Programa OMÜ tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Gastroenteroloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Bektaş ve Genel Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyesi, aynı zamanda OMÜ Karaciğer Nakli Merkezi sorumlusu Doç. Dr. İlhan Karabıçak konuk oldular. Programda özellikle son günlerde OMÜ Tıp Fakültesinde başarıyla gerçekleştirilen Karaciğer nakilleri konuşuldu.
Prof. Dr. Ahmet Bektaş: Vücudumuzdaki kanın büyük kısmı karaciğere gelmektedir. Vücudun fabrikası gibidir. Vücuda giren maddelerin işlenmesini, yararlı hale getirilmesini ve zararlı maddelerin dışarı atılmasını sağlar. Aldığımız ilaçların metabolize edilmesini ve etkin hale getirilmesini sağlar. Alınan ilaçlar bu organa gelir. Bu nedenledir ki bilinçsizce alınan ilaçlar da bu organa zarar verebilmektedir. Hayati bir organımız olup ve maalesef yedeği yoktur. dedi.
Belli başlı karaciğer hastalıklarının Hepatit çeşitleri (A,B,C), buna bağlı gelişen Siroz, alkole bağlı gelişen Siroz, Karaciğer kanseri olduğunu söyleyen Dr. Bektaş, ayrıca zehirli mantarların akut karaciğer yetmezliğine sebep olabildiğini ve ani ölümlere de neden olabildiğini belirterek; "Karaciğer rahatsızlığı olanlar rutin kontrollerini yaptırmaları gerekmektedir. Bu hastalar ilaçla kontrol altında tutulmaya çalışılıyor. Tedavileri çoğu zaman mümkün olabilmektedir. Ancak tedavi edilemeyenlerde Karaciğer yetmezliği söz konusu olabilmekte, bu durumda da Karaciğer nakli zorunlu hale gelmektedir. diye konuştu.
Doç. Dr. İlhan Karabıçak ise Karaciğerin bütün ya da parça olarak bir vücuttan başka vücuda aktarılmasına karaciğer nakli diyoruz. Nakil daha çok ileri Siroz hastalarına ve karaciğer kanseri olan hastalara ve fonksiyonunu yitiren karaciğer hastalarına yapılmaktadır. Ancak buna kurul karar vermektedir. Karaciğer dünyada daha çok kadavradan yapılmakta iken ülkemizde yüzde seksen- doksan oranında canlıdan yapılmaktadır. Nakil bazen parça alınarak da yapılabilmektedir. Zira karaciğer daha sonra da kendisini onarabilen, yenileyebilen bir organdır. Karaciğer naklinde vericilerin 18 yaşından büyük, akil baliğ ve sağlıklı olmaları gerekmektedir. şeklind ekonuştu.
Dr. Bektaş ve Dr. Karabıçak konuşmaları esnasında, organ nakli konusunda toplumun duyarlı hale getirilmesi gerektiğini belirttikten sonra, OMÜ Tıp Fakültesi Hastanesinde bu tetkiklerin en iyi biçimde yapılabildiğini de ifade ettiler. Uzman doktorlar ayrıca Siroz hastalığının hayatın sonu olmadığını, bu hastaların doktor kontrolünde ilaç tedavisiyle çok rahat hayatlarını devam ettirebileceklerini; eğer alkole bağlı siroz gelişmişse de öncelikle alkol bağımlılığından kurtulmaları gerektiğini; naklin ancak son çare olduğunu belirttiler