''Kamusa Uzanan El Namusa Uzanmıştır''

           Öyle der büyük üstat Cemil Meriç:""Kamusa uzanan el namusa uzanmıştır.""Bir milletin dili o milletin bütün değerlerini ifade eder. Diline yapılan müdahale bir milletin geleceğine yapılan müdahaledir. Tarihine yapılan müdahaledir. Sınırlarına yapılan müdahaledir.Çünkü bir çok kavram dil ile anlam  bulur.Her dilin kendine has temeli ve anlam derinliği vardır.Bizim tarihimizde de inancımızda da kültürümüzde de çok önemli yeri olan bir çok kavram dil üzerinde yapılan tahribatla önemini ve hassasiyetini kaybetmektedir.
         Günümüzde Türkçeyi doğru kullanan insan sayısı hızla azalmaktadır. Kendi kültürel değerlerimiz bile   İngilizce  versiyonuyla söylenmektedir. FM'ye   ef em, HBB'ye   eyç bi bi,NT'ye  n ti,TV'ye ti vi  demek bir marifet sayılmaktadır.Eğer bir gün TC'ye ti si ,MİT'e em ay ti denirse şaşmamak lazım.
         Bir de okuma özürlü olmamızdan dolayı kelime kullanma kıtlığı yaşıyoruz. Zaman zaman Televizyon ekranlarında konuşma yapan kişilerin her üç kelimelerinden  bir tanesinin  ''yani,mesela,şey'' gibi tek başına anlam ifade etmeyen kelimelerden ibaret olduğunu gördüğümüzde dildeki hassasiyetimizin ne kadar azaldığını anlayabiliyoruz.Hele bir de gençlerimizin ürettiği diller var ki,bunları duyduğumuzda ne kadar yozlaştığımızın farkına varıyoruz.          
         Bizi, geçmişimizten geleceğimize bağlayan kültür mirasımızın ve değerlerimizin kaybolmaması isteniyorsa, ülkemizde yaşayan ,statüsü,eğitimi mesleği ve görevi ne olursa olsun herkesin Türkçeye sahip çıkması,Türkçeyi doğru konuşması ve dilini koruması gerekir.Yoksa yakın zamanda Yunus Emre'yi,Aşık Veysel'i Yahya Kemali ve bir çok kültür mimarımızı anlayamayacak ve eserlerine yabancılaşacağız.
        Şimdiye kadar ki duyarsızlığımız ve ilgisizliğimiz Mevlana'yı,Hacı Bektaş-i Veliyi,Baki'yi Nedim'i kopardı bizden.Eğer böyle giderse çok kısa bir zaman sonra evlerimizde bile  bir kaç farklı lehçe konuşulacaktır.
         Ünlü alman filozofu Martin Heiddegger ''Lisan varlığın evidir ''der.Bizim lisanımız da bizim varlığımızın evidir.Hepimizin evimizi ve varlığımızı koruma diye bir görevi vardır.Dilimize yapılan her saldırı yada her yozlaştırma hamleleri evimize ve varlığımıza yapılan saldırı olarak anlaşılmalıdır.Bunu böyle algılamadığımızda yarınımızın çok farklı ve çok değişik olacağını bilmemiz lazım..Bu farklılık ve değişiklik bizim yönümüzü ve istikametimizi de belirleyecektir.
         Gelin hep beraber yeniden Türkçeyi güzel ve sade dille hem konuşmaya hem okumaya ve hem de yazmaya....