Kılavuzu karga olanın, burnu pislikten çıkmaz. Sözünün hikayesini bilmeyenler için yazmak istedim.
Birkaç arkadaş köylerde, kasabalarda pazarcılık eder, dolaşırlarmış. Bir gün, uzakça bir kasabaya gitmek için yola çıkmışlar. Bir müddet sonra, gök gürlemeğe, bulutlar kararmaya başlamış.
O sırada bir köylüyle karşılaşmışlar. Yağmur bastırmadan sığınabilecekleri yakın bir köy bulunup bulunmadığını sormuşlar.
Köylü: “Var! Var olmasına da.. Siz korkmayın hele, yağmur falan yağmayacak. Baksanıza kargalar yüksekten uçuyorlar. Kargaları yüksekten uçarken bilin ki yağmur yağmayacak” demiş.
Pazarcılar bakmışlar, gerçekten kargalar havada uçuşup duruyorlar. “Köylünün bir bildiği olsa gerek” diyerek yollarına devam etmişler.
Çok geçmeden hava büsbütün bozmaya başlamış. Sağanak hâlinde yağmur bastırmış. Arkasından da dolu, şimşek., artık ne varsa.
Adamcağızlar yapacaklarını şaşırıp kalmışlar. Daracık bir vadiden geçerlerken yukarıdaki köyün taşan deresi bunları önlerine katıp sürüklemiş. Üstelik köyün lağımı da bu dereye akarmış. Garibanlar çamur yetmezmiş gibi, bir de pislik içinde yüzmeye başlamışlar.
İçlerinden alaycı birisi, hem güler, hem de “Kılavuzu karga olanın, burnu pislikten çıkmaz” demiş.
Etrafımıza baktığımızda, kendini bilmez çok insan görürüz. Birde bu kendini bilmez insanları bir şey sanıp yanında taşıyanlar var.
Allah insana zeka vermiş, zekalı olmakla, akıllı olmak arasında çok fark var. Kendini zeki gören, acaba ben zekiyim, ama ne kadar akıllıyım diye de düşünmelidir.
Kendine kılavuz seçen insanlar, kılavuzlarının dedikleri ile değil, yaptıkları ile hareket etmelidir. Yoksa pislikten çıkma şansları hiç yoktur. Ama bir de pislikte yaşamak isteyenler var.
Bunlar için en doğru kılavuz kargalardır. Hatta kargaları besleyen tiplerde çok, çünkü kargalar sayesinde, kendini pislikte gösterip, işini yürüten tipler var. Hem de makam mevki sahibi kendini hem zeki, hem de akıllı sanan tipler.
Bu tipler, genellikle hak etmedikleri yerde olmanın verdiği güç ile, içlerindeki pis duygularının esiri olurlar. Pislikte olmak, kargalarla karar verip lağım içinde dolaşmak onların yaşam biçimi olmuştur.
Onlar için artık bu doğal bir yaşam halidir. Ama günü gelince, bu tiplerin ve kargaların sonu her zaman hüsran olmuştur.