Ferit kendini bildi bileli kalp hastalığıyla boğuşurdu. Yirmi altı yaşında olmasına rağmen kalbi de yorgundu, kalp hastalığından bıkan bedeni de, ruhu da.
Çok küçük yaşlarda yakalanmıştı bu hastalığa. Kalp kapakçıkları çok erken yaşta çürümeye ve iş görmemeye başlamıştı. Kalbinin kalınlaşan kısımları her adım atışında nefesini daha da zorlar hâle gelmişti.
Doktorlar kalbin mutlaka değişmesi gerektiğini söylüyorlardı fakat bir türlü uygun kalp bulunamıyordu.
Ferit her geçen gün umudunu kaybediyor. Ölüme her gün biraz daha yaklaştığını hissediyordu. Ama ölümü yakıştıramıyordu kendisine. Daha o kadar genç, o kadar hayatın başındaydı ki.
Daha yapacağı yüzlerce şey vardı. Bir an önce sağlığına kavuşmak, âşık olmak, sevmek, sevilmek, baba olmak istiyordu. Her gün yazdığı öykülerini, şiirlerini bir kitapta toplamak, tanınmış, iyi bir yazar olmak istiyordu.
Hastalığının iyice artmasından dolayı dondurduğu üniversite kaydını iptal etmek, okuluna devam etmek, başarılı bir muhasebeci olmak ve günün birinde kendi ofisini açmak istiyordu.
Hayata dair öyle güzel planları vardı ki. Eğer uygun kalp bulunup sağlığına geri dönebilirse bütün bunların bir rüya olmadığını, gerçekleşeceğini biliyordu.
Şu anda tek umudu, tek hayali uygun bir kalbin bulunması ve sağlığına kavuşmasıydı.
O akşamüstü çalan telefon Ferit"in de ailesinin de hayatlarının dönüm noktası oldu. Telefonda hastanenin numarasını görünce şaşırdı Ferit. İçi sevinçle doldu. Beklenen olmuş, uygun kalp bulunmuştu. Başka ne için arayacaklardı ki hastaneden. Titreyen bir sesle açtı telefonu.
Karşısına çıkan doktor müjdeyi vermiş. Uygun dokudaki kalbin bulunduğunu, hemen yarın ameliyata gireceğini haber vermişti.
İçi içine sığmıyordu Ferit"in. Nihayet hayata dönebilecekti. Artık yaşayacaktı. Artık daha mutlu ve daha sağlıklı olacaktı.
Ertesi gün ameliyat için hastaneye geldiğinde heyecandan eli ayağı titriyordu. Ameliyata hazırlandı. Tam ameliyathanenin kapısında aklına hayatının sorusu takıldı.
Acaba bana kimin, nasıl bir insanın kalbini takıyorlar?
Sorgulu gözlerle hemşireye baktı. Bana kimin kalbini takıyorlar? dedi. Hemşire sorusuna cevap vermedi. İlgisizce işini yapmaya devam etti.
Ferit ameliyata girdi. Ameliyat çok başarılı geçmişti. Bulunan kalp vücutla uyum sağlamıştı. Ferit sağlığına kavuşmuştu.
Ferit"in hastanede sağlık durumu her geçen gün iyiye gidiyordu. Sağlığına kavuştuğu için çok mutluydu. Ameliyattan üç hafta sonra hastaneden taburcu oldu. Hastaneden çıkarken Ferit için de ailesi için de bayram günüydü.
Hastanenin kapısında bir kadınla karşılaştı. Kadını daha önce hiç görmemişti. Tanımıyordu. Kadın ona acıyla ve umut dolu gözlerle baktı. Ferit"in içi titredi. Sabriye Nişancı, devamını bizlerin getirmesini istediği bir öykü aktarmış bizlere. Beğendiniz umarım.