KEHANET Mİ !

Dursen Özalemdar

Bu gün dünyada meydana gelen kitlesel olayların, daha önceden bir nevi alıştırmak için, değişik biçimlerde duyurulması, gelişen olaylarla, olanların uyuşması elbette ki bir kehanet değildir.

 

Batılı mihraklar asırları aşkın bir zamandır, kendilerine HASIM OLARAK gördükleri İslâm topluluklarını ve devletleri üzerinde planlar yapmışlar, uygulamaya sokmuşlarladır. Bunlardan bir kısmının batılılara teslimiyeti kabul ederek, Milli değerlerini ortak ederek, menfaatler açısından bir ortaklık içine sokulmuş, Orta doğuda ve Körfez ülkelerindeki örnek durumlarla görülmüştür.

 

Geçmişte yöneticilere hakim bir güç olarak görülen Kilise teşkilatları, bu plan ve organizelerin önünde giderken, Batı da aynı kökten güç alan bir çok VAKIF adındaki kuruluşların, bir nev’i AKADEMİK çalışma içine sokularak, Müslüman ülkeleri nasıl ellerine geçirilebileceği, içlerinde nasıl ANARŞİ ve HUZURSUZLUK  çıkartılabileceği, Kendilerine uymayan yönetici ve Hükümetleri yıkılması ve kendilerine tabi olacak idarecileri başa geçirerek, istedikleri şekilde idare edilme yollarının açılması gibi yöntemler planlanmıştır.

Selcuklu ve Osmanlı’nın geriye doğru 1000 yıllık Anadolu tarihinde bu tür tertip ve olayların olmadığı bir güne bile rastlanamazken, Dıştan gelen istilacı ve düşman güçleriyle, İçerde çeşitli şekillerde satılmış çok kişilerin İHANETLERİ’ de görülmüştür. Yakın tarihimizi ilgilendiren, Bu gün adalet önünde görülen davaların, Bu ihanetler yumağının parçaları olarak görme mecburiyetidir.,

Osmanlı’nın  ABDÜLHAMİT HAN’ın tahttan indirilmesi ile başlayan  çözülmesi

 

Osmanlının bağrından çıkan Kavimler ve devletçiklerin halleri, o tarihten bu tarihe kadar ki halleri ortadadır.

 

 Filistin 1920 ile 2012 yılları arasında İsrailliler tarafından 90.794 insanın öldürülmesi, Afganistan da, ABD ve  Rus istilasında BİRBUÇUK MİLYON Müslümanın şehit edilmesi,  ABD ve çok uluslu güçlerin istilasında 30.000 sivilin şehit edildiği, Irak’ta 1.500.000 insan öldürülürken, 4 milyon insanın evsiz kaldığı, istilacılarca 30.000 bin kadına tecavüz edildiği, Libya’da 50.000 rejim yanlısının katledildiği, Bosna HERSEKTE, Pakistan’da, Biadmarda, Somali’de, Yemen’de ve bu gün SURİYE ve Mısır’daki katliamlarla, Kırk yıldır ülkemizdeki Ermeni Asala ve PKK nın  nice masum insanları şehit ettiklerini   görmekteyiz.

 

Küfrün ; Hak ve Adalet getiren, İslâm’ı gerçek manada kabul etmeyişi, kendi beşeri hırs ve çıkarları uğruna, Dünya’yı cehennem ‘e çevirme örneklerini insanlık tarihi çok ça yaşamıştır. Bu gün Yedi milyar insanla varlığını gösteren dünyanın, Yedi rakamındaki hikmete binaen, Kritik bir dönemece geldiğidir. Küfrün ve Zülmün arttığı yerlere, İlahi Müdahalenin gelmesi haktır. “Kul azınca / Belanın gelmesi de haktır. Küfrün Müslümanlara yazdığı senaryolar bitmeli, Müslümanlar Allah’ın Emrine uyarak BİR MİLLET HALİNE GELMELİ, HİLAFET SANCAĞI AÇILARAK MÜSLÜMANLAR  İSLAM BİRLİĞİ SAĞLANMALIDIR.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.