anlatacağız merak etmeyin. Alacaksınız eşinizi, arkadaşınızı, sevgilinizi yanınıza doğru Kahve Deposu'na.. keyfinizi çıkartacaksınız bizim size vereceğimiz küçücük bir kartla..Nasıl ama? Güzel değil mi? Haydi kahve severler, Arka Oda'ya hücuuuuummm!!
Yarın 14 Şubat. Bu ne demek Sevgililer günü demek. Biz de size bu günün şerefine kahve ikram etmek istiyoruz. Sevgilinizle beraber Kahve Deposu'nda ağırlamak istiyoruz Arka Oda olarak. Yalnız bunun için bir sorumuz, bir şartımız var tabii ki. Kahve Deposu nerede biliyor musunuz? Eğer biliyoruz tabi diyorsanız bizi arayın lütfen. İki kişilik davetiyenizi verelim size de başbaşa bir kahve için sevgilinizle! Oturun o güzelim mekanda, günü en iyi biçimde değerlendirin! Hem ne demişler, bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır. Evet adresimiz: sevki_haber@hotmail.com, habercisevki@gmail.com. Tel: 420 04 28 buradan Şevki Yıldırım'ı isteyin. Anlaştık mı? Haydi bol şans. Sevgililer Gününüz şimdiden kutlu olsun.
DİLARA'DAN ERNESTO'YA..
Milliyet gazetesinde çalıştığım yıllardı. Bir vatandaş geldi. O işlerle BEN ilgilendiğim için, şefimiz İsmail Başaran kendisini bana yönlendirmişti. Vatandaşın derdi yıllar sonra olan çocuklarına "Dilara" adını vermiş olmalarıydı. Samsun Nüfus Müdürlüğü Dilara adını Türk Örf adet ve geleneklerine aykırı bulmuş ve Dilara isminin değiştirilmesi için vatandaşı mahkemeye vermişti. Dilara isminin Türk Örf adet ve geleneklerine aykırı olmadığı Türk Dil Tarih Kurumunyla yapılan uzun yazışmalar ve uzayıp giden duruşmalar sonrasında anlaşılmıştı. Şimdi bunu neden anlattım. İnternet haberlerine bakıyordum. Batmanlı Birgül- Nihat Turğut çifti, 5 ay önce dünyaya gelen erkek çocuklarına Küba devrimini gerçekleştiren ve dünya çapında bir üne kavuşan gerila lideri Ernesto Cheguevara adını verdi. haberini okudum.
Batman'da 2 yıl önce evlenen Turg
ut çifti, Dünya Barış Günü'ne denk gelen 1 Eylül 2011 tarihinde doğan erkek çocuklarına, 'Ernesto Cheguevara' adını vermiş. Batman Nüfus Müdürlüğü'nden kimliği de çıkartılan Batmanlı Ernesto Cheguevara Turğut, bronşit, zature ve akciğer enfeksiyonu nedeniyle Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ne getirilmiş.
İki günden beri hastanede uzman doktorların hastalığı ile ilgili araştırma yaptığı minik Ernesto'nun babası işsiz 25 yaşındaki Nihat Turğut, "Ernesto Che Guevara'nın tüm yaşamı ile ilgili kitapları okudum. Ona hayran kaldım. 'Özgürlük Savaşçısı' diye bir kitabı var bende. Yaşam mücadelesi ve felsefesi beni çok etkiledi. Onu çok merak ediyordum. Evlenmeden önce bile eğer bir gün evlenir ve erkek çocuğum olursa adını Ernesto Che Guevara koyacağım diye düşünüyordum. Kısmet 2 yıl önce evlendim ve 2011 yılı Dünya Barış Günü'ne denk gelen 1 Eylül'de bir erkek çocuğum oldu. Adını da Ernesto Che Guevara koydum" demiş. Oğluna Ernesto Che Guevara adını vermesine yakınlarından bazılarının karşı çıktığını ancak daha sonra bunların da bu ismi kabul ettiğini anlatan baba Turğut, "Yakın çevremden tepkiler oldu, şaşıranlar oldu. Ama pek sıkıntı yaşamadım. Bunlar da zamanla alışarak bu ismi kabul etti. Kimliğini çıkarmak için gittiğim Nüfus Müdürlüğü'nde de sıkıntı yaşamadım. Görevliler önce şaşırdı ama herhangi bir zorluk çıkarmadılar. Oğluma Ernesto Che Guevara ismini verdiğim için ben de eşim de çok mutluyuz."diye konuşmuş. İyi yaşa Ernesto..
SİZ GİDENE KADAAAARR!!
