TEFEKKÜR
Dursen Özalemar
KENDİ GİTTİ İSMİ KALDI YADIGAR ŞEYH HAMZA KİMDİ
Fatih Sultan Mehmed Han’ın hocası AKŞEMSETTİN’ in, maneviyat büyüğü ve bir gönül sultanı olduğu herkesin kabulüdür. Dolaysıyla Şehrimiz Samsun’u ilgilendiren önemli tarafının ise, Hicri 792, Miladi 1389 yılında Şam da dünyaya gelen Akşemsettin’ yedi yaşlarında iken, Babası Şeyh Hamza ile, ilimiz Kavak ilçesine yerleşmişlerdir.
ŞEYH HAMZA, nın soyu l5 batında Hz. Ebu Bekir (R.A.) dayanmaktadır. Açık kimligi. Şerafettin HAMZA Şâmi dir.
Samsun şehri, 1418 yılında, Çandaroğlu Hızır Bey tarafından, Osmanlı Sultanı Çelebi Mehmet’e teslim edilmiştir. Osmanlı Tahrir Defterinin 1485 yılına ait olan bölümünde, Samsun’un 10 Mahalleden ibaret oldugu, bunlardan 5 sıradaki ŞEYH HAMZA mahallesi olarak kayıtlarda görüldüğüdür. Buranın şu andaki ismi PAZAR Mahallesidir.
Akşemsettin Hz. “Biz on iki kardeş idik. Babam bir gün hepimizi bir araya toplayarak, yüzlerimize uzun uzun bakıp hamdetti. Biz zan ettik ki, Cenab-ı Hakk’a bizleri kendisine ihsan ettiği için hamd etmektedir. Lakin babamın dervişlerinden Nu-Ül Hüda kendisine ; Ben senin neden hamd ettiğini biliyorum.” dedi. Babam”Neden diye sorunca,” Şuna hamd ediyorsun ki. Cenab-ı Hak sana on iki evlat verdiği halde, hiçbirisinin muhabbeti, kalbini Cenab-ı Hakk’dan ayıramamıştır” cevabını vermişti.
Akşemsettin, yedi yaşında iken babası , yerleştikleri Kavak ilçemizde, bir müddet sonra rahatsızlanır. Kısa bir rahatsızlık devresinden sonra vefat eder. Baba Şeyh Hamza defnedilir. Ancak o günlerde mezarlığa dadanmış olan bir KURT mezarları açıyor ve cesetleri çıkarıp parçalayarak gözden kayboluyormuş.
Bundan dolayı defni yapanlar, sabahı endişe içinde beklerler. Sabahın erken saatlerinde, durumu incelemek için mezarlığa giderler. Herkesi hayrete düşüren olayı müşahede ederler. Mezardan bir kol dışarıda durmaktadır. Mezarın o kısmı kurt tarafından açılmış, ancak boynu kırılan kurdun cesedide kolun yanında yatmaktadır. Durumu görenler, kolu yine mezara yerleştirmek için bir müddet uğraşırlar, ancak mümkün olmamaktadır. Bir gönül eri piri fani, der ki ; Siz Şeyhin dilinden anlayamıyorsunuz. Bu haliyle diyor ki. Elim Kurda temas etmesiyle kirlenmiş oldu. O haliyle elimi yanıma çekemem. Yıkayın ondan sonra yanıma alayım diyor.
Gelenler eli güzel ce yıkarlar, öylece bırakırlar, el kabre girer. Yerine yerleşir. YÖREDE BU OLAY dan dolayı Şeyhe, KURT BOĞAN ŞEYHİ de denmektedir.
O tarihlerde Amasya Şehzadeler şehri ve ülkenin İLİM MERKEZİDİR. Şanı her tarafta duyulmuş olan bu mübarek zata bilahare AMASYA’da bir türbe yapılarak nakil yapılır.
Evliyalar zincirine bir halka daha eklenir.
1950 Kore ve 1974 Kıbrıs harakatı sonrasında birçok gazinin değişik şehirlerden gelerek burayı araması ve ziyaret etmelerinde, “Savaşta hep ön safta idi, her attığını vurur, namazını savaşırken dahi ihmal etmezdi, bize çok büyük yardımları dokundu. Biz onu bizim gibi bir asker sanırdık, Terhisten sonra seni nasıl buluruz dediğimizde, Amasya’da KURT BOGAN diye sorarsanız size gösterirler diyerek bize adres vermişti.
O haliyle Amasya merkezde ki Türbesinde ÜLKEMİZİN MANEVİ BEKÇİSİ olarak duran ŞEYH HAMZA’ya, onun hatırasına hürmeten şehrimizde 1400 lü yıllarda kurulan MEDRESESİ hayat bulmalı ve yaşatılmalıdır.
(Şehrimizdeki ŞEYH HAMZA MEDRESESİ’ ne oldu)