Kahve içmek için "en iyi zaman" konusunda kesin bir bilimsel kanıt bulunmamaktadır. Ancak, günün çok geç saatlerinde, özellikle yatmadan 6-8 saat önce kahve içmek uykuyu bozabileceğinden, çoğu insan için kahve alımını sabah erken saatlerden öğleden sonraya kadar sınırlamak en iyisidir.
Yüksek kan şekeri seviyesine sahip ve stres altında olan kişiler için, sabah kahvenizi besleyici, protein açısından zengin bir öğün yedikten sonra içmek en iyisi olabilir. Bu, kan şekeri ve kortizol seviyelerini dengelemeye yardımcı olabilir. Kafeini doğal bir egzersiz güçlendirici olarak kullanmak isteyen kişiler, en iyi sonucu almak için antrenmanlarından yaklaşık 60 dakika önce kahve tüketmeyi hedeflemelidir.
Araştırma bulguları, kahve içmenin yağ kaybını desteklemeye ve kilo alımına karşı koruma sağlamaya yardımcı olabileceğini göstermektedir. Metabolik sendromu olan 1.483 katılımcı üzerinde yapılan bir araştırmada, ayda hiç kahve içmemekten veya günde 3 fincandan az kahve tüketmekten haftada 1-7 fincan kahve tüketmeye başlayanların, üç yıl boyunca toplam vücut yağlarında (iç organ yağı adı verilen zararlı bir tür derin karın yağı da dahil) azalma yaşadığı bulunmuştur. Bu katılımcılar, kahve içmeyen veya az tüketenlere kıyasla daha fazla yağ kaybetmişlerdir.
Antrenmandan veya spor etkinliğinden 60 dakika önce kahve tüketmek, yorgunluğu geciktirmeye ve kas gücünü artırmaya yardımcı olabilir. ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), yetişkinler için günde 400 miligramdan fazla kafein tüketimini önermemekte ve hamilelik sırasında günde 200 miligramdan az kafein alımını tavsiye etmektedir. Bu önerilere çikolata, çay, soda, enerji içecekleri ve diğer ürünlerde bulunan kafein miktarları da dahildir.
Kimileri ilk görüşmeden önce kahve içmeyi tercih ederken, kimileri ofise yerleşip bir şeyler atıştırana kadar beklemeyi tercih ediyor. Peki, kahve içmek için en iyi zamanın bir altın standardı var mı?
İnsanlar kafeine farklı tepkiler verir ve herkese uyan kesin ve hızlı bir kural yoktur. Ancak kahvenizden gelen enerji artışını gerçekten optimize etmek istiyorsanız, günün ilk fincanının tadını çıkarmadan önce biraz daha beklemeli ve bunun yerine sabahın ortalarına veya sonlarına kadar beklemelisiniz. Bunun iki nedeni var: Kahvenin kortizol seviyeleri üzerindeki etkisi ve kan şekeri üzerindeki etkisi.
Stres hormonu olarak da bilinen kortizol, vücudunuzun tehlikelere (savaş ya da kaç durumları) tepki olarak salgıladığı bir kimyasaldır. Ortalama bir sabah genellikle tehlikeli olmasa da (sabah insanı olmasanız bile), vücudunuz uyandıktan sonra kortizol salgılar.
Kortizol seviyeleri genellikle sabah 7 ile 8 arasında zirve yapar ve gün boyunca kademeli olarak düşerek, gecenin ortasında uyurken en düşük seviyesine ulaşır. Bu şekilde, kortizol, vücudunuzun sirkadiyen ritim olarak bilinen uyku-uyanıklık döngüsünü korumasına yardımcı olur. Ancak sabahın erken saatlerinde içilen kafeinli kahvenin uyarıcı etkileri, kortizol üretiminizi hızlandırabilir. Bazı insanlar bu ekstra uyarıyı memnuniyetle karşılarken, bazıları daha kaygılı, gergin veya sinirli hissedebilir. Stres, aşırı kafein veya diğer faktörlerin neden olduğu kronik yüksek kortizol seviyeleri, hücre hasarına yol açan iltihaplanmalara sebep olabilir. Kortizol seviyeniz yüksek kaldığında kilo alma, diyabet, kalp sorunları ve diğer sağlık sorunları riskiniz artar.
