AK Parti kurulduğu günden bugüne dek aralıksız olarak on altı yıldan beri iktidarda. Cumhuriyet döneminden bu yana rekoru elinde bulunduran liderlerin başında Erdoğan gelmekte. Merhum Menderes de sağ olsaydı ve ihtilal yapılmasaydı bu rekoru kırmış olacaktı ama halka rağmen yapılan 27 Mayıs ihtilalinin ülkeyi elli yıl geriye getirdiği bir gerçek. Süleyman Demirel’in de altı sefer gidip yedi sefer geldiğini göz önüne aldığımızda o da bu rekorları kırmış bir liderdir. Ancak Demirel’in Menderes, Özal, Erbakan ve Erdoğan’dan farkı askere boyun eğmesidir, yoksa o da bu ülkeye çok hizmetleri olmuş bir siyasetçidir. Bunu inkâr edersek ona haksızlık etmiş oluruz. Ama gerek 31 Martta şapkayı alıp gitmesi, gerekse 28 Şubat sürecindeki tavırları halkın talepleri ve Müslüman halkın inancına ters davranışlardı. Menderes ile başlayıp, Özal ile devam eden ve Erbakan’ın bu konuda yaklaşık kırk yıllık mücadelesinin ardından iktidara gelen Erdoğan geçmişten ciddi dersler alarak hata yapmadan veya az hata yaparak bu günlere geldi. AK Parti’nin geldiği nokta ile Erdoğan’ın geldiği noktanın aynı paralelde olmadığını da ifade ederek konumuza girmek istiyorum.
AK Parti kurulduğu günden bugüne kadar çeşitli aşamalardan geçti, ilk kurulduğunda Erdoğan’ın yakın çalışma arkadaşları olan isimlerin büyük bir kısmı bugün partide yok ve parti ilk kurulduğunda Anap’ın dört eğilimine benzer bir yapıda kurulmuştu. Ancak bugün gelinen noktada bazı sıkıntılar var. Nedir bu sıkıntılar derseniz; başta teşkilatlara sirayet etmiş olan ihale takipçileri, iş bitiriciler ve AK Parti kültürüyle uzaktan yakından ilgisi olmayan insanların yönetici kadrolarında olmasının yanında dürüst, ilkeli, milli ve manevi değerlere saygısı olan insanların maalesef teşkilatların dışında kalmış durumda olmalarıdır. Bu gerçeği göz önüne alarak iki gün sonra yapılacak il kongresinde AK Parti Samsun teşkilatını üç yıl yönetecek isimler seçilecekler. Bu hem şehrimizin geleceği hem de AK Parti’nin geleceği bakımından gerçekten önemli bir konu. Yaklaşık bir hafta on günden beri bazı isimlerle ilgili yaptığımız haberlerin ve yazdığım köşe yazılarının sebebi de budur, yoksa o insanlarla en ufak bir problemim olmadığı gibi, bir kısmını hiç tanımam.
Yaptığımız haberlerden ve yazdığım köşe yazılarından sonra o kadar enteresan bilgiler geldi ki aklınız şaşar, birçok yerden aranıp o bahsettiğin kişilerin şu işleri de var denilmesi bir yana özellikle FETÖ ile ilgisi olan bazı insanlardan da bahsedilince fevkalade canım sıkıldı. Mesela, kapatılan İl Özel İdaresinin eski Genel Sekreteri olan Aslan Karanfil’in FETÖ’cü olduğu gerekçesiyle memurluktan atıldığını hepimiz biliyoruz. Bu arkadaşın özel idarede çalıştığı insanların başında olan bir haber sitesininde FETÖ kapsamında kapatıldığınıda biliyoruz. Yani Aslan Karanfil’in çalıştığı insanların pek çoğunun FETÖ ile irtibatlı olduğu ortada. İşte bizim geçenlerde haberini yaptığımız ve Kasiad’ın yurtdışı gezilerini organize ettiğini söylediğimiz arkadaşımız da, Aslan Karanfilin sürekli çalıştığı ve özel idarenin yaptığı tanıtım toplantılarını organize eden firmalardan birisinin sahibi oluğunu öğrendik. Keşke öyle olmasaydı da biz de bu tür yazılar yazma gereği duymasaydık ama maalesef olay sandığımızdan da sıkıntılı çıktı. İşin arkasında FETÖ’cü eski siyasetçilerden tutunda o eski siyasetçilerin iş ortağı olan yeni siyasetçilere dek olayın derin boyutları var.
Burada en büyük görev İl Başkanı Hakan Karaduman’a düşmekte. Hakan Karaduman İmam Hatip kültürü almış, aile boyu düzgün yaşam biçimi olan bir kardeşimizdir. Ben bu noktada dün neredeysem bugün de oradayım. Ancak Hakan Karaduman listeyi üç aşağı beş yukarı Ankara’ya gidip dizayn etti, vekillerin bir kısmı isim vermedi, bir kısmı sadece vermekle kalmadı illa bu isimler olacak dedi, bir kısmı da ben isim vermem ama partiye zarar vereceğini düşündüğüm bazı isimlerin listede olmasını istemiyorum dedi. Bu minvalde yapılacak olan listenin son şeklini Hakan Karaduman hazırlayıp, cumartesi gerçekleşen olan kongrede kamuoyuna sunacak.
Umarım ve dilerim ki Hakan Karaduman inancına, yaşam biçimine ve AK Parti misyonuna uymayan isimleri o listeye koymaz, şayet koyarsa daha sonraki süreçte çok pişman olacağından en ufak bir şüphem yok ama siyaset öyle sanıldığı kadar kolay bir sanat değil, güç dengeleri var, çalıştırılması mümkün olan insanları listeye koymak var, kendi güveneceği isimleri listelere koymak var, sizin anlayacağınız var da var. Bu kongrenin Hakan Karaduman için çok zor bir sınav olacağından en ufak bir şüphemin olmamasıyla birlikte Allah yardımcısı olsun demekten kendimi alamıyorum. İnşallah geçmişte yaşadıklarından ders alarak siyasi hayatına yön verir. Allah herkesin kalbine göre versin diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.