Her ne kadar Medrese-i Yusufiyye"de olsak da, Allah"a şükürler olsun ki dışarıda nelerin yaşandığına vakıfız. Pazar günü sıkışan ve Samsun"u Liman Caddesi"nden başlayarak, Atakum"a kadar adeta felç eden trafik kaosundan bahsediyorum. Trafik o kadar sıkışıyor ki, insanlar saatlerce o güzel havada, araç içlerinde mahzur kalıyor. Hatta bazıları bu duruma dayanamayarak yaya kaldırımlarını kullanarak, karşı şeride geçmenin yollarını arıyorlar. Öyle ki, sırf bu yüzden hasar gören araç sayısı azımsanmayacak ölçüde. O sıkışıklıkta kalan ve hastasını yetiştirmeye çalışan ambulanslar da işin cabası. Kısacası Samsunlular için bir önceki gün gerçekten bir Kara Pazar olarak hafızalara kazındı. Peki, bunun sorumlu ya da sorumluları kimler dersek, yine karşımıza Vezir Hazretleri çıkacak! Bu adamı artık ben yazmaktan bıktım ama o kadar çok hatası var ki, dile getirmezsek bizler çok büyük bir yanlışın içine düşeriz. Samsun"da çözülmesi gereken birçok iş varken, sıralamasına, yapılacaklar listesinin en sonundan başlayan Vezir Hazretleri, atıldığı bu Raylı Sistem macerasında yaptığı güzergâh yanlışlığı ve mesafe hatalarına insanları trafikte hapsetme çilesini eklemeyi başarmış bulunmaktadır. Yanlış anlaşılmasın, hatalı bir projede olsa elbette ki inşaat çalışması birtakım aksamalara sebep olacaktır, buna itirazımız yok. Zaten aylardır bu çileye alışan Samsun halkı da durumu bir şekilde idare etmekte. Tepkisizlik ve tek adam hükümdarlığı, onu o kadar vurdumduymaz bir hale getirmiş ki, Pazar günü bütün Samsun"a bunları yaşatabilmeyi göze aldı. Çok mu zordu geçici önlemler almak? Ya da daha önceden bunun duyurusunu yapıp insanların oraya yığılmamasını sağlamak? Hadi bunları geçtim, bari trafiğe haber verilip bu keşmekeşlik en aza indirgenebilirdi. Samsun-Atakum ilk 5 kilometresinde sadece bir tane trafik memuru arkadaş! O da sürücüler gibi trafiği seyretmekte. Belediyeciliğin gerektirdiklerini, Samsun"da 3. dönem hükümranlığını yaşayan birine söylememize gerek yok diye düşünüyorum. Peki, neden böyle oluyor diyorsanız, hemen ekleyelim kendini iyice saltanata kaptıran Vezir Hazretleri artık Kral olmanın ve daha geniş topraklara hükmetmenin peşinde, öyle küçük derebeylikler ve onların sorunları onu hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Zaten tek adam olmanın ve yanında bulunan dalkavukların "Sen çok yaşa, büyüksün, daha büyük yerlere layıksın Vezirim" naralarından da, artık başı iyice dönmüş durumda olmalı ki gözünün önünde yaşanan ve halkı galeyana getirecek kadar bunaltan hatalarını görememekte. Ne diyelim herkes kendi sonunu kendi hazırlarmış, bizim Vezirin sonunun da böyle giderse hiç iyi olmayacağını söylemek için kâhin olmaya gerek yok, bizden uyarması. Ve de yakın gelecekte Dimyata pirince giderken eldeki bulgurdan olmanın çok güzel bir örneğini Samsun"da yaşayabiliriz. Kalın Sağlıcakla.
KARAPAZAR!
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.