KANAMADIM

Ahmet Ufuk Erkan

KANAMADIM

 

 

                   Bu kan nereden sızıyor? Üstüme başıma bulaşıyor ya; nerden, kimden? Kim kanıyor böyle? Neremiz kanıyor? Yaralar kimin?

 

                   Yerdeyim, bir sevgi tepiniyor üstümde, öfkeyle. Sanırsın, bir serçe konuyor böğrüme. İkimiz de kanıyoruz sevgili… Aldanıyoruz ve kanıyoruz…

 

                    Ben nasıl kandım?..

 

                   Yara ne, kan ne, bu kırıklar kimin?.. Hangimiz hangimiziz sevgili?...

 

                    Kendini kanatıyorsun ve kendimi kırıyorum…

 

                   Mavi yosun kokusu kaplamış geceyi. İki gözümsün dedim de kandım. Kollarım uyuşuyor; biz uyuşamıyoruz sevgili.

 

                    Yanık bağrın vardı senin; beni ayartan yanık bağrın. Bir çift kara göze yanmışlığın vardı… Seni albenili yapan bir aşk; seni yakardı… Bağrı yanıksın diye güvendim sana; bağrım yanık diye …  

 

                   Bu dünya kalmaz bize sevgili; biz de bu dünyaya kalmayız… Bir büyük yanmayız sevgili, bir büyük yanma… İki yangından bir kül çıkaramadık…

 

                  Gitsek gelemeyiz; gelsek bulamayız birbirimizi… Vuslat dediğin ne ki; yürek kandırmaz…

 

                  Çölü hangi yağmur dindirir? Sana çölüm sevgili; sana doymayan… Tek hırsımsın; tek isteğim. Tamah ettiğimsin… Duamsın, sözümsün… Evvelim, âhirim, bugünüm, yarınım; altı yönüm… Nefes aldığım an'sın sevgili…Haşrolacaksam senle, yanacaksam senle… Serinlik bile, sensiz yangın yeridir… Cennet dedikleri gözlerindir…

 

                Vuslatına kandım da, vuslatına kanamadım… Damar damar kanadım da; kanamadım vuslatına… Yüreğim kondu da kanadına; ben kanamadım…

 

                   Dumana boğuyorum sızımı. Keşke bir kalıp beyaz peynire boğaydım…

 

                   Yollarımız kesiştiydi. Lâkin kollarımız  birleşmiyor sevgili. Boşluğu sarıyorum,boşluğu…

 

                   Kolumuz kanadımız kırılıyor sevgili. Martım, uç diye baktığım… Erteliyorsun gelişlerimi. O uzak deniz kentinde, sahilde bir bankta… Oturacaktık öylece. Martılara simit atacaktık. Sen, albatros olacaktın. Süzülecektin boşlukta. Ayaklarının üstünde duracaktın. En çok ben sevinecektim sen uçarken. Umacaktım ki yorulunca omzuma konar…

 

                    Şimdi, buranın güzü de güzel, diyorsun. Araya mevsimleri sokuyorsun sevgili. Hani yazları da güzeldi? Bu güz de geçer sevgili, bu güz de geçer…

 

                   Köprü'de balıkçıları seyredecektik. Harem'den Üsküdar'a yürüyecektik, elim omzunda. Nargile tüttürecektik Çorlulu'da…

 

                   Sevmek beklemektir; ben neyi bekleyeceğim? Hani sanki, gemilerin yanaşmadığı, iptal olmuş bir liman gibi… Ben neyi bekleyeceğim? Sahipleri taşınınca, harâbeye dönen konaklar gibi…

 

                   Hayallerim dokunuyor ipekten parmaklarıyla. Hayal  kadar imkansız, hayaller kadar güzel… Ve yakıcı gerçek…Kan iniyor gözüme sevgili; kanlımsın, sen iniyorsun gözüme….

 

                   Saltanatın daim olsun yine de...

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.