Kahve türü ve bireysel metabolik tepkiler gibi çeşitli faktörlere bağlıdır. Ancak araştırmalar, kafeinin genellikle kan şekeri seviyelerinde geçici artışlara neden olduğunu göstermektedir. Bunun nedeni, kafeinin adrenalin salınımını uyarması ve bunun da karaciğerde glikoz parçalanmasını teşvik ederek glikozun kan dolaşımına salınmasıdır.
British Journal of Nutrition'da yayınlanan bir araştırma, sabahın erken saatlerinde büyük bir siyah kahve tüketmenin, özellikle uyku bozukluğu da varsa, kan şekeri kontrolü üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabileceğini buldu. Bu durum, vücudunuzun şekere olan toleransını azaltabilir. Geleneksel kahvaltılar genellikle yüksek karbonhidrat ve şeker içeriğine sahip olduğunda, bu durumu daha da zorlaştırır.
Kahve gibi kafeinli içecekler, spor salonunda veya egzersiz yaptığınız her yerde performansınızı ve enerji seviyenizi artırmanıza yardımcı olabilir, bu da daha etkili bir egzersiz yapmanızı sağlar. Uluslararası Spor Beslenmesi Derneği (ISSN), en büyük faydalar için kahve gibi kafeinli ürünleri egzersizlerden yaklaşık 60 dakika önce tüketmenizi öneriyor.
Öğleden sonra okulda veya işte kahve içmek, zihinsel olarak daha iyi performans göstermenize de yardımcı olabilir. Kafein, uyanıklığı artırabilir ve beyin fonksiyonlarını iyileştirebilir, bu yüzden birçok insan iş günlerinde verimliliğini ve performansını artırmak için bir fincan kahveye uzanır. Ancak öğleden sonra, hatta günün erken saatlerinde kahve içmenin, özellikle kafeine karşı hassasiyetiniz varsa, uyku düzeninizi bozabileceğini belirtmek önemlidir. Bazı araştırmalar, yatmadan 6-8 saat önce kafeinli kahve tüketmenin uykunuzu bozabileceğini göstermektedir.
Kafein toleransı kişiden kişiye değişse de, eğer kafeine karşı hassasiyetiniz varsa yatmadan önceki sekiz saat içinde kafeinli içecekleri kesmek en iyisidir. Kafeinli kahve, uyanık kalmanızı sağladığı için kafeine karşı hassasiyeti olan çoğu kişi özellikle yatmadan önce akşamları kahve içmekten kaçınır.
Bununla birlikte, kafeine olan duyarlılığınız genetiğinize bağlıdır. Bazı insanlar kahve içtikten hemen sonra uykuya dalmakta sorun yaşamazken, diğerleri son fincan kahvelerini yatmadan saatler önce içtiklerinde bile uykularında bozulma yaşarlar.
Kafeine duyarlı kişilerde, yatmadan hemen önce kahve içmek uykuya dalma süresini uzatabilir ve toplam uyku süresini azaltabilir. Bu uyku kesintisi, ertesi gün enerji seviyelerini artırmak için aşırı kafein tüketimine yol açabilir ve bir sonraki gecenin uyku döngüsünü bozabilir. Bozulan uykuyu telafi etmek için kahveye olan bu bağımlılık "kahve döngüsü" olarak bilinir. 2023 yılında yapılan bir incelemenin bulgularına göre, kafeinin uyku üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmek için yatmadan en az 8 saat önce kafeinli kahve tüketilmesi gerekiyor.