KAMYON ŞOFÖRÜ DEMEKTE NE KADAR HAKLIYMIŞIM
Köylü olmakla köy kültürlü olmak çok farklı olduğu gibi, şehirde oturmakla şehir kültürüne sahip olmak da çok farklı şeylerdir. Köyde oturan birçok insanın şehirdeki insanlardan daha kültürlü olduğunu söylersem yanlış söylemiş olmam. İletişimin en üst düzeyde olduğu bir dönemde yaşadığımızdan ülkenin en ücra köşesindeki insanlarla, en modern bölgede yaşayan insanlar arasında fark kalmadı.
Kültürlü olmak için sadece okumak veya diploma almak yeterli değildir, bu konuda en önemli ölçü beşeri münasebetlerdeki davranış biçimidir. Büyüğe saygı, küçüğe sevgi, yapılan iyiliğe teşekkür, yemek yeme adabı, misafir karşılama adabı bu saydığım hasletlerden birkaç tanesidir. Bir insan evine, iş yerine veya bulunduğu meclise gelen misafire saygı göstermeyi bilmiyorsa, onu yolcu ederken kapıya kadar uğurlamayı bilmiyorsa isterse sorbonda okusun köy kültürlüdür. Bu dediklerimi neden söyleme ihtiyacı duydum derseniz az sonra izah edeceğim yazıdan sonra anlama imkanına sahip olacaksınız.
Geçtiğimiz hafta bir köşe yazarı arkadaşımız milletvekili adayları ile ilgili yazı yazarken, kamyon şoförünü öven bir yazı yazmış, daha sonra kamyon şoförü ile tesadüfen bir yerde görüşünce yazıyı okuyup, okumadığını sormuş. Bizim kamyon şoförü okumadığını söylemiş. Allah"ın bir olduğuna inandığım gibi pek ala biliyorum ki bizim kamyon şoförü o yazıyı bırakın okumayı hatmetmiştir. Zira yazılara olumsuz bir yorum geldiğinde anında müdahale edip karşılığını verdiğini tespit etmeyecek kadar ahmak bir adam olduğumu düşünüyorsa yanılıyor. Yazar arkadaşımız ona güzellik yapmış, o ise karşılığında teşekkür etmesi gerekirken kalkıp okumadım demesi köylülük değil de nedir. İşte bu adama kamyon şoförü dememin asıl nedeni budur. Aksi halde bu güne kadar İl Başkanlığı yapmış olanların içerisinde en mert olanı kendisi olduğunu söylemekten geriye de kalmam.
Milletvekili adaylığı konusunda eski il başkanları içerisinde bu işi hak eden de bu arkadaştır, ama insan azıcık zarif olmasını bilmeli, azıcık kitap okumalı, adabı muaşeret nedir, kime nasıl davranılır, insanların kalbi nasıl kazanılır öğrenmeli. Sadece kafelerde, lokantalarda oturup, kulis yapmakla siyaset yapılmayacağını öğrenmeli. Esinti bölgelerinde esinlenmeyle bu işler olmaz.
Esinti deyince aklıma il başkanlığı konusundaki çalışmaların ne durumda olduğunu sizlerle paylaşmak geldi. Üzülerek ifade etmek istediğim şu ki; Şehrimizde AK Parti denilince akla birkaç grubun ötesinde kimseler gelmiyor, kim bu gruplar derseniz Bebek Yüzlü Vekil, Kamyon Şoförü ve Müşavir kardeşimiz bir grubu oluştururken, karşılarında MKYK üyesi vekil ve ekibidir. Sanki bu şehirde bu iki gruptan başka kimse yok da ne yapılacaksa bunların icazetine ihtiyaç var.
Kamyon şoförü ve ekibi bir yandan Osman Çetinkaya"ya destek olduklarını söylerken, arkadan Genel Merkez"de Müşavir kardeşimizle Burhan Erçal"ın İl Başkanlığı üzerinde çalışmalar yaptıklarını müşahede ediyoruz. Diğer yandan MKYK üyesi vekil arkadaşımız Yılmaz Hocaoğlu üzerinde çalışmalarını devam ettirmektedir. Hüseyin Dereli ismi yapılan temayüllerden çok fazla oy alamamış olsa da milletvekillerinin çok fazla itiraz etmeyeceği bir isim olması şansını artırmaktadır, burada ortaya çıkan başka bir sıkıntı ise Dereli"den boşalacak koltuğun doldurulmasıdır.
Önümüzdeki hafta sonu itibarı ile atanması beklenen İl Başkanlığı konusunda son gelişmeler bundan ibaret. Kanaatimce Genel Merkez seçime gidilen bir dönemde ya en çok oyu alan arkadaşı atar veya hiç kimsenin adamı olmayan, sadece ve sadece AK Parti"nin adamı olan tarafsız birisini bulup atar. Bu konuda emin olduğum tek şey gelecek olan İl Başkanı"nın gidenden daha iyi olacağıdır, zira AK Parti şehrimizde hak etmediği bir ekiple yönetilmekte idi.
Bu arada sizlerle paylaşmak istediğim önemli bir konuyu da atlamak istemiyorum, geçtiğimiz hafta Ankara"da yapılan AK Parti İl Başkanları toplantısında Başbakan istifa etmeyen il başkanları ile ilgili çok enteresan bir şey demiş, ne demiş biliyor musunuz İstifa etmeyen kahramanlar ayağa kalksın da onları alkışlayalım buradan ne anlıyorsunuz derseniz yar saçların lüle lüle Ademciğim sana güle güle. Kalın sağlıcakla.