Demokratik normal bir sistemde, güçlendirilmiş bir sistemde, halkın çoğunluğu tarafından seçilmiş, seçimleri kazanmış bir partinin ve devletin en üst makamlarının bu şekilde sorgulanması pek normal değil. Tabii ki bunun birtakım sonuçları olur. Birçok kuşku uyandırabilir, Türkiye'nin hangi yoldan gittiği konusunda kuşku uyandırabilir.
Yukarıdaki cümleler Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso"ya ait. Hepimizin bildiği gibi Ak Parti 22 Temmuz Seçimlerinde yaklaşık %47 oy alarak büyük bir zaferle ayrıldı. Ancak geçtiğimiz ay açılan kapatma davası hem Türkiye hem dünya gündeminde bomba etkisi yarattı. Kapatma davasının ülkemizde ve dünya gündeminde bu kadar etkili olmasının iki önemli nedeni var: Bunlardan birincisi ve ülkemizi yakından ilgilendiren etki; ekonomik istikrarın bozulması. 2002 yılında iş başına gelen Ak parti hükümeti, DSP-MHP-ANAP koalisyonun yarattığı Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük ekonomik krizinin etkilerini ortadan kaldırmak için büyük çaba sarf ettiler. Ülkemiz ekonomik istikrara yeni yeni geçmeye başladı ancak kapatma davası sonrasında istikrara yönelik endişe yeniden ortaya çıkmaya başladı. İkinci önemli neden ise; daha çok dünya gündemini ilgilendiren demokratikleşme yolunda ülkemizin kaybettiği mesafe. 14 Mart tarihinde açılan kapatma davası sonrasında Avrupa Birliği ve ABD"den demokrasiye vurgu yapan eleştiriler yükseldi. ABD Ankara Büyükelçisi Ross Wilson "ABD her zaman demokrasiden yana tavır koyar, ABD'nin ilkelerinin temellerini demokrasi oluşturur. Siyasi partiler konusunda da o yol seçim sandığından geçer" dedi. Avrupa Birliği Genişlemeden sorumlu üyesi Oli Rehn de benzer açıklamalarda bulunarak demokrasilerde parti kapatmanın olamayacağına vurgu yaparak müzakerelerin askıya alınmasından söz etti. Bu gelişmeler ışığında Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve Avrupa Birliği Genişlemeden Sorumlu Üyesi Oli Rehn Ankara ve İstanbul"da temaslarda bulunmak üzere Türkiye"ye geldiler. Jose Manuel Barroso TBMM"de yapmış olduğu konuşmada kapatma davasına değinmedi ama ince ve anlamlı mesajı Başbakan Erdoğan"la ortak basın toplantısında verdi. Barroso Kapatılma davasını duyunca doğrusu şaşırdım. Böylesi bir süreci bir gelişmiş bir ülkede görmek mümkün değil. Açıklamalardan anlaşılan o ki; gelişmiş ülkeler arasına girmek için büyük gayret sarf eden ülkemiz dış dünyada önemli imaj kaybına uğradı.
Kapatma davası ile imaj sarsıntısı geçiren ve ekonomik endişeleri artan ülkemiz; bu sarsıntıyı üzerinden atmak için daha fazla demokrasiye ve sağduyuya ihtiyaç duymaktadır. Hem kendimiz hem yarınlarımız için!