Sistemi yerine oturmuş bütün dünya devletlerinde medya 4. kuvvet olarak anılır. Bu sıralama yasama, yürütme, yargı ve medya şeklinde yerini alır. Ancak Türkiye'nin de içinde bulunduğu dengesini tam bulamamış devletlerde medya 4. kuvvet değil 1. kuvveti eline geçirmiş durumdadır. Kuvvetler sıralaması yerine oturmamış bir ülkede, ne demokrasi ne huzur ne de sağlıklı bir düzen sağlanabilir.
Kuvvet ayrımı böylesine içiçe geçmiş ülkelerde en çok dikkat edilmesi gereken sorun, medyayı halkın üzerinde egemen olmak isteyen azınlıkların kullanmaya çalışmasıdır. Bu azınlıklar çeşitli şekillerde gazetelere hükmetmeye başladıklarında demokrasinin de, huzurun da, düzenin de çivisi çıkar. Onun için medya sektörü içerisinde bulunanlara çok büyük görevler düşüyor. Herkesin aynı gemide bulunduğunu düşünürsek eğer, hiçbir medya kuruluşunun, geminin delinmesine izin vermemesi gerekir.
Öncelikle medya sektörünün başında bulunanlar cüzdanın veya cebinin içerisinde Türkiye Cumhuriyeti devletinin nüfus cüzdanını taşıyorsa, bu devlete vergi ödüyor, bu devletten geçiniyor, bu devlete askerlik yapıyorsa ilk başta devleti özümseyecek. Başka hiçbir çıkar yolu yok. Devlet özümsenecek. Bunu yaptıktan sonra sevecek ve koruyacak. Onun yıkılmasını isteyenlerle aynı kaptan çorba içmeyecek. Kısacası özümsediği devlete en ufak bir hıyanetin veya gafletin içerisinde bilerek veya bilmeyerek yer almayacak. Devlet derken, sistemi, düzeni, ideolojiyi birbirinden ayırmak gerekir. Yoksa devlet deyip derinlere dalmaya, ideolojileri devletle karıştırmaya gerek yok. Tek devletimiz vardır, onun dışında derin merin başka devlet bizi ilgilendirmez.
Devlete karşı sorumluluk bilinci içerisinde yer alan medya ikinci olarak kendini kullandırmayacak. "Ayda birkaç kuruş reklam alıyorum" diyerek reklam verenlerin istediği türde haber yapmayacak. "Reklam veriyor, artı çevresi geniş" diyerek görevini yerine getirmeyerek, vatandaşa hizmetten kaçanları savunmayacak. "Onu savunacağım" derken, devletin kurumlarını yıpratmayacak. Yani kalemini, haberini 3 kuruşa satmayacak. Vatandaşa hizmet etmeyen, baş olma sevdasından başka birşeyi gözleri görmeyen kişilerin vereceği 3 kuruşluk reklam ile yalan yanlış, hedef saptıran haberler yapıp 1. kuvvet olunuyorsa, böyle kuvvet böyle habercilik, böyle medya olmaz olsun.
Atalarımız baş olma sevdasının cinsel şehvetten üçyüz altmış derece şiddetli olduğunu söylemişler. Baş olarak şöhret bulanların bir çocuğunun şaşırıp, kendini omuzlayarak yukarıya çıkaranların başını ezdiklerini ve beyin ezmesi yediklerini de vurgulamadan edememişler. Her kurum, kuruluş ve mevkide beyin ezmesi yemeyenlerin baş olması dileğiyle hoşçakalın.