Bu yazı, Onkolog Dr.. Haluk Nurbaki nin, Yeni Asya Yayınları , Kalp ve Ötesi kitabından alınmıştır.
Allah, yaratılıştaki, ifâde etmeye çalıştığımız bu büyük sırrı bildirmek için, insan kalbine, sol orikül üzerine imzasını atmıştır. Kalbde, sol orikül üzerindeki İlâhî imzanın şekli şöyledir: Ayrı atlaslardan aldığım resimlerde de gördüğünüz gibi, sol orikül üzerinde, avuç içindeki derin çizgiler gibi bir takım çizgiler vardır. Bu çizgiler Kur’an yazısı ile “Allah” yazmaktadır. Size örnek verdiğim atlaslar, dünyanın en ünlü atlaslarıdır. Onlar bu hikmetten de habersiz oldukları halde, yalnızca gerçeği yansıtmak açısından, resimleri aynen muhafaza etmişlerdir. Zobota Atlası’ndan alınan,resim, asıl Zobota Atlasının klasik baskısında mevcuttur. Bu son baskıdan sonra, son yıllardaki baskılarında kalbin sol orikül bölümünden çekilmiş fotoğraf yerine başka fotoğraf konduğu için, bu resim yeni nüshalarda yoktur.Meraklılar, Tıp kütüphanelerinde bulabilecekleri klasik Zobota Atlası ‘nın 60 ve 61 ‘inci sahifelerinde bu resmi görebilirler. İnsan öldükten sonra, bilhassa otopsilerde, kalbin sol orikülünde bu çizgiler büzüşme sebebiyle üst üste biner. O bölgeyi iki parmakla hafifçe germek, yazıyı okumayı kolaylaştırır. [NÇG: “Kalbin Maddesi ve Mânâsı” başlıklı sohbette ve “İnsan Kalbindeki Sır” başlıklı yazıda ayrıca açıklama mevcuttur.]
Koskoca kâinat muammasına tesadüf diyenlerin, bu tesbitimize de dudak bükeceği, “benzetme” diyeceği aşikârdır. Ne var ki kalb günde 100 bin defa atarken, her atışında bu imzayı daha da netleştirir ve bir manevî ışık gibi yakar durur. Herkes görse de, bilse de, bilmese de…
Bu sırrı bilmek, kâinatın gözbebeği olduğunu anlamak mutluluğun en güzelidir. Anlamamakta ısrar etmek ise kendi sırrını ve mânâsını telef etmektir.
Gönül gözüyle görmeyen bir hiç şeyi görmemiş, ilâhî nağmeleri gönül kulağı ile dinlemeyen hiç bir ses duymamış sayılır. Ve gönlünde sıcak, heyecanlı, sevgi dolu bir imanla Cenâb-ı Hakkı sezemeyen gerçekten bir hiç’tir.