İlkadım Belediyesi'nin, Büyükşehir Belediyesi'nin de desteğini alarak, kaldırım işgallerine karşı yürüttüğü çalışmalar, büyük oranda, semeresini vermiş görünüyor. Yaya kaldırımlarının, her türlü işgalden arındırılmış şekilde, yayaların emniyet içinde ve rahatça faydalanabildiği yerler olması, herkes tarafından takdirle karşılanan bir uygulama oldu. Önceleri, bir kısım esnaf tarafından karşı çıkılsa da, uygulama, büyük bir kesim tarafından benimsendi. Karar verenleri ve emeği geçenleri kutlamak gerek.
Yalnız, otoritenin boşluk kabul etmeyeceği unutulmamalıdır. Denetleme aralarını fırsat bilen bazı manavların, fırsat buldukça meyve kasalarını, kaldırımı da aşarak sokağa doğru sürdükleri görülmektedir. Geniş bir tente ile kapattığı alanı kendine tahsis edilmiş olarak değerlendirenler de vardır. Yapılan uygulama doğrudur; istismar edilmesine fırsat verilmeden sıkı bir şekilde takip edilmeli ve zafiyet gösterilmemelidir.
Bu girişten sonra, konu ile ilgili olduğunu düşündüğüm iki hususu yetkililerin dikkatine sunmak istiyorum. Birincisi, yaya geçitleri üzerine park etmiş araçların, karşıya geçmeye çalışanlar için oluşturduğu engellerdir. Yaya geçidini belirleyen çizgilerin üzeri bile park alanı olarak kullanılmaktadır. Bu durumun pek çok örneğini, Yüzüncüyıl Bulvarı üzerinde görmek mümkündür. Araçlar, biri birine o derecede yakın park ediyorlar ki, aralarından geçmek bile mümkün olmamaktadır.
Yaya geçitlerindeki araç parkı ile bağlantılı bir diğer olumsuzluk ta, geçecek yayanın, yolun ilerisini görmesini engelleyecek şekilde, büyük araçlar tarafından yapılan parklardır. Yaya geçitlerine yakın noktalarda, park yasağı levhaları konarak, yasağa uymayanlar cezalandırılarak, bir şekilde çözüm üretilmelidir. Mevcut durum, özellikle ilköğretim öğrencileri için tehlike oluşturmaktadır.
Yaya kaldırımları ve yaya geçitlerinin, yayaların kullanımını engellemeyecek şekilde işgalden arındırılmaları, başta belirttiğim ve halkımızın büyük kesimince taktirle karşılanan uygulamaların değerini, daha da artıracaktır.
Konu ile ilgili belirtmek istediğim ikinci husus, dükkân ve iş yeri girişleri için yaya kaldırımlarına yapılan müdahalelerdir. Kaldırımın yükseltilmesi veya oyulması şeklinde yapılan uygulamalar, kaldırımın kullanılmasını zorlaştırmaktadır. Burada, zamanla yolların yükseltilmesi nedeni ile oluşan zorunluluklar dışında, iş yerine avantaj sağlamak amacı ile yapılan uygulamalar da vardır.
Gazi Caddesindeki bir marketin önünde, yaya kaldırımının yarısı, hem yükseltilerek, hem de korkulukla bölünerek markete giriş alanı olarak kullanılmaktadır. Bu noktada yaya kaldırımı genişliği yarıya düşmektedir. Benzer örnekleri başka yerlerde de görmek mümkündür. Kaldırım işgalleri ile yapılan mücadelede, bu tür uygulamaların da dikkate alınması gerekir.