Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ölüm nedenlerinin başında gelen kalp ve damar hastalıklarının önceden fark edilmesini sağlayacak testler hayat kurtarıyor. Derin bir nefes alma süresinde yapılabilen kalsiyum skorlaması, kalp damarlarındaki kireçlenme miktarını ve buna bağlı olan koroner arter hastalığı riskini ortaya çıkarıyor. Kalsiyum skorlaması sonuçları, kişinin gelecek yıllarına ilişkin bilgi veriyor.
Kalp krizi riskinin önceden belirlenebilmesini sağlayan yöntemler arasında ilk akla gelenin anjiyo olduğunu söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Gürsel Ateş, anjiyo ile kalsiyum skorlamasının birbirinden farklı iki yöntem olduğunu vurgulayarak şu bilgileri veriyor: Anjiyoda kişinin varolan şartları belirlenip, tedaviye gereksinim duyup duymadığına karar veriliyor. Kalsiyum skorlamasında ise kişinin damarındaki gelişmeleri görmek amaçlanıyor. Böylece, ilerleyen yıllarda kalp krizi geçirme riskinin daha iyi belirlenmesi sağlanıyor.
40'LI YAŞLARA DİKKAT!
Belirgin herhangi bir şikayet olmamasına karşın ailede kalp hastalıkları görülüyorsa kişinin kalsiyum skorlaması yaptırması öneriliyor. Dr. Gürsel Ateş, Koroner arter hastalıkları, 40'lı yaşlardan itibaren giderek artan bir seyir izliyor. Aile öyküsü olan kişilerde, genç yaşlarda da kalp krizi riski olasılığı var. Araştırmalar, damarlarında kalsiyum birikmesine rastlanmayan kişilerin dört yıl boyunca kalp krizi geçirme riskinin çok düşük olduğunu gösteriyor diyor.
Kalsiyum skorlamasında istenen, sonucun sıfır olması. Sonuç sıfır değilse, damardaki kalsiyum birikiminin miktarına göre kişide düşük, orta ya da yüksek derecede kalp damar hastalığı riski olduğu düşünülüyor ve çıkan sonuca göre ilaçla tedaviye başlanıyor. Ciddi bir damar tıkanıklığı saptananlara ise koroner anjiyografi uygulanıyor.
KALSİYUM SKORLAMASI NASIL YAPILIYOR?
Hastaya ağızdan veya damardan hiçbir ilaç verilmeden, bilgisayarlı tomografi ile sadece bir tutumluk nefes süresinde yapılan kalsiyum skorlaması, hekimlere göre en önemli tarama testlerinden biri. Modern cihazlarla yapılan ölçüm ile daha az radyasyon alınıyor.
Kalp-damar hastalıkları açısından riskli gruplar
Sigara kullananlar
Trigliserid ve HDL düzeyi yüksek kişiler
Diyabet ve hipertansiyon hastaları
Kilo fazlası olanlar
Metabolik hastalıkları bulunanlar
Bel çevresi erkeklerde 102, kadınlarda ise 96 santimetreyi geçenler