Efendimiz Yemen'e atayacağı vali'yi makamına çağırıp, bazı sorular sorduktan sonra onu Vali tayin etmiş. İlk sorusu; ne ile hükmedersin, aldığı cevap Allah'ın kitabı ile olmuş. Efendimizin ikinci sorusu; onda bulamaz isen ne yaparsın? Olmuş. Aldığı cevap Sünneti Resül, yani efendimizin uygulamaları olmuş. Allah resülü soru sormaya devam edip, peki onda da bulamazsan ne yaparsın? Diye sormuş. Vali Alimlerin içtihadı ile hükmederim cevabını verince, Efendimiz son soruyu sormuş ve demiş ki, peki onda da bulamaz isen ne yaparsın? Vali Vicdanımla hareket ederim deyince, Efendimiz elhamdülillah senden Vali olur demiş. Buradan çıkarmamız gereken en önemli ders; yöneticilik yapan insanların vicdan muhasebesi yapmak zorunda olmalarıdır.
Gerek yöneticilik yaparken, gerekse sosyal hayatta, beşeri münasebetlerimizi temin ederken üzerinde durulması gereken en önemli konu adalet mekanizmasını iyi çalıştırmaktır, bunun en güzel delili ise vicdan muhasebesidir. Bir insan akşam yatağına yattığında yaşadığı günün muhasebesini yaparken rahat bir nefes alıp uyuyabiliyorsa ne mutlu ona. Yüce yaradan insanoğluna öyle bir meziyet ihsan etmiş ki, bütün dünyaya bedeldir. Vicdan meziyeti her insanda vardır, ancak Allah korkusu veya ahiret inancı olmayan insanların vicdan muhasebeleri biraz daha farklı olabilir.
Dün manşetten verdiğimiz haberden ötürü adeta telefonlarımız kilitlendi. Tanıyan, tanımayan, bilen, bilmeyen herkes konunun ciddiyetine binaen aradı. Bizim derdimiz kimseyi karalamak olmadığı gibi, kimseyi de hak etmediği bir durumla karşı karşıya bırakmak istemeyiz. Zira insanlara zulmetmek dinimizin şiddetle reddettiği bir olaydır. Ancak ortada çok ciddi bir iddia var. Kamu malını kollamakla mükellef olan bir idareci bizzat kendi eşiyle ilgili bir uygulama yapmış ise bu utanç verici bir durumdur, yok yapmamış ise o zaman kamuoyunu aydınlatmalıdır.Biz haberi yapmadan önce Kaymakam Bey'in de görüşünü almak için bizzat kendim görüşmek istedim, ancak görüşemedim. Sanırım Kaymakam mihrapcıbaşı ile futbol oynamaktan vakit bulup bizimle görüşemedi. Zira ilin Valisi ile görüşmek istediğimizde anında görüşüyoruz, ancak Kaymakam ile görüşme imkanımız olmadı.
Burada üzerinde durulması gereken en önemli konu Kaymakam Bey'in eşi Ziraat Mühendisi olmasına rağmen Gençlik ve Spor Müdürlüğü'ne neden görevlendirilmiş, Gençlik ve spor müdürlüğünün ziraat mühendisine çok mu ihtiyacı varmış? 2008 yılının Eylül ayında göreve başladığı söylenilen hanımefendinin ilk altı ay hiç işe gitmediği yönünde iddialar var. Hatta bu yönde şahitlik yapacak insanların olduğu gelen haberler arasında. İşin daha da vahim boyutu; hanımefendinin o dönemde köylere gitmiş gibi harcırah aldığı söyleniyor. Bu iddialar araştırılırsa olayın gerçek boyutu rahatlıkla ortaya çıkar. Ancak suistimal etmeden araştırmak lazım.Aksi takdirde körlerle sağırlar biri birini ağırlamış olurlar.
Peki Kaymakam Bey'in eşi şu anda nerede çalşıyor derseniz? İlkadım Kaymakamlığı'na bağlı yeşil kart bürosunda çalışmakta. İyi güzel de adama sormazlarmı ki, kardeşim sen üç yılda üç kez görev yerini neden değiştirdin diye. Kamuda çalışan bir insanın görev değişikliği yapması için ya soruşturma geçirmesi gerekir, veya şehir değişikliği yapması gerekir. Aksi takdirde üç yılda üç yer değişikliğinin anlamı var mı? Belki var da biz bilemiyoruz o zaman sayın kaymakam bu suallerimizin cevabını verirse bizde mutlu oluruz.
Devlet idaresinde küstüm oynamıyorum deme lüksü yoktur. Bir kamu kurumunda çalışan personelin vatandaşla küsmeye hakkı yoktur. Hele hele bir ilçenin Kaymakamı olup, o ilçeyi yöneten bir kişmsenin kendisi gibi kamu görevi yapan basınla küsmeye hiç hakkı yoktur. Velevki mahkemelik olsalar dahi, küsme hakkına sahip değildir. Süleyman Demirel merhum Özal için söylemediğini bırakmazdı. Hatta Çankaya'nın şişmanı ifadesi darbı mesel haline gelmişti. Seçim meydanlarında seçilirsem onu oradan indireceğim, onunla konuşmayacağım demesine rağmen, seçildikten sonra, tıpış tıpış gidip görüştü onunla. Kendisine daha önceki sözlerini hatırlatan gazetecilere DEVLETİN BAŞI KÜS OLMAZ ifadesini kullanarak bu konudaki devlet adamının yapması gerekeni yapmıştır. Biz burada yazı yazarken, veya haber yaparken kimseyi karalamak veya hedef tahtası haline getirmek gibi bir niyetimiz yok. Yaptığımız haberleri herkesin beğenmesi de mümkün değil. Önemli olan doğruyu yazıp, ondan yana tavır koyabilmektir. Kamu vicdanını rahatlatmak ve doğruları yazmak için gerekirse babamızın dahi karşısında olacağımızı kimse unutmasın. Kalın sağlıcakla