Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikoloğu Hande Sinirlioğlu Ertaş, anne-babaların kendi ilgi duyduğu meslek ya da beğendiği okul yerine, çocuklarının yeteneği ve ilgisi doğrultusunda bir uzmandan destek almaları gerektiğini söyledi.
Kaygı yanlış karar verdiriyor!
Uzun ve stresli bir sınav maratonundan sonra, sonuçların açıklanmasıyla evlerde bu kez kaygı ve endişe, gerginlik duygu durumlarının yaşandığını kaydeden uzman psikolog Ertaş, kaygı ile yanlış kararlar verilebileceği uyarısında bulundu. Ertaş şöyle dedi:
Belirsizlik kaygıyı tetikliyor!
“TEOG ve LYS sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte ailelerde bir tercih koşuşturması başladı. Bu koşuşturma çocuklarının geleceğini belirleyecek adımların atılması anlamına geldiği için doğal olarak beraberinde gerginlik ve kaygı da getiriyor. Kaygının en önemli tetikleyicisi belirsizliktir elbette. Bir diğer kaygı yaratıcı faktör de bu kısa süreçte verilecek kararın yaşam boyu etkisinin olduğu ve tüm hayatını etkileyeceği gerçeğidir. Bu nedenle aileler, ilk olarak bu kaygı ve endişe ile hatalı seçim yapmamak için öncelikle sakin olmalılar.”
TEOG seçiminde uzman desteği önemli
Sadece ebeveynlerin değil, çocuklarında bu dönemde kaygı yaşadığını kaydeden Ertaş, TEOG ile ilgili seçimin çocuğa bırakılmaması, mutlaka konunun uzmanlarından destek alınması gerektiğini vurguladı. Ertaş şöyle konuştu:
“TEOG sınavı açısından değerlendirildiğinde aileler puana göre okul tercihinde bulunurken, çocuklar yaşları gereği bu seçimlerin biraz daha dışında kalabiliyor. Ergenliğe giriş yaşları olarak tanımlanan bu dönemde çocukların beklentilerinin daha bireysel ve somut olabileceğini biliyoruz. Zaten, bu yaş döneminde çocuğa seçimi tamamen bırakmak da uygun değildir. Çünkü çocukların seçimleri genelde samimi arkadaşlarının gideceği okullar, ismi duyulan okullar, yakın okullar, kolay okullar, binası, bahçesi güzel okullar şeklinde olacaktır. Ancak aile seçenekleri belirlerken çocuğunun akademik düzeyine ve kişilik yapısına uygun seçimler yapmalıdır. Bu seçimlerin yapılması sürecinde de mutlaka eğitim uzmanları ile birlikte yol alınmalı, onların desteği alınmalıdır.”
Meslek seçiminde kendi tercihinizi dayatmayın
Üniversite seçimleri yapılırken de eğitim uzmanlarının desteği ve önerilerinin de mutlaka dikkate alınması gerektiğini kaydeden Ertaş, Ailelerin, gençlerin yetenekleri, ilgi alanları, kişilik özelliklerinin belirlenmesi gerektiğini vurguladı. Ertaş şöyle dedi:
“Yaş grubu açısından değerlendirildiğinde, üniversiteye hazırlanan gençlerin pek çoğu hazırlık sürecinde hedeflerini belirlemiş oluyorlar. Mutlaka hedeflerinde bir üniversite ve meslekler vardır. Bu belirlemelerin gerçekçi yönü de yine uzmanların değerlendirmeleri ve yönlendirmeleri ile desteklenebilir. Gençlerin ilgi alanlarını ve mesleki eğilimlerini belirlemeye yönelik uygulanan çeşitli testlere de başvurulmasında fayda var.”
Genç ile aile arasında dayatma değil, “karar sohbeti” olmalı
Üniversite sınavı sonrası tercih sürecinde aileler ve gençler arasında zaman zaman beklentiler ve seçimler açısından fikir ayrılıkları ve çatışmalar yaşanabildiğine de dikkat çeken, Ertaş, ailelerin, çocuklarının gelecekte daha “rahat” edebileceği veya maddi kaygı yaşamayacağı meslekleri tercih etmeleri yönünde ısrarcı olabildiğini söyledi.
Dayatıcı değil yönlendirici olmalı!
Ailelerin çocuklarını korumak adına bu yaklaşımda bulunduğunu çocuklarına hissettirmeleri ve bu beklentilerini dayatıcı değil de yönlendirici yaklaşımlar ile yapmaları gerektiğini de söyleyen Ertaş, şunları söyledi:
“Artık bireyselleşme sürecini tamamlamış olan gencin ihtiyacı bir yol göstericidir. Bu süreçte yaşanan çatışmalar yapılacak seçimlerin kimi zaman hatalı olmasına da neden olabilir. Bu nedenle tercih belirlemek için ebeveynler ve genç oturup karar sohbetleri yapabilirler. Ancak bu sohbetlerin amacı da genç için en uygun tercihi yapmak olduğu unutulmamalıdır.”