Çocuk Gelinler ile ilgili Uçan Süpürge'nin 54 ilde yaptığı araştırmaya göre, zorla evlendirilen kız çocukları nereye başvurmaları gerektiğini bilmiyormuş. Lise öğrencisi bir kız çocuğunun "Şimdi siz oraya gidene kadar belki 50 genç kız evlenmek zorunda kalacak" sözü, duruma müdahalenin aciliyetini gözler önüne seriyor. Hacettepe Üniversitesi'nin 2008'de yaptığı Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması'nda 18 yaş altında evlenen kadınların oranına dikkat çekiliyor. Araştırmaya göre, erken evliliklerin oranı bölgeler arası farklılık göstermekle birlikte, Türkiye genelinde yüzde 28. Bu oran, Orta Anadolu'da yüzde 37'ye, doğu ve güneydoğuda ise yüzde 40- 42'ye kadar çıkabiliyor. Erken yaşta evlenmenin doğurduğu sonuçlar ise çok yönlü sorunlara sebep oluyor. Uçan Süpürge, çocuk gelinler/ erken evlilikler konusunun, erken evlenen kadınların daha fazla şiddete maruz kalması, erken hamileliklerde ölüm riskinin daha fazla olması, kadınların ruh sağlığının bozulması gibi nedenlerle önemli bir çalışma konusu olduğunu vurguluyor.
Erken evlilikler, Uçan Süpürge tarafından "toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yol açtığı önemli bir sorun" olarak tanımlanıyor. Erken yaşta ve zorla evlilikler, fırsat eşitliğinin önündeki en büyük engellerden biri. Erken evlilik kadınların aile içi şiddete, fiziksel, duygusal, sözel ve cinsel şiddete maruz kalma olasılığını arttırıyor. Eş terki, kumalık çok daha fazla yaşanıyor. Evden kaçma ile birlikte fuhuş sektörüne düşme olasılığı da artıyor. Kız çocukların eğitim yaşamı kesintiye uğruyor. Kadınlar ev ve toplum içinde yalnızlaşıyor, sorunlarla baş edemiyor, böylece intihar riski de fazlalaşıyor. İntihar etmese de kadın ev içine sıkışıyor, sağlık hizmetlerine ulaşamıyor, psikolojik ve fiziksel hastalıkları oluşuyormuş. Erken yaşta evlilikler, şiddet ve yoksulluk artışını körüklüyor. Erken evlenen çiftlerde HIV/ AIDS gibi cinsel yollarla bulaşan hastalıklara yakalanma olasılığı artıyormuş. Erken evlilik, beraberinde erken doğumları da getiriyor; erken doğum ise düşük doğumu ve anne ölümünü. Verilere göre Türkiye'de 15- 20 yaş arası doğumlarda anne ölüm oranları, ileri yaşlara göre 4 kat daha fazlaymış.
SORU (MATEMATİK)
İki basamaklı bir AB sayısı asal olduğunda BA sayısı
da asalsa AB'ye simetrik asal denir.
Bir AB simetrik asal sayısı için A B çarpımı aşağıdakilerden hangisi olamaz?
A) 7 B) 9 C) 15 D) 21 E) 63
Bilen arkadaşımız çıkarsa kitap armağanımız olacak. Adresimizi biliyorsunuz. Arayın size de kitap armağan edelim. Kitapsız kalmayın!
KAPLUMBAĞA TEMEL
Dört kaplumbağa, pikniğe çıkmaya karar vermiş. Erzakları hazırlayıp;
bir yıl, iki yıl, beş, on yıl derken, otuz yıl sonra piknik yerine varmışlar. Gazozları, yiyecekleri, her şeyi ortaya çıkarmışlar. Bir bakmışlar gazoz açacağı yok.
Tek çözüm, birinin eve gidip açacağı alıp gelmesi. Görev, içlerinde en küçük kaplumbağa olan Temel'e düşmüş. Genç kaplumbağa:
"-Ben gelene kadar buradaki yiyeceklere dokunmazsanız giderim..."
Diğerleri bunu kabul etmiş. Temel, yola çıkmış; bir, iki, on, yirmi yıl geçmiş. Bu arada, yaşlı kaplumbağalardan biri fenalaşmış. Arkadaşları ne yapsa faydasız, son bir dileği olup olmadığını sormuşlar:
"-Gerçi genç kaplumbağaya söz verdik ama, şuradaki sarmalardan bir tanesini yesem olur mu?..."
"-Elbette..." Diyerek, sarmalardan birini vermişler. Tam ağzına atacağı sırada, genç Temel, çalıların arasından fırlamış:
"-Gitmiyorum işte, gitmiyorum..."
GÜZEL SÖZ
"HER ALDATICI SEVGİYE AŞK İSMİNİ VERMEK BİR İSRAFTIR."
(Peyami SAFA)