Çocukluğumuzda hepimiz gece gökyüzünü gıpta ile izlerken bulutsuz havalarda milyonlarca yıldızlara imrenerek bakardık. Hatta kendi aramızda yıldızları sahiplenirdik. Şu yıldız benim bak ne güzel parlıyor diyerek birbirimize emsallerimize caka atardık. Gökyüzündeki yıldızları ulaşılamaz sevgiliye benzetirdik kimi zaman. Daha sonra birden gökyüzünde yıldız kayardı. Akıp giderdi sanki. Üzülürdük o zamanki çocuk aklımızla. Güya kayan yıldız bizim yıldızımız gibi hüzünlenirdik.
Yıllar geçer aradan, çocukluk dönemi bitmiş ve belli yaşlara gelmişiz. Yıldızın ne olduğunu öğrenmişiz. Akıllanmışız güya. Hani çocukluğumuzda gökyüzünü seyrederken gıpta ile baktığımız ve kendimize en parlak en güzelini seçtiğimiz yıldız vardı ya, işte o yıldızı hayatımızda arar dururuz. Tam deriz ki işte benim yıldızım bu Sonra yıldızımıza güneş gibi sahip çıkmak isteriz kendi aklımızca. Elimizden geldiğince imkânlarımız ölçüsünce. Ne gezer bir bakarsın sahip çıkmak istediğin yıldızın birden kaybolmuş. Bir boşlukta hissedersin kendini.
Geçen gazetelerde okudum: Bir genç köpek gibi aşığım diyerek kendini trenin altına atarak intihar etmiş. Okuyunca çok üzüldüm. Bu gibi gençlere yazık değil mi? Bunlara ümit veren her kimse, hiç mi vicdanı sızlamadan hayatına devam edecek. Veya başka bir erkekle gününü gün edecek. Neden o genci kendine deli gibi bağlayıp intihar etmesine sebep oluyorsun? Bu anlattığım herkes için geçerli.
Aslında dünyada sevgi yalan üzerine kurulmuş. Gerçek sevgiler unutulmuş. Menfaat sevgisi almış başını gidiyor. Sevgi fedakârlık ister. Zaten menfaat düşünmeksizin birbirini sevenler hiçbir fedakârlıktan kaçınmaz ve sevgileri yıllar sürer her türlü zorluğa rağmen. Sevgi sadece insanlara ait olan bir duygu değil elbette. Hayvanlar sahiplerini insanlardan daha fazla karşılıksız severler. Bekledikleri sadece sevgilerine karşılıktır. Hayvanlar insanlardan daha fazla kıskanırlar sevdiklerini. Bunu da açıkça belli ederler. Sevdiklerini de asla unutmazlar. Bizler öyle miyiz? En ufak bir sarsıntıda bir sillede biz vurmuyoruz mu?
Sevgi fedakârlık ister. Öyle bir fedakârlık ki sevdiğimiz kişinin mutluluğu için kendi sevgimizden vazgeçebilecek bir fedakârlık Böyle birini bulabilmek tabi çok az. Ancak vardır bir yerde mutlaka. Önemli olan sahip olduğun yıldızının kıymetini bilebilmek ve onun kaymasına fırsat vermemek. Malum yıldızlar balıklara benzer, elde tutmaya gelmez. Onlar sadece uzaktan seyretmek için vardırlar.
Kimi insanlar vardır ki bir ömür boyu arar dururlar gökyüzünde ama bulamazlar bir türlü. Kimilerinin de yıldızlarla işi olmaz. Onların aklı fikri para, iş güçtür. Tabii saygı duyarız herkesin tercihlerine. Ancak düşünebiliyor musunuz gökyüzünde baktığınızda hiç yıldız olmasa, dünyamız ne kadar monotonlaşır. O yıldızlar ne kadar değişik bir güzellik katarlar evrene. Yıldızlar biraz da nazlı ve gururlu değiller midir? Kendilerini çok yükseklerde görürler. İnsanlara tepeden bakarlar. Bazıları da acımasızdır. Ama şu kayan yıldızlar yok mu, onlar içimi incitiyor. Sanki o kayan yıldızla birlikte bir hayat kayıyor yok oluyor. Beklide gerçekten yok oluyor. Ama bunu ancak yok olan hayat sahibi bilir. Ne olur yıldızlar kaymayın. Yok etmeyin o hayatları.
Güzel Yıldızlarla mutlu nice yıllara